Türkiye Cumhuriyetin ... Mesaj Detayi Antoloj ...

Gönderen: Yusuf Değirmenci
Tarih: 22.01.2016 11:34
Konu: Atatürk le kurtuluş destanı 4...On sekiz mart gelibolu sayfa 4 sıra 109

Değerli dostlar ülkemizin etrafındaki ateş çeberinden nasıl kurtulacağımıza çalıştığımız bu günlerde birde içerdekiihanet şebekeleri ile terör örgütlerinin kanlı eylemleriile vatn evlatları mücadele ederken şehit oluyorlar bu olaylar yüreklerimizi yakıyor

26 bölümden olan Atatürk le Kurtuluş Destanı 4.. adlı eseimi tekrar paylaşarak milli ruhu yeniden şahlandırmak istedim

sayfa 4 sıra 109 de ilgi ve değerlendirmelerinize sunulur

Atatürk le kurtuluş destanı 4...On sekiz mart gelibolu

(on sekiz mart Gelibolu)

Türk milletinin ateşle imtihanıdır
Türk askerinin yeniden şahlanışıdır
Çanakkale de yapılan bu savaş
Bir dünya liderinin yaratılışıdır
Mustafa kemal çatmıştı kaşlarını
Dikmişti düşmana karşı bakışlarını
Kükreyen aslan gibi gürlüyordu
Ve askerlere dönerek
Ben size ölmeyi emrediyorum
Bizler ölene kadar yenileri gelecek biliyorum
Diyordu

Harfiyen uyuldu bu emre
Birer,birer koşuluyordu ölüme
Sekiz metreydi siperler
Konuşuyordu süngüler
Ölüme birer,birer
Koşuyordu Mehmetçikler

Ne boğazdaki gemiler yıldırabildi
Ne sahile yüklenen müttefik güçler
Tarih asırlarca anılacak Anafartaları
İman gücü burada yenmişti düşmanları
Dünya conk bayırırnda tanıdı
Anafartalar da anladı
Gelibolu dünyaya tanıttı
Mustafa Kemal’i

Arıburnun da
Anzak koyunda ölümüne savaşıldı
Conk bayırında süngülerle karınlar deşildi
Kilitbahir de kana bulanırken taşlar
Anafartalar da eğilmedi başlar
Hiç bir savaş
Böylesine acımasız
Böylesine onurlu olmamıştı
Hiç bir savaş
Böylesine dik duruşla yapılmamıştı
Tekbirler inletiyordu dağı taşı
Bu savaş imanın inancın savaşı

Düşman gelmiş dayanmıştı sahile tabur, tabur
Şahlanmıştı ayaktaydı dimdik duruyordu gurur

Askerler vurdu vuruldu
Yılmaz yıkılmaz bir ordu
Şahlanmış dimdik ayakta durdu
Cansız bedenler yaprak misali savrulurdu
Bir elinde bayrak diğerinde tüfek
Sonucunu bilerek Ölüme koşuyordu
Şehadet şerbetini içerek Allah, Allah diyordu
Son nefeste bayrağı sağ kalana veriyordu

Uzak yakın tüm dünyadan gelenler
Akın, akın dı Geliboluya yüklenenler
Vatan namus uğruna ölenleri gördüler
Mehmetler bu toprak da bir ölüp bin dirildiler

İman dolu göğüsler mermilere gerildi
Siperler sekiz metre mücadele verildi
Yurdun dört bir yanından yiğitler gönderildi
Namus oldu şöhret oldu şan oldu
Çanakkale yüz binlerce can oldu
Kahramanlık nasıl olur gösterdi
Düşmanına çok acı bir ders verdi
Ser verildi sır verilmedi
Çanakkale geçilmedi

Bir amansız savaş ki eşi yok emsali yok
Koptu kızılca kıyamet inledi yer gürledi gök

Her ırktan her milletten kan aktı bu toprağa
Çiğnenmek istenen onur yeniden kalktı ayağa

Aktı kan, çıktı can, perişan oldu düşman
İşte Çanakkale de böyle yazıldı destan

Çanakkale’yi anlatmak için yeterli değildi kelimeler
Dudaklar kupkuru olmuş lal olmuş susmuştu diller
Kan buğulaşmış sarmıştı gök kubbeyi
Bu savaşa tanık olan bu topraklar
Anlatmalı bu efsaneyi
Yüklendikçe yüklendi sömürü beyi
Dereler kan ve cansız bedenlerle doldu
Çanakkale geçilmez oldu

Bu zaferle yazıldı tarih
İşlendi yağan yağmurlarla ağaca taşa dağa
Cümle,cümle öğretildi yeni doğan her çocuğa
İşlendi nakış,nakış dala,çiçeğe yaprağa
Ölümsüzleşti Anafartalar da Mustafa kemal
Mustafa kemal sığmayacak toprağa.

Aldırmadılar dökülen kana
Acımadılar kıyılan cana
Hem biri birlerine kötülük ettiler
Hem de beni tükettiler
Öldüler
.........Öldürdüler
....................Öldürüldüler
İhtirasları uğruna

Ne akan göz yaşları nede akan kan dindi
Bin dokuz yüz on sekize işte böyle gelindi

Yusuf Değirmenci 2

RESİM SEÇ