Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
genç akapelinin biri Karadeniz'de Propaganda gezisindeymiş.
Bir kahvede efendi efendi icraatlarını anlatırken arkadan temel dede çapkın çapkın sormuş:
- uy uşağum sizin ha böyle karı-kız ayağınız var midur?
genç akapeli utanarak:
- estafirullah amca zina günahtır biz harama uçkur çözmeyiz.
demiş ve konuşmasına devam etmiş.
Temel dede bu kez halden anlar bir edayla:
- uy uşağum siz rakı içey musunuz esrar çekey misunuz?
genç akapeli hemen itiraz etmiş:
- hayır amca sarhoşluk veren her şey hem günahtır hem mekruhturbiz asla içmeyiz...
Biraz daha zaman geçmiş genç akapeli konuşurken temel dede yine sormuş:
- uşağum siz Kumar oynay misunuz?
genç akapeli yine itiraz etmiş:
- asla amca kumardan gelen para haramdır biz asla oynamayız.
Bunun üzerine temel dede dayanamayıp patlamış:
- ula pokyiyenin oğli! karı- kıza citmeysinuz esrar-içki içmeysinuz kumar DA oynamaysınuz ne masrafınız var ki bu kadar çalaysınuz? !
-
-
-
-
-
-
Anca Beraber
Temel ile Dursun'un yediği içtiği ayrı gitmezmiş. Bir gün yine beraberken bi lokantaya gitmişler. Dursun garsona seslenmiş:
-Uşağum bağa bi kadun budu getur bakayim.
Temel de hemen eklemiş:
- Bağa da diğer buduni getur.
-
-
-
-
-
Başhekim Temel
Bizim Temel akıl hastanesinde başhekimdir... Bir gün bakanlık müsteşarı hastaneyi ziyaret eder. Camdan bahçeye bakarken delilerin yüksek bir yerden havuza atladığını görür ve başhekim Temel? e:
-Bravo... çok mükemmel. hastaların sosyal faaliyetlerini düşünmüşsünüz... bunun için sizi tebrik ediyorum der.
Temel? in koltukları kabarır:
-Sayin musteşarum siz esas o havuzi bi da su doldurduğumuz zaman görün ne sevineyi zavallılar.
Müsteşarın tepesi atar. temel durumu idare etmeye çalışır:
-Su koysak da farketmez, onlar yüzme bilmeyi ki...
-
-
-
-
-
Etkisiz Dilenci
Dilenci el açmış dileniyor, hem de dua ediyor.
Yoldan geçen biri 10 Lira vermiş:
-Duanı istemem! demiş.
Dilenci şaşırmış:
-Niye duamı istemiyorsun?
-Senin duan beş para etseydi, kendini kurtarır, dilenmezdin..
-
-
-
-
-
Eldivenli Fal
Falcı kadın
-Eyvah! dedi.Sonunuz çok kötü olacak. Sizi öldürecekler, pişirecekler ve sonra yiyecekler.
Müşteri şaşkınlık içinde
-Eyvah! dedi.
Ama birden durdu ve
-Pardon, keçi derisi eldivenimi çıkarmayı unutmuşum, bir de şimdi bakın.
-
-
-
-
-
Genç edebiyat öğretmeni güneydoğulu öğrencilerine ÇANAKKALE şiirini doğru okutmaya çabalamaktadır. Ancak özellikle BASTIĞIN YERLERİ TOPRAK DİYEREK GEÇME.TANI! DÜŞÜN,ALTINDA BİNLERCE KEFENSİZ YATANI! dizeleri öğrenciler tarafından istediği gibi okunamamaktadır.
Sonunda dayanamayıp, öğrencilerine:
-bu dizeleri duyarak, yüreğinden okuyacak biri yok mu içinizde? der.
Arka sıralardan bir öğrenci yavaşça ayağa kalkar,
okumaya başlar:
-ULA! NE BASIP GEÇİYSEN? GÖRMİ MİSEN,BİLMİ MİSEN ORDA KAÇ MEFTA YATİ! ..
-
-
-
-
-
Padişah ve Halkı
Padişah kendince karar almış ve halkına duyurmuş.
İki gün sonra padişahın sarayının önünde kendi ülkesinde ne kadar insan varsa toplanacak ve gök yüzündeki aya seslerini duyuracaklarmış.
İki gün sonra bütün insanlar toplanmış ve hazırlanmışlar. Bu toplanan insanların arasında bir kişi şöyle düşünmüş.
-Bu kadar insanız ben bağırsam da olur bağırmasam da benim bağırmadığımı kim bilecek ki...
Padişah sarayından çıkmış ve başlamış.
- Ben üçe kadar saydıktan sonra herkes bağıracak. Ve başlamış saymaya;
Bbiiiiirrrrrr! iiiiikkkkkkiiiiiiii! üüüüççççç!
demiş ve kimseden ses çıkmamış.
-
-
-
-
-
Çanakkalede bir kişi tuvalet sormaktadır. Köylünün birine, vaziyet acildir ve soruya doğrudan girilir:
- Amca buralarda tuvalet var mıydı acaba?
- Bak şimdi yolun karşısında az biraz ileride, ha şu direğin dibi!
-
-
-
-
Kış
Küçük Temel göl kenarında karların üzerinde kayak yaparken kayıp suya düşmüş. O sırada oradan geçen yaşlıca bir bayan Temelin yardımına koşmuş.
- Vah vah suya mı düştün yavrum?
- Hayır. Ben yüzerken aniden kış bastırdı.
-
-
-
Sevgililer Günü Hediyesi
- Sevgililer gününde eşine ne aldın?
- Kağıt torbalardan aldım..
- Ayy, içine mum koyulup yakıldıktan sonra ışık saçan fenerlerden mi? ..
- Yok.. Yok, elektrik süpürgesine takılan torbalardan..