embed src= http://www.neyzen.com/images/taksim/ahmet_kaya/ahmet_kaya_buselik.wma
image src='http://www.muhammedmustafa.net/resimler/mekke/nur.gif' height='300'
font face='Comic Sans MS' color='black' size='0,5'
Muhabbetin mekânını hâl eyle
Bahçesi gül, bostanı gül, barı gül
Bir nazar et, gönülleri gül eyle
Yıldızı gül, güneşi gül, karı gül
Sevda çeken gönüllerde sızı var
Bizi bizden iyi bilen yazı var
Kırk yaylada onun ayak izi var
Çiçeği gül, peteği gül, arı gül.
Ozanda bir heves sözü methiye
Gün doğmasın, üzülürsün ne diye
Tomar tomar topla, yolla hediye
Gül içinde deste başı sarı gül
Haramsız, nizasız yapılan işin
Ve aşkın diyeti ödenmiş peşin
Allah Allah diye döktüğü yaşın
Işıl ışıl gözlerdeki feri gül
Hünkârdaki gizli sırra erince
Nazlı nazlı desteleyip derince
Bin naz ile beklenene verince
Uzatılan her yarenin yârı gül.
Bu günden yarına saklansın diye
Gönderilen dosttan dosta hediye
Bir bakışta Ummanlardan öteye
Yarenlerin gönderdiği varı gül
Biri var ki melanetten sıyrılmaz
Biri var ki diğerinden kayrılmaz
Üç mekanda üç gönül var ayrılmaz
Biri elif, birisi lâm, biri gül.
Bu bahçede türlü çiçek açılır
Selam ile etrafa gül saçılır
Burda riya ile kinden kaçılır
Etrafı gül, ileri gül, geri gül
Mihnet etmem asla dünya varına
Bohçalayıp koymam kalsın yarına
Mevlüt ile salın dost diyarına
İhsanı’nın makbul olan körü gül
24. 7. 2005
Zülfikar Yapar KaleliKayıt Tarihi : 25.7.2005 00:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Selam ile etrafa gül saçılır
Burda riya ile kinden kaçılır
Etrafı gül, ileri gül, geri gül
GÜL ÜZERİNE YAZILMIŞ BİR ÇOK ŞİİR VAR. HEMEN HEPSİNİ OKUDUM. HANİ İLK KITADA HAL'DEN BAHSEDİYORYA ŞAİR. O HAL ÜZERİNE ÇOK OKUDUM. KİMİNİ SEVDİM, KİMİNİ ÇOK SEVDİM. MIRILDANDIM HATTA. AH ŞU NOTA BİLMEMEZLİK VARYA. ÖLÜM BENİM İÇİN. GÜFTE SÜPER. BESTE LAZIM... GÖNÜLLERE AKMALI BU DİZELER CILDIR CILDIR. BAKİ SELAM VE SAYGIMLA ÜSTADIM.
014- YETER
Yeter Türk-İslâm kardeş, bunca yattığın yeter,
Derin uykuda kalmak, gerçek ölümden beter
Düşündün mü, bu mîras sana kimlerden kaldı?
Sarsılmayan gücünü atan nereden aldı?
Hakkı yerden kaldıran Eshab-ı Kirâm oldu,
Fânî dünyâ hayatı hepsine harâm oldu.
Cihâda çağrılınca yalın ayak koştular,
Akîde sancağının altında buluştular.
Tuttuğun o emin yolu o vefâkârlar açtı,
Aşılmaz engelleri o cefâkârlar aştı.
Gönülde îmân gücü yıllarca dolaştılar,
Hak için, hak yolunda bâtılla savaştılar.
Bir kap sıcak yemekle buluşmadı gözleri,
Kuş tüyü yataklara değmedi omuzları.
Kuru hurma, kavrulmuş buğdaydan başka aşı,
Olmadı müminlerin Hak’tan gayri yoldaşı.
İnançları yoluna döktüler kanlarını,
İslâm yaşasın diye, verdiler canlarını.
Şehit olurken bile buruşmadı yüzleri,
Ölümden korkmadılar, titremedi dizleri.
Yorulmadan, bezmeden, şana uygun biçimde,
Yoksul ama mânevî bir zenginlik içinde,
Huzurun kanadında semâlara uçtular,
İslâm’a kucak açan Cennet’le buluştular.
Sen, bu sıkıntıların hiçbirini çekmedin,
Mîrasına doğru dürüst sahip bile çıkmadın.
Histen, acıdan uzak, sen böyle mi nesildin?
Ses yok, hareket yok, yoksa taş mı kesildin?
Azmin köşeye sinmiş, neden böyle yüreksiz?
Cesâretin tükenmiş, niçin öyle süreksiz?
Ayırt edemez olduk zikir ile küfürü,
Günahlar sarmış rûhu, hatâlar sürü sürü.
Fikirsizlikler bizi hüsrana uğratacak,
Şükürsüzlük topyekûn felâkete atacak.
Biz bizi düşünmezsek, bize kim acıyacak?
Kula hayır gelirse, dostundan gelir ancak.
Hiçbir kuvvet bükemez çelikten bilekleri,
Hiçbir illet bölemez bir atan yürekleri.
Gönülden bağlan hakka, azmi bırakma elden,
Sarsılsan da yıkılma, kalma tuttuğun yoldan.
Derin uykudan uyan, kara günler doğmadan,
Dâvâna sıkı sarıl, bâtıl hakkı boğmadan.
Nazım İNCE
Muhabbetin mekânını hâl eyle
Bahçesi gül, bostanı gül, barı gül
Ve nazar et, gönülleri gül eyle
Yıldızı gül, güneşi gül, karı gül
Sevda çeken gönüllerde sızı var
Bizi bizden iyi bilen yazı var
Kırk yaylada onun ayak izi var
Çiçeği gül, peteği gül, arı gül.
Hünkârdaki gizli sırra erince
Nazlı nazlı desteleyip derince
Bin naz ile beklenene verince
Uzatılan her yarenin yârı gül
Ozanda bir heves sözü methiye
Gün doğmasın, üzülürsün ne diye
Tomar tomar topla, yolla hediye
Gül içinde deste başı sarı gül
Pirin eşiğinde başak bar olur
Gayrı kapı boran olur, kar olur
Sevdasına dertlendiğin yâr olur
Harmanından kaldırdığı darı gül.
Sevdayı sır edip geçen ömürün
Kahramana pala olan demirin
Hayber için gâza eden emirin
Kervanında devesinin zarı gül
Haramsız, nizasız yapılan işin
Ve aşkın diyeti ödenmiş peşin
Allah Allah diye döktüğü yaşın
Işıl ışıl gözlerdeki feri gül
Bu günden yarına saklansın diye
Gönderilen dosttan dosta hediye
Bir bakışta Ummanlardan öteye
Yarenlerin gönderdiği varı gül
Emir gelir ta yüceden, dan dan dan
Mecbur olur göçer ata yurdundan
Cibril ile muhabbetin ardından
Kibriya’nın buram buram teri gül
GÜL YÜREKLER BİLİR GÜLLERİN DEĞERİNİ
İŞLİYORSUN YÜREKLERE GÜL DESENLERİNİ
GONCA VERDİ BAŞ KALDIRDI GÜLLER GÖZ YAŞINLA
YÜREĞİNİN DERDİ DERDİM OLDU BABA
MUHAMMED (S.A.V) TERİ GÜL.....
yorum yazamadım babacım yazamadım çünkü yine tüm cümleler tükendi yüreğimde sandımki koca bir demet ellerimde dikenleri canımı yakıyor ama ne tutmaktan vazgeçebiliyorum ne kokusundan.... işte bu öyle bir sevda.....
ellerinden öpüyorum babacığım...
kızın
sakine Aydın
Yine mükemmel bir şiir sundunuz bize.
Her yönüyle kusursuz.
Tebriklerimle
(ERzincan)
TÜM YORUMLAR (7)