Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Saklımdaki İz
Ölüm tütsüleniyor gitmelerinin ayak izlerinde
Sönüyor mahyası gönül fenerimin
Kapanıyor ufku maviliklerin uçurumların karanlık soluğuna
Can veriyor güvercinler yakamozların infaza sürgün kucağına
Serçe kanatlarında bakışlarına düşen hüznün
Saklı yaramın derinleşen soluğunda ağlıyor
Sığmıyor yüreğime gözlerinin efkarımda dağılan karası
bahtımın tükenen soluğuna sığmıyor
Taşıyor gönlümün çağlayanlarından
fışkırıyor küskün göğsümün kanayan semalarına
ak güvercinlerin kanatlarından damlıyor o mağrur duruşun
ak çehremin safran süren solgunluğuna
kimin ellerinde söyle ey sevgili
senin gönlünün yağmalanan gülücükleri
söyle hangi zalimin kıyımlarında hücrelerinin imdatları
söyle ki göğsümü gereyim bahtına savrulan façalara
sen huzura er diye gönül diyarlarım da
adının şafaklarımda sayıklayan Sultanlığına
söyle makber olayım
Bak ayaklarının izleri hala ruhumun ayazında tir tir
sızım sızım gitmelerinin kalleşliğinde
tadın hala dudaklarımda böğürtlen mayhoşluğunda
sarhoşluğun kollarımda demini almış yorgunlukta
hele gözlerinin karası ruhumun bacasında ılgıt ılgıt
köz köz yangınlardan
Ah çıkıp gelsen keşke gecenin bilenen yalnızlığından
sokulsan kucağına çırılçıplak mabedimin sırılsıklam
usulca kilitlense üzerine gönül kapım
sen sevdanın düşlerinde soluklanırken gönlümün mercan sarayında
ben ölümsüz sevdana nabız saysam sonsuzluğun kapanan yarınlarında.....
Filiz Kalkışım Çolak