Geçmişten gelen izlerimle sana gelemem, getirdiğin geçmişle de seni istemem.
İçin için karanlıktan yandığın odanda, ateş çiçeklerinin aydınlattığı yüzünü karanlığa çeviren sana güneş sunamam ki.
Aynalara küsmüş yüzüne ayna tutmak isterken, gözlerime bulaştırdığın hüzünle nasıl boğuşmamı istersin benden.
-Gücüm yok !
Güneşe dönük yüzümle, katran karasına bulanmış bir bedene yeniden hayat vermek nedir bimek ister misin?
Dermanı olmayan bir hastalığa aşık olmuş bir gönüle kim göz koyabilir bundan sonra?
-Ben mi? Yanılıyorsun.
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Yüreği ortaya koyan etkili bir üslupla yazılmış yazınızı beğenerek okudum.
Sevgilerimle.
Duygu yüklü şiirinizi
begeni ile okudum
Teşekkürler..
Bu ses son kez senin içindi,dercesine...Ama müthiş metaforlarıyla ulaştığı us'ta büyük etkiler yaparak...
Derine sesleyerek,derinlerden sesleyerek.
Sanki yoğunluklu bir tirada dikkat kesildim metni okurken.
Okumak bir emektir.
Bu yazınsal okumaya değiyordu.
Kutluyorum.
Nicelerine.Erdemle.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta