Asi tuz oynak katran
Ilık çağrısı kireçtaşının
Hava girdapları
Göz göz açılmış toprakta
Madenlerin kükreyişi göğe karşı
Bir tutam saç
Nedir bu yüzyıldır karanlık bakışlarını görürüm ayın
başımı çevirip duyarım kokusunu bir güz günü korkulu
sabahın
serinliğini taşır derin duyguların
pınar tadında duru çimen kokan
yaşlı ağaçlarda salınır gizemli ışınları
içi özlemle sarsılırken genç gövdelere
bütün ruhlarının adına yapıyorsun bunu
gelgitleri gibi suyun
binlerce yosun sarmalında
taşlar tutuşunca uyuklayan kayalıklar için
ki çılgın ay vururken yüzüne, mermer sütuna, değişen kıra
Biliyorsun çoktan yaşlandı ağaçlar
dün gördüm
bir iki beyaz yaprak düşmüştü ulu gövdeden
biliyorsun çoktan yaşlandı artık rüzgârlar
sarıp sarmalamıyor dipsiz bahçedeki güneşi
sonra limon ağacını hurmayı ve kan rengi gülü
XIII
Geceyi duydum
gecede açılan kapıdan
gizli ışık aydınlattı
sessizce
Gülüşler evinden yeni çıktım
suyun patikasında gördüm seni
durgun bir fırtına gibiydin
kokuyordu saçların dağ yeli
gür elmalar içinde sarışın bir gövdeydin
hülyalı bir aralıktan aralar görürdüm gözlerini
Mavi çavlandan havalanan
altın kanatlı kuşlar
ayrıksı otlar dev
sarmış taraçaları yosun
kaygan vakur ve soluk
anımsatır yaşanmış bir masalı
Kenarında dururdu bu mercan uçurumun
kuşku bileklerinden sızardı, beyaz kan
sızarken ağacın köklerini arzulardı
soylu bölünmelere toprak
tüm yabancı hayvanı çağırırdı bağrına
iç bitimsizdi dış sağır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!