(Serbest–Hece buluşması, Zincir–Yediveren buluşması, Üçgül, Özge ve Yunusça)
………………….. Gül-ü Zişan dedi ki:
“Ahir zamanda benim ihvanlarım gelecek.
Onlar beni görmeden bana iman edecek”
………Ey gönüller sultanının ayinesi olan gül!
……İşte sana iman ettik, işte seni seviyoruz.
…En sevgiliden bizlere selam getiren bülbül;
Hiçliğiyle övünensin, seni böyle biliyoruz.
Senin aynana girdik,
Nice yollar kat ettik.
Dikeyine erildik,
Yatayına serildik.
Ahlakın meşherimiz,
Sünnetin rehberimiz,
Sevdaların sevdamız,
Miraçların ferdamız.
Senden geçtik, O’na gittik sonsuz acz ve fakrile.
Kendimizden geçtik, yittik daim O’nu zikrile.
…………………………… Ey Gül-ü Zişanımız:
Gülsün ruhun çünkü artık, gönlümüzde gülsün açan.
Gülsün açan gönlümüzde, gönlümüzü aşka açan.
Aşka gelip coştuk taştık, Var’la gittik Var’a vardık.
Aşka vardık ki, o Var’da; gördük ki, ezeli vardık.
*
Şöyleydi yolculuğumuz; geçtik yedi kat gökleri,
………………………… Aklen, kalben ve de ruhen.
Her katta sayısız melek ve de nice peygamberler;
………………………… Ta son peygambere kadar.
İşte, Beyt-i Ma’mur orda, her gün sayısız melekler
………………………… Her gün orda secde eder,
Hiç birisine bir daha mümkünü yok sıra gelmez,
………………………… Ta ki, kıyamete kadar.
Açıldı Sidretü’l-Münteha’nın güllerle örülmüş kapısı.
………………………………… Gelenlere Buyur eder;
Her biri başka başka renklerde şeffaf kelebekler misali,
………………………………… Uçuşan nurdan melekler.
Hem huşuyla geçtik içeriye, hem bir şey kaçırmamak için
………………………………… Her şeye bakınaraktan.
İç içe geçmiş nurdan perdeler içinde bulduk kendimizi,
………………………………… Dört köşemiz ayna gibi.
Aklımızla her perdeyi geçmek asırlar sürerdi.
Kalbimizle her perdeyi aşarken günler geçerdi.
Ruhumuz hem kalbimizi, hem aklımızı yüklendi
Ve böylece her perdeyi anda sonsuz hızla aştık.
Hem her perdede asırlar, hem gün, hem anlar yaşadık.
Geçtik gittik perdeleri pek çok garip hallerle.
Kürsü, arş daha neleri geçtik sonsuz seferlerle,
Bin bir müşahedelerle, tarifsiz saadetlerle.
Ve göründü ilerde Kab-ı Kavseyn makamı.
Hasretli gönüllerde sonsuz aşk serencamı.
Sınırsız heyecanla kalpler hızla titreşir
Kalplerde helecanla ruh rabbiyle birleşir
Anlatılmaz yaşanır o an yaşanan haller
Hisler taşmış da olmuş sonsuzu basan seller
O öyle bir makam ki; yer yok, yön yok, zaman yok,
Aslında makam da yok, hem hâlbuki yok da yok,
Yani orda öyledir, zaman mekân sukutta,
Zahiri görülemez boyutsuz bir boyutta.
Göz, kulak ve araçsız görüşüp konuşulur.
Allah’ı görmek ise böyle hakikat olur,
Rü’yetulah budur ki, anlatılmaz yaşanır.
Kul bu anda Allah’ın esmasını kuşanır,
İşte o an Allah’ın artık ayinesidir.
Gören ayine midir, yoksa sahibi midir?
Sahibi ona bakıp kendini görür memnun,
Ayna da O’nu görüp olur daimi mecnun.
*
Gönül aziz olur Bir’de.
Bir’i görür her seferde.
Dönüp masivaya gidek,
Her zerrede Bir’i görek.
Her zerrede Bir’i gördük,
Sonra O’ndan uzak düştük.
Hasret ile yanıyoruz,
Artık kalben ağlıyoruz.
………………………....Biz böyle ağlar iken
…………………………Bir ses geldi derinden,
…………………………Ta mana âleminden,
…………………………Yankıdı kulaklarda.
Dedi:
“Ey İhvan-ı Muhammed’in!
Değildir bu mevki, makam,
Ya da bir rütbe hiç değil,
Bu bir dikey miraçtır.
Sadece Âlemlerin Rabbini bir ziyaret.
Düşerler aşağıya, aşağılar aşağısına;
Burada takılıp kalanlar,
Bunu bir rütbe sananlar.
Yatay miraçtır esas, yani bundan sonrası;
Tecelli ettirerekten Allah’ın esmalarını,
Genişleyerek yükselmek sonsuz ve daimi olarak.
İç içe sonsuz esma dairelerinde seyahat etmek,
Birinden ötekine geçerek.”
*
… Rabbim bize nasip eyle daimi marifetullah.
……… Rabıt edip Sana eyle hep sürekli karibullah.
…………… En sonunda lütfet bize bir güzelce likaullah.
………………… Kalbi, hali duamızı eyle kabul senamızı.
*
Ey ihvan-ı Muhammedler, haydi, gelin bir olalım.
Kalbimizi Rabbe aşkın nurları ile yuğalım.
*
Aşkın sönmeyen narıyla yanan tüm gönüller gelsin,
Gelsinler de aşk edelim, aşk ile bin meşk edelim.
Mutlak şevkle zirvelere varan kalpler öze gelsin,
Gelsinler de zevk edelim, zevkle çoğu bir edelim.
Haydin dostlar! Bir’i bilek.
Hep beraber Bir’e gidek,
Bir’de Bir’le çoğu bilek,
Bir’den dönüp çoğa gidek.
Bir’de şevkimiz bir olsun, Bir’le Bir’de birleşelim.
Sınırsız şevk zirvesinde, sonsuz vecdde zevkleşelim.
Hikmet sayfasını açıp ayn-ı vedud olan gelsin,
Canlı cansız mahlûkata gönülden şefkat edelim.
Çoklukta sonsuz âlemler,
Her âlemde bin âlemler,
Her birinde vecdle gezek,
Dönüp dönüp Bir’e gidek,
Gönlümüzde şefkat ile âlemleri dolaşalım.
Her bir gönül âleminin merkezine ulaşalım.
Tayy-i mekân olan dostlar âlem-i misale gelsin,
Gelsin beri seyredelim, kalple aklı bir edelim.
Nefsimiz öz bula gelsin.
Özümüz has ola gelsin.
Bir’de hiçliği zevk edek,
Hiçlikten hepliğe gidek.
Hem hakikat-i hikmetin sırrına vakıf olalım.
Aynelyakin bilgi ile safvet-i saffı bulalım.
Nefs-i safiye olanlar varıp melekûta gelsin,
Gelsin beri özleşelim, ruhu nurani edelim.
Hakikatin hakikatı,
Her biri Bir’in sıfatı,
Her birinden Bir’e gidek,
Bir’in cemalini görek.
Nurani ruhlar olarak şahs-ı maneviye giren,
Hakaiku’l hakaiki Rab öğretmesiyle bilen,
Hak katında aziz olan ihvan-ı inciler gelsin.
“Her şeye şükrülillah’la” mutlak şükürler edelim.
… Rabbim bize nasip eyle daimi marifetullah.
……… Rabıt edip Sana eyle hep sürekli karibullah.
…………… En sonunda lütfet bize bir güzelce likaullah.
………………… Kalbi, hali duamızı eyle kabul senamızı.
“Seni tenzih ve tesbih ederiz,
Her tür eksik ve noksanlıktan biz.
Sen her şeyi hakkıyla bilirsin
Ve her işi hikmetle yaparsın.”…
Sözlük:
1- Tayy-i mekân: Başka bir mekâna geçme, boyut değiştirme.
2- Safvet-i saf: Saf olan saflık, hakiki saflık.
3- Hakaiku’l hakaik: Hakikatlerin hakikati, gerçeklerin gerçeği.
21. Nisan. 2010 – İzmir
Ali Oskan
Kullandığım Hece Ölçüleri:
Zincirli Yediveren: 88
Duraklı: 77, 87, 88, 44.
Duraksız: 7.
Kafiyesiz Serbest Duraklı:
………..10 ………9
..……..8
……….. 8 ……….. 8
……….. 8
Kayıt Tarihi : 1.6.2010 04:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Açıklama: Aşka gelip coştuk taştık, Var’la gittik Var’a vardık. Aşka vardık ki, o Var’da; gördük ki, ezeli vardık. “…, Var’la gittik Var’a vardık.” cümlesi ile: “Allah’ın bizdeki ehadiyet tecellisi olan Var (Vacib-i Ehad) ile vücudu gerekli ve olmazsa olmaz olan Allah’a (Vacibü’l-Vücud) vardık” manasını ifade etmek istedik. “…, ezeli vardık.” ifadesi ile şunu kastettik: Bazı ehl-i tahkikin ‘Ayan-ı Sabite’ tabir ettikleri İlm-i İlâhide eşyanın (masivanın) yani, bizlerin sabit olan suret ve hakikatlerimizle birlikte ezelden beri var olduğumuz hakikatidir. (Mevcudat-ı ilmiye içinde adem-i hâricî) İlm-i İlâhide mevcud olup, maddi vücudu olmayan. “Hem adem-i mutlak zaten yoktur; çünkü bir ilm-i muhit var. Hem daire-i ilm-i İlâhînin harici yok ki, bir şey ona atılsın. Dâire-i ilim içinde bulunan adem ise, adem-i hâricidir ve vücud-u ilmiye perde olmuş bir ünvandır. Hatta bu mevcudat-ı ilmiyeye bazı ehl-i tahkik 'A'yan-ı sâbite' tabir etmişler. Öyle ise, fenaya gitmek, muvakkaten haricî libasını çıkarıp, vücud-u mâneviye ve ilmîye girmektir. Yani, hâlik ve fani olanlar, vücud-u hâricîyi bırakıp; mâhiyetleri bir vücud-u mânevi giyer, dâire-i kudretten çıkıp dâire-i ilme girer.” (Mektubat, On Beşinci Mektup, 62 (Said Nursi)
*
*
ALİ OSKAN,
Usta kalem...
*
Bıkmadan aynı çizgide,
aynı ışık tufanında
yürüyüşümüze devam..
*
Selamlar,
saygılar...
YAZDIRAN YÜREK NE GÜZEL YAZDIRMIŞ
KUTLUYORUM
Onlar beni görmeden bana iman edecek”
………Ey gönüller sultanının ayinesi olan gül!
……İşte sana iman ettik, işte seni seviyoruz.
aşkına muhabbetine kat bizleri sevgine
sevdalı yüreklere dua ediyoruz...
Gülsün ruhun çünkü artık, gönlümüzde gülsün açan.
Gülsün açan gönlümüzde, gönlümüzü aşka açan.
Aşka gelip coştuk taştık, Var’la gittik Var’a vardık.
Aşka vardık ki, o Var’da; gördük ki, ezeli vardık.
Şehr-i Hakikat'in remzi her bir satır...
İşareti anlamak için akıl, ten değil gönül lazım tabi ki
… Rabbim bize nasip eyle daimi marifetullah.
……… Rabıt edip Sana eyle hep sürekli karibullah.
…………… En sonunda lütfet bize bir güzelce likaullah.
………………… Kalbi, hali duamızı eyle kabul senamızı.
Can-ı gönülden amin diyelim ki Mevla-i Müteal Şehr-i Hakikati bizlere gönül gözleri ile göstersin...
Allah CC razı olsun üstadım...
Kendi adıma bana birkaç beden büyük gelse de çok keyif aldım...
Selam, dua ve kalbi muhabbetlerimle...
TÜM YORUMLAR (4)