- Sende kafayı yiyorsun herhalde gece gece benim gibi uyuyamadığına göre!
- Umuttan mum ışıklarıyla kahverengimtırak ama; yine de siyah.
- Olsun! Gece gece gebermiyorsan, gecermeyeceksin de!
- Buraya bakıp gülüyorum. Aurama... Tam ortasına...
- Bere ve atkıyla şemsiyesiz sevimsiz Kadıköy ortasında pıt pıt ıslanırken ağlamak ister gibi bıkar insan bazen bu lanet mevsimden.
- Olmadığımdan olduramadığım evde en merak ettiğim yer; hiç bir erotik alt metin taşımayan duş. Bakmadan duramıyorum.
- Olmamağazdan gel! O zaman sıkıntı olmaz. Olmaz yani... Anlıyor musun?
- Kutupta mıyız biz la? Yani nota olan la!
- Öyle ya, küfür yok! Küfür yok... Belki kutup bizdedir.
- Yok yani günlerce saklanıp gizem yaratmak niye? Aranılıp bulunduğunda, alt tarafı kanepede uyurken yakalanıyorsun. Kaşındıra kaşıya...
- Değil mi? Keşke bütün kapaklar saat yönünde açılsa...
- Karl Marx saçlarını kızıla boyasa...
- Vay be! Demek ki yaygınmış. Bir erkek arkadaşımın da başına gelmişti. Herhangi biri olsa olur yani!
- Hangi herhangi biri?
- Bizden biri...
- Birden bire birden biri mi?
- Hayır anlamadın. Alınma ama bu gün çok idiotiksin. Senin üstün başarılarına eklenmesi gereken bir liyakat işte.
- Ne münasebet beyefendi? Elf pornosu diye bir şey mi var?
- Of! Sonsuz doğrular muhtemelinde bir kez daha aynı doğru üzerinden zıt kutuplara gitme ihtimalini becerirsek sen ile; öfkeden senin kulağını ısırarak kopartacağım. Taş var, köpek yok... Taş yok, köpek var... Ama kralın köpek...
- Bunalımlar 1967 yani!
- Şükür.
- O zaman bende tüm suisidalleri nankörlüklerinden odalarına kitlerim.
- Californiyaya gidiliyor zaten! Daha balayı mı kalır?
- Hay ben senin o güzel gözlerine...
- Aaa! Lütfen ama! Küfür yok.
- Suisidal deyince, kurban olayım diyecektim. Git! Ama halimi gör öyle git.
- Maçtan sonra gol atmak da ne olacaksa?
- Maçtan önce ne olduysa?
- Biri ilgimi çekmeyen bir konu hakkında lafı uzattıkça ben...
- Anlatma! Baktın ya; ben anladım.
- Hiç mi vicdan yok? Çaya bu kadar şeker atılmaz ki...
- Sorma bu sabah bana bozuk peynir sattılar. Küf işte yahu! Benzini elimden zor aldılar.
- Dün gece gördüm... Bir yıldır ilk defa eriği çekirdeğiyle yediğini gördüm. Bu anormale üzüldüm.
- Anormal, bambaşka anormal... Bu normal! Bu normal çünkü erik zaten yılda bir defa çıkar.
- Neyse... Kısacası ben Egelileri sırf o yorgan yüzünden bile seviyorum.
- Öğrencilik işte...
- Ah siz ve mor ayakkabılarınız...
- Çok özür dilerim ama o ayakkabılar sarıydı.
- O kadar mı ıramışım be? Sarının manasını sen biliyorsun sonuçta!
- Biliyorum ama; küfür yok ya, söyleyemiyorum.
- İşte bunu diyen aldatır!
- Peki... Demeyelim o zaman... Ah sizlerin ayakkabıları mor! Zaten o ayakkabı çiftinin iki tekide bizde değil! Bile bile kor mu olalım?
- Bir şeyi birşey diye yazmış ya; öpüştüler sandım.
- Öpüştüler mi bilmem ama; yeni mor ayakkabılar almış. 14 Şubat hediyesi üstelik.
- Topuklu muymuş?
- Tabi! Dolmuşa da binmiş!
- Üstelik!
- Gündelik...
- Şimdilik...
- O zaman inşallah sonlara doğru break dance gelir.
- Sorma! Dedikodu yapmak orucu bozuyor. Ailenin full hacı tarafı 9 yaşındayken bize brifing vermişti. Biz Allahsızlığı seçtik.
- Bizi gömmemezden gelmesinler ilerde?
- Yok be... Nerde? Sen olmamağazdan gelebildin mi?
- Her şey aynı!
- Nefretiniz bayım! Nefretiniz...
- Bir kız işte! Tanımıyorum ama harbiden tek ihbara bakar.
- Tartışmadığın erkekle olamazsa, mangal yapamadığınla nasıl olacak?
- Yok canım! Benim ki bireysel silahlanma sayılmaz. Tacize karşı taşıyorum ben.
- Çayımı içersin... Kes!
- İnsan bir tutam selluka kokusundan bile mahrum kalmamalı.
- Liseden beri kibarlık yaptığımı düşünerek yapmışım meğer...
- Saykolojik bozukluğun göstergesi!
- Ya, seni sözelci bir kız falan mı üzdü?
- Beni üzen vergi kaçırıcı anarkokapitalist seksiliği
- Kadınlar çok güzel.
- O zaman bir daha ki sefer, ayrılık öncesi kadın tanıdıklar korosunu toplayıp Sıraselvilerde fırtınaları söyletmezsem suratıma tükürün.
- Memur olursam olur.
- Aman Allahım! Sen yaşlı mısın?
- Sizi tenzih ediyorum. Ama şu an hesapladım; arkadaşım yok!
- Alışılmışın dışında kullanıma uygun tespitli...
- Çeneme sıkışmış yirmilik diş gibi kaçacak yerim yok ama evimdeyim ya işte o yüzden soruyorum; benim diş ne zaman çıkar?
- Zaman zaman çıkar. Haydi görüşürüz. Dikkat et kendine.
- Eyvallah. Sende...
Ozan Barış CAN
Ozan Barış CanKayıt Tarihi : 31.7.2013 02:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kazım Baran YILMAZ ilham kaynaklıdır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!