Kasırga misalidir hisler,esip savurur ruh-u bu alemden
Geçip giden senelerin dönüşü olmadı hiç elemden
İki kelam etmeye küskün diller müsaade etmez
Ben söylesem hicranı,evvel buna ilmim yetmez
Zati aşk deyince ürperir gönüller ki korkar melametten
Kendi kendini yer bitirir ömür, göçüp gider mihnetten
Yine de sevda başkadır titretir elini kapına geldikçe
Sevgi denizinde gark olur yelkenine zulüm değdikçe
Kilim gibi örter hüznü inatla meyve çıksada turabından
Hangi Adem pişmanım demiş Havva’nın ıstırabından
Bakmayın kalbin feryadına aslında ne tutsaktır ne hür
Ansızın içi alevlenir gönülden ettiği vakit tezahür
İşte o zaman dağların zelzelesine sema dahi şaşırır
Secde eden tepelerden bülbüller nice güller aşırır
Belki de harabe olmuş bedenleri parlatacaktır ahter
O an zulmeti aydınlatmaya candan bir bakış yeter
Bilirim bülbüller vesiledir yeşeren her renkli gülizara
Gönül layığını bulunca elbet koşarak girer kabristana
Dünya nedir ki,huzura erilir ahirin mutlu mesud hayalinde
Mahşer günü bilinir ki sümbüller açacaktır gül cemalinde
Sevdanın mühürünü yürek taşır adaletli olursa sultanı
Mecnunlar er olup savaşır kaptırmamak için canan-ı
Ve sen kemal denen kul zinhar etmeyesin can-ı kül
Evvel oradaydı huzur,ebet yine oradadır,o ki tevekkül..
Olmasın kimse gönüllerin hırsızı
O vakit küfre boğar güllerin lakırdısı..
Kayıt Tarihi : 12.6.2013 03:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!