Hicret; Sekizinci Yıl: Yine kan akıtıldı,
Diyet ödemeleri için haber salındı.
Diyet ödenmeyince antlaşma hükmü kalktı,
Bunca zulümden sonra sabırlar artık taştı.
Peygamber’in emriyle toplandı Müslümanlar,
Mekke’nin fethi için başladı hazırlıklar.
Etraftaki Müslüman dokuz kabileye de:
“Ramazan’ın başında olsunlar Medine’de”
Diyerek haber gitti; uydular bu emire.
Ramazan İkinci Gün; hepsi hazır sefere.
Karargah kurulmuştu İnebe Kuyusu’nda,
On iki bin muharip Müslüman Ordusu’nda.
İki yüz süvariyse çıktı keşif koluna,
Başlarında Zübeyir gitti Mekke yoluna.
Ordu hareket etti ve Kudeyd’e erişti.
Burada konakladı, harp düzenine geçti.
Peygamber Efendimiz Ashab’ı çağırarak,
Her kabileye verdi ayrı sancak ve bayrak.
On altı bayraktarla hem on iki sancaktar,
Askerin en önünde yerlerini aldılar.
Ordu tekrar yürüdü büyük bir intizamla,
Mekke’ye yaklaştılar benzersiz ihtişamla.
On gün kadar olmuştu Medine’den çıkalı,
Peygamberimiz dedi: “Burda konaklamalı.”
Merr’uz-zahran denilen bir bölgeydi burası,
Çökmüştü yeryüzüne gecelerin karası.
Akşamın son vaktiydi, yatsı sıralarında,
Karargah kurulmuştu Zahran yamaçlarında.
O emretti ateşler birer, birer yakıldı,
On binden fazla ateş Mekke aydınlatıldı,
Şehir halkı şaşırdı, Ebu Süfyan da şaştı,
Gizlice gelip İslam Ordusu’na yaklaştı.
Hazreti Abbas onu bularak yakaladı,
Götürdü Peygamber’in huzuruna çıkardı.
Sabah olunca dedi: “Biz sana hep zulmettik,
Hem sana ne cefalar, ne eziyetler ettik,”
“Hala bize hidayet yolunu gösterirsin,
Allah birdir ve tektir, Sen Allah Resulüsün,”
“Ne kadar da çok kerem sahibisin efendim,
İyi huylu, şerefli, nurefşansın efendim.”
Ebu Süfyan böylece oldu tam bir müslüman,
Ashab’a girmek ile şereflendi o zaman.
Hazreti Abbas onu götürdü bir tepeye,
İhtişamlı orduyu oradan seyretmeye.
O görsün ki orduyu anlatsın Mekkeliye,
Kan dökülmeden Kabe teslim alınsın diye.
Mücahitler girdiler hemen harp düzenine,
Sancaktarlar geldiler kabile önlerine,
Bayraktarlar geçtiler askerin en önüne,
Ordu hareket etti doğru Mekke yönüne.
İnliyor dağlar taşlar, inliyor yerler gökler,
“Allahu Ekber” diyor gökten yere melekler.
Dört kol gelip birleşti Kabe-i Muazzam’da,
Mekke feth edilmişti o Ramazan ayında.
“Hak geldi, batıl zail oldu” diyerek yıktı,
Üç yüz altmış dört putu kırıp yerlere attı.
Taksim ettikten sonra herkese görevini,
Bırakıp gidiyordu artık Mekke şehrini.
Fetih on beşinci gün; bir iş kalmadı diye,
Muhammed-i Gül artık dönmüştü Medine’ye.
(27. Aralık. 2003 – İzmir)
Ali OskanKayıt Tarihi : 3.2.2007 21:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Oskan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/03/gul-asm-destani-10-mekke-nin-fethi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!