seni
camı buğulayan bir çocuğun
ilk hıçkırığında tanıdım
annemin gözlerinden dökülen
bir bakıştın belki
ya da bir yıldız yaprağına kazınmış
tek kelimelik bir kalp atışı
küçükken
her ayrılık suskun bir kıyametti
bir torba sakızla avutuldum
seninle değil
ama yokluğa benzeyen
her şeyle tanıştım
otobüs camlarında silindim
görünmeyene savrulan
bir iç sesti belki
sonra
bir makas, bir sopa
ve yıldızlardan kesilmiş hayaller
rengârenk kâğıtların ucunda
kendime gökyüzü biçtim
her biri seni bekleyen bir duaydı
çekmecede unutulmuş bir ihtimal
ışıkla değil, içimde parlayan
sessizliğin biçimiydin
sen geldin
ama zaman yetişemedi sana
birlikteydik
ama dünya bizsizdi
tam olamadık
ama eksikliğin
bütün ömrümü doldurdu
susarak akan bir ırmak gibi
sana aktım içimden
ben sana
çocukluğumu hiç anlatmadım
gökyüzü sakladı kelimelerimi
yıldızlar dizildi yoluna
ve biri, en sessizi
GÜ11 diye fısıldadı
bazı aşklar
yaşanmaz
sadece
kalpten geçer
şimdi
birbirimizin eksik kıyılarında
sessiz duruyoruz
gökyüzü değil
içimiz parlıyor hâlâ
çünkü o ışık
yarım kalanların hatırası
sönmeyen bir iç iz gibi
ben
bir daha sakız torbası almadım
çünkü sen
olduğun hâlinle
yarım kalmış her cümlenin
kalpte açılan
en derin parantezisin
Kayıt Tarihi : 7.7.2025 01:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!