Çıkarabilmek için bir avuç kömür,
Eşittir bir avuç kömüre bir ömür.
O gün bulutlandı güneşin yüzü,
Ağlamaklı oldu bulutların gözü.
Kan düştü kömürün karasına,
Tuz ekildi taze gelinlerin yarasına.
Ağıltılı türküler söylendi o gün,
Yüreklerde gezindi acılar o gün...
Uçtular o gün arş-ı âlâya gözleri bulutlu,
O gün hepsi de de kırmızı-beyaz kanatlı...
Çatlayan yüreklerinde güller filizlenir,
Filizlenen her gülde bir sır gizlenir.
Parçalarken yüreklerini analar,kızlar...
Bir utanç tablosuydu mağara ağızlar.
Tomur tomur kırmızı,beyaz,kara güller,
Yangınlı ağıtlar yaktı o gün yanık bülbüller!
Açtı orada güller kara,kırmızı,beyaz...
Damladı beyaz üstüne ay ve yıldız.
Kırmızı-beyaz yer,gök,deniz; çiçekler...
Sularını Havz-ı Kevser'den içecekler.
Bekliyor burada,sonsuzdur sevgisi,
Açmış sana kollarını güllerin efendisi!
Kayıt Tarihi : 22.5.2014 23:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!