Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Şair ve şiir dostlarım ve arkadaşlarım, ülkemizin içine düşürüldüğü çözümsüz sorunların tümü, hepimizi üzdüğü için şiirlerimle gündeme taşımaya çalıştım.
İçlerinizi karattığımı biliyorum. İstedim ki eskilerden bir şiir paylaşayım.
Sayfama giden, okuyan, yorum yazma zahmetinde bulunan tüm dostlarıma teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi yollarım…..
S- 27- 801,
UZAY DA.
Yüz mızrak boyu kaldı,
Güneşin batımına.
Bu gece yıldızlar gizlenecekler,
Yağmur bulutlarının koyunlarında,
Doğmayacak Ay dede söz verdi.
Gırtlağıma yapışacak,
Kör karanlığın pençesi,
Seni düşleyeceğim,
Yalnızlığımın koynunda.
Doludizgin geçecekler yüreğimden,
Mahşerin dört atlısı,
Gümüş mahmuzların parlaklığında.
Güneş batımından sonra,
Karanlığın gölgesinde,
Yarışacaklar deli poyrazla.
Kaçırmaya gelecekler seni, bana.
Dudu dillim, çağla gözlüm korkma, uyuma.
İki fiske taş atacağım pencerene,
Birisi sarı, birisi yeşil,
Sarıda hazırlan, elinde bohçan,
Yeşilde sessizce akıver kapıdan.
Dört gözle gelmeni bekleyeceğim sabırsız.
Kırata terkime bindirecekler,
Muradımıza kazasız, belasız, erdirir kırat.
Korkma peşimize düşerler diye,
Yağmurla sözleştik, örtecek nal izlerini.
Ben sana kurban olacağım, kurbandan önce.
Sen bana can olacaksın, canımdan özge,
Birlikte yalvaralım Tanrı’ ya da
Saygı duysunlar aşkımıza ailece,
Kopmasın kızılca kıyamet.
Uyanmasınlar kan uykularından konu, komşular.
Demirkazık yol gösterecek,
Samanyolu konuk edecek.
Düğünümüzü uzaylılar yapacaklar,
Gök ve yer küreyi inletecek şamataları,
Muradımıza çoban yıldızında ereceğiz.
Aşkımız dilden dile tüm galaksilerde dolaşacak,
Sevdamız kıyamete kadar kalplerde yaşayacak.
22 08 2006
FAHRİ BULUT RIZAOĞLU