Çorba yaptım, tuzunu kattım, biberini kattım
Sen yoksun
Gözden düştüm, kendime küstüm, bi de sana küstüm
Sen yoksun
Gel gel gel gel hadi hadi gel
Ekmeğe banıp yiyelim
Kırgınım sevdiklerime
Beni yanlış sevdiler diye
Söylerken acı sözlerini
Kendilerini anlattılar oysa
Sustum sonra
Gönlümün bir yanını ortancalara ektim
Suladım, pembeler maviler derdim
Bir yanını kuşlara ıslatıp öyle verdim
Kanat çırpışlarını dinledim
Gönlümün bir yanını tuvallerde resmettim
Gönlüme yelken açtım, açıldım ona biraz
İndim Güneye doğru baktım bir sürü ada
Kimi ıssız yemyeşil, kimi dolu kayayla
Hiç birinde ben yokum neredeyim acaba
Güzel bir gün insana yaşıyorum dedirten
Tüm yenilmişliklerime rağmen
Varım, varım diyorum
İnsanım
Bir güneşmi içimizi aydınlatan
Bir zamanlar yüzünde güller açardı
Saçların boyasız için berraktı
Gözlerin bebek kadar saf bakardı
Kahkahalarından yer gök çınlardı
Dondurmanın tadı bile başkaydı
İstanbul’un resmini yapmaya gör
Paletine dökersin kobalt mavisini
Beyazların en kirlenmemişini
Yeşillerin en yeşilini
Paletinde renkler karışır
O siyahı sevmez ki
Hep kara haber getirmez güz kuşları
Eğer ümit edersen yakalarsın umutları
En umutsuz acılar unutulur sabaha
Şimdi dinlen düşünme daha çok var sabaha
Hep hüzün getirmez çalan eski şarkılar
İstemezdin sen de böyle olsun
İstemezdin sabah akşam çalışmak
Sen beni anlamalısın oysa
Öyle masumsun ki bu işlenmemişlerin yanında
Öyle iyilikler yontulmuş ki seninle
Bir ben bilirim bir ben seni uyurken
Bugün anılarım beni özledi
Bu ne azim bu ne özlem
Onca kapalı tozlu kapıların deliklerinden bana geldiler
Sanki vefasızmışım gibi yüzüme bakıp sitem ettiler
Ben ne unuturum ne de unutulurum
Ben anılarımı dizi dizi kuruturum
şiirleriniz çok güzel.özellikle hür ismli şiir bir harika.
hakan erman