Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
**************
Amerikalı bir turist bulduğu rehberiyle beraber Avustralya'yı gezmektedir. Rehber ve Amerikalı büyük bir çiftliğe gelirler. Amerikalı ileride otlayan koyunları fark ederek rehbere:
-'Bunlar nedir'? diye sorar.
Rehber:
-'Koyun'
Amerikalı:
'Yapma yahu, bizde koyunlar bunların iki üç katıdır' diyerek alaylı bir biçimde güler.
Biraz daha ilerlerler ve otlayan inekleri görürler. Amerikalı yine sorar:
-'Bunlar nedir? '
Rehber:
-'İnek' diye yanıtlar. Amerikalı yine gülerek:
-'Vay be bizim oralarda inekler bunların en az iki-üç katıdır'. der.
Bir süre daha gittikten sonra önlerinde Kangurular geçer. Amerikalı sorusunu hemen yineler:
-'Peki bunlar ne? '
Rehber hiç umursamadan yanıtlar:
-'Çekirge'
**********
Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur:
-Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra:
-İstersen ayran getireyim, der.
Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk:
-İstersen daha getireyim, der.
-Zahmet olur yavrum.
-Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!
Bunun üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır:
-Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!
*********
Adamın biri otobüse biner. Karnı çok açtır.
Aklından 'Keşke şimdi iki hamburger olsa da yesem diye düşünür'.
Yanında duran kız:
'Şunlardan bi tanesini de bana ver' der.
Adam şaşırır:
'Herhalde bana söylemedi diyerek', hamburgerleri düşünmeye devam eder.
Biraz sonra kız sesini sertleştirerek:'
'Ver artık şunlardan birini' der.
Adam afallar:
'Ketçap-mayonez de olsun mu? ' der.
Kız da:
'Ya manyak mısın nesin. Şu asılı tutacaklardan bir tanesini ver de biz de
tutunalım, ikisini de işgal etmişin.'
********************
Güzel bir bahar gününün sabahynda İETT şöförü garaja
gider, otobüsünü çalıştırır ve yola çıkar. Sorunsuz bir şekilde bir
duraktan diğerine ilerler.
Yolcularını alır, indirir. Derken; durağın birinde iri yarı, güçlü kuvvetli
ve oldukça tehlikeli görünüşe sahip bir adam otobüse biner. Şöföre sert bir
bakış fırlatır ve, Karagümrüklü bilet atmaz.' diyerek arkadaki bir koltuğa
geçer ve oturur. Ertesi gün, ondan sonraki gün ve hergün aynı şey
tekrar olur. Karagümrüklü, aynı sözlerle ve aynı sert bakışlarla bilet atmadan
koltuğa geçip oturur. Bu durum otobüs şoföründe kompleks yaratmaya başlar.
Hat değiştirme dilekçesi de red edilince son çare olarak bir jimnastik
kursuna yazılır. Her akşam devam ettiği kursta; judo, karate, aikido ve
benzeri tüm dövüş teknikleri konusunda ihtisas yapar. Yazın sonlarına doğru,
kendine güveni olan iyi bir dövüş ustası haline gelmiştir. Kursları
bitirdiğinin ertesi günü tekrar otobüsüyle yola çıkar. Uzaktan,
Karagümrüklü'nün durakta beklediğini görür. Sinirini
gizlemeye çalışırken,
dişlerini gıcırdatarak otobüsün kapısını açar.
Karagümrüklü otobüse
biner, şöföre sert bir bakış fırlatır ve, Karagümrüklü bilet
atmaz.' diyerek
ilerleyecekken tam o sırada, sıkı bir kavgaya hazır
olan şöför birden koluna
yapışır:
- Neden atmıyormuşsun? ?
Şöföre şaşkınlıkla bakan adam şöyle der:
- Karagümrüklü'nün mavi kartı var.