yıllar sonra
ilk defa
geldik en sonunda
bir araya.
ayrı ayrı zamanlarda çekilmiş
hoş gelmişsin, benim gönül bahçeme
gel buyur içeri, gel buyur hele.
ne de yakışmış gülümsemeler o gamzelere
gel buyur sultanım gönül bahçeme.
endamın yeter, salın gez şöyle
yüreğim de sevmişti seni elbette
ama ben!
sevdim seni gözlerimle.
gözlerinle her göz göze geldiğimde
gözlerim,
Susuyorum,
Mühürlü dudaklarım, dillerim kekeme.
Susuyorum,
Dillerim lal, dilim, dişim kilitli.
Bu sabah
Üşüyerek kalktım yatağımdan.
Halbuki
Kömürleri patlatarak,
Odunları çıtırdatarak,
sen bakışlarımda, sen avuçlarımda kumsal boyunca
yüreğimde sen, yine sen varsın bu ılık yaz akşamında.
gölgem gecenin karanlığına ağır ağır karışmakta
seni çiziyorum yine sulara
sen ki kayboluyorsun, her savrulan dalgada.
biz kadınlar!
bizler!.. Analar!..
çığlık, çığlığa tırnaklarımızı geçirip toprak anamıza
doğururken çocuklarımızı, getirirken dünyaya
Eylül
Hangi kansız kesti yolunu?
Hangi adam olmadık adam, kandırdı çocukluğunu?
Hangi gün, hangi gece, hangi labirentte?
sonbaharın rengidir tenin
esmerim, yanık tenlim.
sana taptım ben meleğim
bronz tenli, esmerim.
ayak izlerini kaybettim
Cehennem ateşini, gözyaşı söndürür derler;
Yanıyorsa memlekette cehennem ateşi
Alev alev yanıyorsa şehit analarının yüreği
Ha!.. cehennem ateşi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!