Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Yoksul Sevdam
çıplak ayaklarımda sarı maranda kınası
ağzı beyaz çay çiçeklerinin riyakarlığı parmak uçlarımda
kara lastiklerim çamurlu patikada yırtılan
kemençe tellerinde sevdamızın ağlayan o garip türküsü
güz güneşinin ısınan kadifemsi komar çiçeklerinin
peştemalimde mor yaması
deniz açmış masmavi yüreğini içeçek sevdanın ıslaklığını
nasıl doyumsuzluk nasıl açlık kızılı yudumlayan nabzımda
sızan sarhoş yüreğim mi hoş, bilinmez ya
kesik kesik sancılar doğuruyor içimde karanlıklar
hıçkırıklar düğümleniyor yoksul soluğumda
kaç kez yolladım oyalı yazmamı sana
gözyaşlarımın kıyılarında kaç kez açtı zifin çiçekleri
yine haykırmak zamanı geldi mi kadırgadan ne dersin
var gitler bir bir iniyor yine, yaklaşıyor yokluğunun görüş menzili
şimdi bizim tepelerde her yer karanlık
çamlarda kozalakların üsküt tanıklığı buluşmalarımıza
hayallerimi nereye koydum bulamıyorum nedir bu dinginlik
birazdan oyunun akordu çalacak gitmelerinin dönmeyen patikasında
yine körebe oynayacağız belli sancıların dili kesik
kulağımda kumsalın yüreğine inadına inen dalgaların aort kalleşliği
eteklerimde ağırlığınca hıçkırığı meşe palamutlarının
her yerde matem
her yerde çığlıkları şafak sancılarımın
yüreğimin dili lal yoksul mücadelemin yamalı cengaverliğinden
son nefesi vermeden yürek yorgun kulaçlarında hayallerin
bir daha yudumlasaydı ya seni ne olur ki sahi
sevda bu belli mi olur yiğidim
belki yorgun kulaçların soluğunda buluverirdi seni
sararken deniz kefenini sarı maranda kınalı gençliğime
çekerken ta dibe soluğumda boğulan çırpınışlarını saflığımın
bu oyunda göçmüş yüreğim sarılırdı teselline
dalardı öylece ölümün dipsiz soluğuna bizim limandan
sevdamızı taçlandırdığın zifin çiçekleriyle....
.....dost kalem....
Beyaz çay çiçekleri,riyakarlığın tacı
Yokluğuna mahkumdur, yüreğimde bir acı
Şu kara sevdaların,bulunmuyor ilacı
Sancılar doğuruyor,içimde karanlıklar...İbrahim Kurt
Filiz Kalkışım Çolak