Giderken sadece kendini götürmüyorsun ki..
Geride kalanın umutlarına bir çizik atıp,,
yaşanası ne kadar güzellik varsa kirletip
öyle gidiyorsun..
Ufacık bir vedaya
Çocukca bir yürekle uçurtmanın ucunda,
gökyüzünün o sonsuz maviliğinde kaybolurken,
yüzünde mavice bir mutluluk belirir ya..
Gözlerinde binlerce yıldız,
yüreğinde pır pır ederken,
bir serçe O'nun adını tekrarlar..
''Özledim''
diyebiliyorsan
ne mutlu sana..
Demek ki
hala özleyecek kadar
Aşkı aramak mı?
Haşa! !
Ne haddime..
Serseri bir rüzgar gibi
şöyle tesadüfen
bana çarpmasını bekliyorum..
Buzdağına çarpmış yüreğim
soğuk...
Ölü bakışlar
gözlerimde..
Paslı buruk bir tat
dilimde..
Hiçbir şey değişmiyor aslında..
Sadece zamanla eskiyor duygular..
Küllenir gibi..
Ama bir nefesle ateşe dönecekmiş gibi de tetiktedir..
Bir denizin buz gibi maviliğinde,
gün batımının o muhteşem kızıl kıyametinde,
sevgilinin koynunda aşktan ölürcesine içeceksin...
Daha önce hiç böyle boğulmamış gibi,
Hiç yaşamamış gibi,
O'nu özlediğimde
susarım..
Derin bir sessizlikte susar,
yüreğimin şarkısını dinlerim..
Her susuşum bir şarkıdır benim...
Ben başka bir şehrin,başka bir akşamında
Karanlığın koynunda ölürken,
Sen gülüşümü hatırla
dudağının kıvrımında..
Sana hep aşkla bakan gözlerimi düşün
o gözlerde şu an yaş olsa da..
Nereye gidersen git..
yüreğinde bir okka ateşle gidersin..
Değdiğin her yeri yakarak,küle çevirerek,
ve sonunda kendini de yakarak..
O ateşle duramazsın başka bir yürekte
Veda kaçılmazdır artık..
.....:((((