Gül Kokusu Şiiri - Mehmet Cıngır

Mehmet Cıngır
1306

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Gül Kokusu

Çatladı zaman en kavi yerinden.
Seçilmiş kişi
Ali’ye bırakmak oldu emanetleri
İlk işi.
Evlerin en zayıfı
Ve güvercin yumurtaları
Korudu onları
En güçlü düşmanlara karşı…
Bir korku sarmıştı yüreğini Sıddık’ın
“La tahzen inneallahe meane”
Diyordu en sevgili.

Cehennem ateşi yakmıştı gökte güneş,
Kavruluyordu çölde kumlar,
Kasvâ’nın ayağından giriyor,
Beyninde düğümleniyordu ateş…
Ateş yağmuru yağıyordu gökten yere
Kum taneleri birer kıvılcım olup
Füze gibi yükseliyordu gökyüzüne.

Siyahtı sevgilinin saçı,kaşı,gözleri,
Baldan tatlı,kadifeden yumuşaktı sözleri,
Merhametin timsaliydi gözleri.
Kudeyd mevkiine gelince
Mideler açlıktan feryat edince
Bir keçi gördüler,sürü artığı…
Süt veriyor mu keçin?
İzin istediler sağmak için.
Dedi Ümmü Ma’bet
Bu çok zaif bir keçi,
Onda ne kan var,ne can ne de et…
İzin verdi Ümmü Ma’bet.
Dokundu keçiye eliyle seçilmiş kişi
Ve kaplar dolusu süt sağdılar
Zayıf,sızka,kansız,cansız,çelimsiz keçiden.
Herkes kana kana içti,
Bitmedi.Artanı ev sahibine kaldı.
Bu açık seçik bir mucize!

Canlarına kastetse de Sürâka bin Malik,
Korudu onları gazabından Hâlik.
Ne yaptıysa düşmanlar nafile,
Ulaştı sonunda nurlu şehre kafile.
Biraz önce ölüyorken hasretinden
Şimdi gülüyordu nurlu şehir sevincinden.
Sevinç gözyaşları, olmuştu sanki bir nehir,
Sevinç kokuyordu koskoca şehir,
Nereye çökerse Kasva oraya olunacaktı misafir.
Bundan böyle gül kokacaktı
Ebu Eyyûb El Ensarî’nin evi,
Gül kokacaktı Kutsî şehir;
Hatta bu gül kokusu
İstanbul’a kadar uzanacak,
Sonra bütün dünyayı saracaktı…

Mehmet Cıngır
Kayıt Tarihi : 1.10.2019 15:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Cıngır