sus çocuk sus
çığlığını içine kus
yum gözlerini
yut dilini
gördüklerini unut
Bastonundan yaşlı dilenci
Mutlu düşler satıyor çocuklara
Aç kapıyı bezirgan başı
Heybesinden gülüş saçılmış
Beyoğlunun arka sokaklarına
boz bulanık/ akıyorken
aheste
dokundum bir söğüdün ellerine
dokundum yüreğimle
gecikmiş bir tren
değildi belki
beni tekdüze dünyana getiren
gündelikçi de değildim belki
darlandığında nefes veren
elbet kolay değildi
kaç yalan yanlış adreste tükendim
tükendim ki
kendimden geçtim
geçmeden gelmeyecektin
ah bi kıstırsam şu zamanı
kuytu bir köşe başında
dayasam aşkımı şakağına
tam / sen yerinden vursam
razıyım
Bakışını sakladım gözlerimde,
dokunuşlarını tenimde...
Öyle çekmişim ki seni içime
aynaya bakamadım günlerce...
-ya... yoksam diye...-
(yoruldum
suskunluğuna sözcükler uydurmaktan
uydurduklarıma kendimi inandırmaktan)
...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!