Karadeniz çırpındıkça,
Sakarya dile geldikçe
Ulubatlı sancağı taşıdıkça,
Edebali öğütledikçe
,Ertuğrul Bey çadırları kurdukça,
Alpaslan beyaz kefeni giydikçe,
Ağlama gardaş vatanım Türkistan
Sen ağladığında biz de ağlarız.
Sen gök beyaz, ben kan kırmızı beyaz
Beni ve seni vurdu kuru ayaz.
Üzülme gardaş vatanım Türkistan
Türklük bir cihan demektir
Türklük yürektir
Türklük bilektir
Türklük ila-yi kelimetullahtır
Türklük her dara düştüğünde
Türkmeneli
Bu ateş sönmeyecek var oldukça bu ocak
Her Türk öz kardeşine kucak açacak .
Dar edecek dağları Türkmenim
Kaçacak soysuzlar köşe bucak.
Tanı ,düşün Türk oğlu !
Üzerinde gezindiğin bu topraklar Türk yurdudur
Besmelesiz gezilmez bu topraklarda
Değil Çanakkale tüm yurtta Şühedalar var
Bakma sen bugün mahsun ,sessiz- sedasız olduğuna
Çanakkale destanıdır Türkiye'nin önsözü
Ruhumuzda nakış nakış Türkün Türküsü
Dün, bugün ve yarınlarda ilelebet
Damarda akar bu milli ülkü
42 yıl geçti Uğur Hocam,
Yarım asıra ne kaldı ki...
Unutmadık sana atılan, ne o kanlı pusuyu,
Nede Militanların yaptığı o kalleş saldırıyı.
Uğurlar ola uğurlar ola
Ferdi Zeyrek yolun açık ola
Gittiğin yerlerde güller dolup
Ebedi Mekanın Ali ola
Her gece ziyarete çıkar gizliden Ūlkü devleri
Gelirler Ülkü evine otururlar Ocak başına
Sohbetleri dinlerler ,katılırlar söylenenlere
Bazen mutlu bazen de hüzünlü göz yaşı
Korkmadık
Sönmedik
Bütün aksi fırtınalara karşı direndik
Yılmadık, her bitişin ardından yeniden dirildik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!