Bağıma cemreler düşürdün zahir
Bu aşk yangınının bitmez serabı
Büyünle kalbime zerk ettin zehir
Sevdasız içilmez bu aşk şarabı....
Şarabın renginde açar güllerim
Bebek yüksek dağlarda sıra tepeler belki
Çamlarda yavru kuşlar, belki de yavru ceylan
Suya hasret fidanlar, ağlayan umut belki
Renklerin kucağında sevgiyi kurgularken
Yaşlar döken dağlara süt vermek istedin mi?
Ne gidenden bir haber, ne özleyişe bir çare
Yalnızlık girdabında, narda tutuşur özlerim
Bu gidişin esrarı, eylerken canı biçare
Dön gel cananım dön gel, yolunu gözler gözlerim
Soranlardan gizlerim gönlüme düşen ateşi
Bir saat kadranında saniyeler sonlanır
Yenilenen takvimle umutlara soyunmak!
Yaşamın ön yüzü bu, sevgiyle aydınlanır,
Yeni yılın sesinde deseninde uyanmak! ! !
Öteki yüzü sorma; tezgâhlar ağı işler
GÜLİSTAN GÜLGÜNÜ
GÜLİSTAN GÜLGÜNÜ
Sevda umutları yatar koynunda
Gül goncasında sarı kızıl yanıyordu aşk
Al yaprağıyla diken diken kanıyordu aşk
Buzul çiğ damlaları kalplerde çözülürken
Zevklerin doruklarını tırmanıyordu aşk!
Yapağına dert açan yakan sanıyordu aşk
KUTSİYET KOKULU BURSA
Erken Osmanlı Sanatı, yaldızlama nakışlar
Orhan Gazi şanıyla kutsiyet kokulu Bursa
Yollardaysa sevdan ve savruluyorsa
Özgürlüğe susamış bir at yelesi misali
Sen ve aradığın sevgi aşk ile kavruluyorsa
Akdeniz'in tuzlu akşamlarında Afrodit timsali
Beyaz köpüklerin kıyılara vurduğu gibi
Vuracak, vuracak seni en firar susamışlıkların.
Bağımsızlık özgürlük, medeniyet yumağı
Hürriyet çiçeğinin rengi kokusu vatan.
Hür irade fikirle, göğüslemiş sancağı
Sonsuzluğun Güneşi, Profesör Türkân Saylan
Günceler ağır roman, keşmekeşler yuvası
SOLMADA GÜL NEŞESİ
Kumru guguklarıyla ağartıdayken seher
Buğulanır camlarda yeniden yaşam sesi
Ekmek kavgası için gün döner dünya döner
Canım annem, kalemine sağlık! Çok güzel yazmışsın.. Sana da böyle asil bir şiir yakışır zaten..
Canım annem, kalemine sağlık! Çok güzel yazmışsın.. Sana da böyle asil bir şiir yakışır zaten..
Canım annem, kalemine sağlık! Çok güzel yazmışsın.. Sana da böyle asil bir şiir yakışır zaten..