Türk Şairler Birliği Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: İsmail Uysal
Alan:   Grup:Türk Şairler Birliği
Tarih: 15.03.2012 10:54
Konu: MATÜRİDİ 12. BÖLÜM-BÜYÜK GÜNAHLAR efendim sabır 1 bölüm kaldı

Lütfen yanlış anlaşılmasın para falan istemiyorum sadece paylaşmak ve bu akıl dahisini islam alemine tanıtmak istiyorum. siteye yükleyemediğim için (word kabul edilmiyor) arkadaşlarımdan mail adreslerini yazarlarsa 13 bölümden oluşan bu çok önemli eseri yollayacağımı söyledim.sağ olsunlar bana güvenenler bir bir istiyorlar Allah razı olsun bu garibi adam yerine koydukları için.Her şeyin en iyisini elbette Allah bilir.

Benim mailim
[email protected]

MATÜRİDİ

(Ebu Mansur el-Matüridi)
BİR AKIL DAHİSİ

Kitabü’t – tevhid
1050 yıl önce yükselen akıl

-Allahım! Ya bugün?

BEN ÇOK UTANDIM KİTABÜ-T TEVHİD ADLI ESERİNİ OKUYUNCA

Bir açıklama:24 eylül 2009 ‘ da Prof.Dr.Bekir Topaloğlu’nun KİTABÜ’T TEVHİD TERCÜMESİ adındaki kitabını satın aldım.Ama gördüm ki bu kitabı okumak ve anlamak için pek çok kaynağa ve sözlüğe gereksinim var.İşte ben bunları sağladım ve bu gün yani 2 ocak 2012 günü ancak bitirebildim.

Ne yaptım diye soracak olursanız şöyle yanıtlayabilirim.Kitabı herkesin okuyup anlayabileceği şekilde yeniden yazdım desem yalan olmaz.Çünkü eski haliyle bu kitabı anlamak oldukça derin bir kelam terimleri,felsefe terimleri,tasavvuf terimleri bilgisi gerektiriyordu.Ama şimdi okuyan bunları araştırmaya gerek duymadan dinin temellerine inebilecek.Elbette kusurlarım olmuştur.Allahtan af ve merhamet dilemekten başka ne yapabilirim ki.Her şeyin en iyisini ALLAH bilir.

İsmail uysal özden özgür-2 ocak 2012



ON İKİNCİ BÖLÜM
BÜYÜK GÜNAHLAR

İçindekiler:

 Büyük günahlar

 Bizim görüşlerimiz

BÜYÜK GÜNAHLAR:

Günahların dindeki konumu ve günah işleyenlerin durumu hakkında İslam alimlerinin görüşleri:
1. Bir grup:Tüm günahlar insanı imandan çıkarır ve cehennem
de kalmayı gerektirir. Demektedir. Delilleri ise nisa suresinin 14. ayeti ile Ahzab suresinin 36. ayetidir. Mealleri şöyledir:
Nisa 14:Kim de Allah’a ve onun resulüne isyaneder,Allah’ın sınırlarını da aşarsa,Allah onu içinde kalıcı olarak ateşe sokar.
Ve:
Ahzab 36:Allah ve resulü bir işte hüküm verdiklerinde inan
mış bir erkekle inanmış bir kadının,işlerini kendi istekleri-
ne göre belirleme hakları yoktur. Allah’a ve resulüne isyan eden,açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir.
Fakat Allah Nisa suresi 31. ayette “Eğer yasaklanan büyük günahlardan sakınırsanız; küçük günahlarınızı örter ve sizi
Şerefli bir yere koyup yerleştiririz.”diyerek,günahların tövbe yoluyla örtülebileceği,hata ve gaflet yoluyla işlenen günahların ise Allah tarafından affedileceği haberini vermektedir.Eğer isyan kavramı üzerinden gidersek tüm günahlar isyandır ve isyan eden
ler cehennemde devamlı kalacaklar ise tüm günah işleyenler de cehennemde devamlı kalacaklar demektir.
2 Birinci grubun görüşünü benimseyenlerin içinden çıkan başka bir grup Leyl suresi 15-16. ayetler,Sebe suresi 17. ayet nisa suresi 123. ayet,En’am suresi 160. ayet,Zilzal suresi 8. ayet,Ahzab suresi 57. ayetleri delil göstererek:Günah işleyenleri küfür adıyla nitelemişlerdir. İkincisi her mümin emrettiği ve yasakladığı konularda Allah’a karşı gelmeyeceği konusunda kesin söz vermiştir. Bu sözün verildiğini Ra’d suresinin 19 ve 20. ayetleri bildirir. Söz verildiği için “Günah işleyen Allah’a karşı gelmiş olur ve bu bir sıava çekilme olayıdır. Ankebut suresi 1-3. ayetler bunu şöyle açıklar “Elif,Lam,Mim insanlar sınavdan geçirilmeden sadece inandım demeleriyle kendi hallerine terk edileceklerini mi sandılar? Andolsun ki biz onlardan önce gelenleri de sınavdan geçirmişizdir. Elbette Allah sadakat gösterenleri de bilecek,yalancıları da belirliyecektir. Aynı surenin 11. ayeti şöyle devam eder “Elbette Allah iman edenleri de bilecek münafıkları (İki yüzlü Müslüman ve müşrikler,iki yüzlüler) da belirliyecektir” Özetle demek istenilen şudur:Günah işleyen Allah’a karşı gelmekte,şeytana tapmakta,bu yüzden KAFİR olmaktadır.
3 Bir grup ta günahkarı kafir değil de müşrik olarak niteler. Derler ki Kehf suresinin 110. ayeti “Allah kendisine ortak koşanları asla bağışlamaz” delildir. Kur’an da olan sadece hata ve zorlama yoluyla işlenen günahların affolunacağıdır.

4 Alimlerin bir kısmı da,günahları kesin olarak büyük günahlar ve küçük günahlar dişye iki kısma ayırmıştır.Bunlar büyük günahlardan kaçınmayı,küçükler için ise affa uğrayıp bağışlanmak için tövbe ederek beklemeyi kabul etmişlerdir. Bu grup “Küçük günahların insanı imandan çıkarmayacağını kabul ederler.Biz de aynı görüşteyiz.Böyle olunca cehennemde ebedi kalma da ortadan kalkar.Zilzal suresi 7. ayette “Zerre kadar iyilik yapan onun karşılığını görür der. Böyle bir çok vaad (Söz verme) içeren ayetler vardır.



2

BİZİM GÖRÜŞLERİMİZ

Küçük olsun, büyük olsun günah işleyenler kafirdir diyenlere, yanıt verelim:
Allah,Muhammed suresi 19. ayette peygamberimize, hem kendisi hem de inanan erkek ve kadınların günahlarının bağışlanması için,tövbe etmesini emretmiştir.Bu durumda peygambere,Allah’a ortak koşanlara af dilemesi yakışır mı? Ki Allah münafıkların cenaze namazını kılmayı bile yasaklamıştır.(Tövbe suresi 84. ayet) Bu söylediklerim Mutezile’nin,tövbe etmedikçe günah bağışlanmaz,her günah imanı yok eder görüşüne de bir yanıttır.
Ayrıca Allah imanlı da olsanız tövbe ediniz demiştir.Nas’ larda (İlahi kaynaklarda) bazı davranışların küfür olarak anılması mecazi anlam da taşır. Örnek verelim:Biz bazı insanlar için bu adam kör yada sağır deriz. Gerçekte adam ne sağırdır ne de kördür. Allah da örneğin: “Kim iman ettikten sonra Allah’ı inkar ederse “(nahl 106) bunun gibidir.Bu adam tut ki zorunluluk nedeni ile inkar ettirilmiştir. Aslında zaten iman sahibidir. Bu adama kafir denilebilir mi?
Yine kafir olan bir insanın,geçmişteki günahlarının da iman etmesi halinde Allah’ın lutfu ile bağışlanacağı söylenmiştir (Enfal 38) yani bu kişilerin büyük günahlarının affı söz konusudur. Buna tövbe edildiği takdirde şirk te dahildir.
Peygamberler kendilerini azap endişesi sardığı için dua etmişlerdir. Böyle olmasaydı,suçsuz ve günahsızken Allah’tan af istemek Allah’ın suçsuzları cezalandırdığı anlamına gelirdi ki bu Allah’ı zalim yerine koymak olurdu. Böyle yapsalardı hadlerini aşmış olurlardı.
Küçük günahları işleyenlerin sonsuza dek cehennemde kalacağını söylemek, Yüce Rab’bimizin Afüv,Gafur,Rahim diye nitelenmesini gündemden düşürür.Allah’ı katı yürekli konumuna koyar.Allah bundan arındırılmıştır, O’nun rahmeti sonsuzdur.

ALİMLERİN FARKLI GÖRÜŞLERİ

Kişiyi büyük günahlara yönlendiren şeyler şunlardır
Nefis (Arzular,istekler)
Gaflet(Farkında olamama)
Şiddetli öfke.
Yandaşlık,taraf tutma.
Nasıl olsa tövbe eder kurtulurum umudu.
Yaptığı şeyi günah saymamak.
Allah’ın emir ve yasaklarına saygı duymamak.
Alimler büyük günah işleyenler için şu yorumları getirmişlerdir:
Kafir.
Müşrik.
Münafık (İki yüzlü)
İşlediği günah nedeni ile asi ve fasık ama bilerek yapanlar dışında kalanlar fısk ve fücur ile nitelendirilemez.
Fısk:Allah’a isyan,hak yoldan çıkmak,hain,dinsiz,ahlaksız.
Fasık:Fesat,kötü,Allah’a isyan eden,günah işleyen
Bu alimlerin hepsi küçük günahlar bağışlanabilir deyince,ceza ve azap da büyük günahlara kalmaktadır.
Bazı alimler şirk ile adlandırılanların aynı zamanda kafir olduklarını da kabul ederler. Kanıt olarak Yusuf suresi 87. ayet ile hicr suresi 56. ayeti gösterirler.
Mürtekib-i Kebire yandaşları ise:Büyük günah işleyenler ilahi kaynak dışında hüküm aramışlardır derler. Oysa Maide suresi 44. ayetin: “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.” dediğini anımsatırlar.
Allah’ın vahyi insanları temel iki konumda gösterir.Aşağıya yazılan ayetlere bakınca da bu açıkça anlaşılır.

•Kiminiz kafir, kiminiz mümindir (Teğabün 2)
•Dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. (Kehf 29)
•Allah kimi doğru yola iletmek isterse……(En’am 125)
•Dilediğini saptırır. (Nahl 93)
•Fasıkların sonu ateştir.(Secde 20)
•Nice yüzlerin ağardığı gün.(A’li İmran 106-107)
•Kitabı sağ tarafından verilen.(Hakka 19-21-25-26)
•Çünkü o ateş kafirler için hazırlanmıştır.(Bakara 24-A’li İmran 131)

Sonuç:Küfür niteliği taşıyan kimse Allah’ın rahmetinden ümidi keser (Yusuf 87)

Buraya dikkat edelim! Mutezile’ye göre büyük günah işleyenler kafir değildir…Yukarda yazdıklarımın amacı bunlara yanıt olması içindir.
Şunu hatırdan çıkarmayalım: Kişinin diliyle imanını söylemesi ancak ilahi talimatları yerine getirmesi ile anlam kazanır. Şu ayetlere bir bakınca bunu daha iyi anlayabiliriz:
 Allah elbette iman edenleri de belirleyecektir,münafıkla-
rı(iki yüzlüleri) da belirliyecektir.(Ankebut 11)
 İnsanlar,inandık demeleriyle kendi hallerine terk edileceklerini mi sandılar.(Ankebut 2-3)
 Bir de hadis yazalım:Üç şey kimde bulunursa münafıktır: Konuştuğunda yalan söyleyen,yapacağım diye söz verip yapmayan,emanete hıyanet eden.(Buhari iman 24,Müslüm iman 106-108,) Dikkat edniz bu üç özellik büyük günah işleyenlerde var deniliyor.

Kişi imanla nitelenmese de mümin olabilir ama küfürle vasıflandırılmadan kafir olması isabetli görülmemiştir.Bu konuda ortak anlayış:O kişide fısk, fücur ve zulüm de olmalıdır. Alimler kendi aralarında farklı yorumlar yapsalar da,azap konusundan müminleri ayrı tutmuşlardır.Azap imanını kaybetmiş olan içindir.
Kur’an helal ve haramları kabul edip ibadetimizi ona göre yapmamızı ister. Hangi dinsel etkinlikte yer alırsak alalım önce bu tasdikin yürekte olması gerekir.Tüm ilahi kitaplar bu tasdik esasına dayanır.
Önce aşağıdaki ayetlere bakalım:
 Ey iman edenler yapamayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Bu Allah katında gazapla karşılanır.(Gazap:Kızgınlık,dargınlık,öfke) (Saff 2-3)
 Müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin,şayet biri ötekine saldırırsa Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar onunla savaşın. (Hucurat 9)
 Öldürülenler hakkında (Kasten öldürülenler) size kısas farz kılınmıştır.(Bakara 178)
 İman edip de hicrete katılmayanlar, din konusunda sizden yardım isterlerse(Nisa 97)
Bunlara ek olarak Enfal 27 ve 72 Nur 31. ayetlere de baktığımızda azap söylenmekle beraber imanın devam ettiğini tövbe kapısının açık olduğunu görürüz. Oysa Mutezile ve Havaric gruplarına göre bu mümkün değildir. O zaman Yusuf suresi 87. ayete bir bakalım:”Kafir-
ler topluluğundan başka kimse Allah’ın rahmetinden ümit kesmez
Bir başka bakış açısıyla bakarsak Mutezile ve Havaric grupları kendi görüşleri gereğince,büyük günahları işlediklerinde ebedi olarak cehennem
de kalacaklardır. Onların dışındaki müminler ise kafir olamaz…
BİZ DİYORUZ Kİ:ALLAH’IN AYETLERİNE İMAN EDENLER,O’NUN BAĞIŞLAYICILIĞINA,ESİRGEYİCİ OLUŞUNA İNANIP RAHMETİNİ MERHAMETİNİ UMANLARIN YERİ EBEDİ CEHENNEM OLAMAZ.
Adını andığımız bu gruplara inanacak olursak,her türlü günah af dışına itildiğinden,Allah’ın affı ve merhameti yok hükmüne girmektedir. Oysa Enfal suresi 38. ayette “Kafirlere de ki: Kötülükten vazgeçer-
lerse geçmiş günahları bağışlanacaktır” denilmektedir.
Yani imanı devam eden biri kafir olamaz. Kafir imanı olmayandır. Zaten o kişi imanı olmadığı için kafir olmuştur.
Ulema ayrı görüşlerde olabilir ama şu görüşlerde ortaktır: Bir kişi büyük günahlar konusunda ya Allah’a ortak koşmuştur (Müşriktir) Ya imanı yok olmuştur (Kafirdir) ya da iman sahibi bir islamdır.
Mutezile kelamcıları müşrik ve kafir isimlerini fasık ve facir olarak nitelemişlerdir. Hata ise günahlar içinde değildir.Havaric mensupları Allah’ın hatayı bağışladığını söyleyerek günahların içine sokmuşlardır. Oysa hata sadece tövbeyi gerektirir.
Mutezile,büyük günahlardan sakınıldığı takdirde, küçük günahların bağışlanacağını söyler. Oysa Nisa suresi 31. ayette günahın örtülmesin-den söz edilir. Bu, hemen bağışlama anlamına gelmez. Günah bir süre daha devam eder. Kişinin güzel davranışlarda bulunması sonucu bağışla-
nır. Hud suresi 114. ayet tam da bunu anlatır “ İyilikler kötülükleri giderir “
Gerçeği elbette Allah bilir Ama ayetlere bakınca şu anlaşılıyor: Şirk ancak tövbe ile bağışlanır.Diğer günahlar ise Allah’ın lütfuyla bağışlanır, yada işlenen sevaplar nedeniyle örtülür. Böyle düşününce konunun mantığı yerli yerine oturuyor.
Büyük günahlar iki çeşittir. Biri inançlarla ilgili olarak kafirlerin inkar (Red) ve tekzip (Yalanlama) eylemlerini de içerir. Öteki ise eylemlerdeki büyük günahlardır.Zaten inançlı olan bir kimse, inkarın yada tekzibin korkunç bir sonucu olacağını bilir.ve sakınır (İçtinap) bazen de bu eylemi işler (İrtikap) Ama Allah’ın şirk dışında inançla ilgili büyük günahları dilediği kimse için örteceğini(Nisa 31. ayet) dilediği kimseyi de bağışlaya-
cağını (Nisa 48. ayet) bu ayetler açıkça belirtir.Yani bir mümin şirk dışında büyük günah işlemiş olsa, şirk koşan gibi ebedi cehennemde kalır düşüncesi adildir diye düşünülemez.
İnkarın tam karşıtı imandır.İtaatsizliğin tam karşıtı ise itaat. İmanın derecesi itaatten çok büyüktür. İmanı gerçekten var olan birini,bazı itaatsizlikleri yüzünden şirk cezası ile cezalandırmak adalet değil zulüm olurdu. Allah bundan arındırılmıştır (Münezzehtir)
Mümin (inançlı) bir kimsenin dini vecibelerini(dini görevlerini) yerine getirmemesini,onları dinden saymadığı sonucuna bağlamak yanlıştır. Çünkü inançlı kimsede bunları yerine getirme kararlılığı her zaman vardır.
Ve aklının bir köşesinde durur.
Eğer biri büyük günahları reddediyorsa bununla neyi tartışacaksın ki…
O zaman günahtan korkmanın gereği de ortadan kalkmış olur. Yani Mute-
zile ve Havaricin görüşleri kökünden yıkılmıştır.Bir de büyük günah işleyenin içindeki imanı sadece Allah bilir. Kim kendini Allah’ın yerine koyup ona kafir diyebilir ki. Bu hakkı ona kim vermiştir? Mutezile men-
supları kendi sözleriyle de çelişkiye düşüyorlar. Onlar büyük günah işleyenlerden söz ederken ehli salat(namaz ehli) yada ehlikıble (Kble ehli) diyorlar. Demek ki imanları devam ediyor.Hani büyük günah işleyenler imandan çıkardı?
Allah iyiliklere ödül, kötülüklere azap vaad etmiştir.Ama ikisini de genelleme içinde düşünemeyiz, çünkü çelişki olur.Mutezile ve Hariciler bunu genelleme içine sokmuşlardır. Bu durumda ilahi rahmet,af hem büyük hem küçük günahlara yayılabilmektedir.O zaman nisa suresi 48. ayetin “Allah kendisine ortak koşanları asla bağışlamaz” haberi ile çelişirler.Her kötülük yapanı cehenneme de sokamazsınız o zaman A’li İmran suresinin 135. ayetinin bu konuda ısrarcı olmayı bildirdiğini unutmamak gerekir.(….Onlar yaptıkları kötülüklerde bile bile ısrar etmezler) Bu durum özel bir durumdur bunu nasıl genelliyeceksin.
Şu sonuca varmak mümkün (Olası) yapılacak bazı iyilikler bulunmadı-
ğı takdirde ceza o kötülüğün karşılığıdır.Ancak iyilik varsa kötülüğün sonuçları ortadan kalkar. Ayetlerde belirtilen ceza kötülüğün karşılığıdır. Ama Allah affetme lütfunda bulunabilir. Günahkar her zaman bunu bekler Diğer bir olasılık da Allah’ın iyi kullarına şefaatçi olmasıdır. (Muhammed 19)
Aslolan şudur ki:Allah günahtan önce kişiye iman vasfını yakıştırmıştır..Bakara 136. ayette ne der “Allah’a teslim olduk deyiniz”Hatta daha önemlisi var Nisa suresi 94. ayette “Size selam verene mümin değilsin demeyin” emrini vermiştir. Mutezile Hariciler büyük günah işleyenleri mümin kabul etmezler. Onlara af da yoktur. Oysa Allah aftan asla ümidimizi kesmememizi söyler Kur’an da.
Ka’bi büyük günah işleyenlerin iyilikleri de olabileceğini kabul eder ama onlara mümin denilmez der. Eğer imanın içeriği ve hedefi belli ise biz sahibine mümin deriz.Belli değilse ona ne tasdik etti diyebiliriz ne de yalanladı diyebiliriz.Ama Allah’ı inkar eden herkese yalanlayan hükmü ve-
rilir.Neden? çünkü içeriği bellidir.Ka’bi bu görüşlerinin İslam mensup
ları adına söylüyorum derken anlaşılan kendisine kimsenin karşı çıkmayacağını sanmıştır. Yada batıl görüşlerine destek aramaktadır.
Müslümanlar şunu gayet iyi bilirler yada bilmelidirler:Sözle Müslüman olunmaz,onun pek çok şeyle desteklenmesi gerekir,örneğin bir tanesi güzel ahlaklı olmaktır.
Ka’bi haramdan sakınmayıp bazı günahları işleyen facir (Haram ve günaha dalmış kötü insan) için Allah’tan af dilenemeyeceğini söylemiştir. Facir iman özelliğini taşırken bu günahları işlemiştir. Niye Allah’tan af istenmesin ki. Onlara kafir denilebilir mi? Her günah işleyen kimse ilahi rahmetten kovulmuş denilebilir mi? Hatta Allah “kısasa kısasta hayır vardır derken “ ayete ey iman edenler diye başlar.yani iman katilde bile devam etmektedir.
Ka’bi mümin denilebilmesi için saygı duyulması, onun dost olarak tutulması,tanıklığının kabul edilmesi gerektiğini söyler.Ka’biye göre bunlar varsa mümin oluyor kişi. İbadetin bunlara eklenmesinin gerekmediğini de ekler. Soralım o zaman kanıtını söyle…Tekrar edersek Ka’bi “Büyük günah işleyende mümin denilecek özellik yoktur “ der. Oysa o kişi pişman olur tövbe ederse,hayır olmaz mı deilecektir. Burada bir hadisi analım:” Bana,Allah’tan başka ilah yoktur ilkesini kabul edinceye kadar insanlarla savaşma görevi verildi. Bunu söyleyenin canı ve malı güvende olacaktır. Ancaaaaaak insanların iç yüzünün gerçeğini yalnız Allah bilir”(Buhari iman 17 müslüm iman 34-36)
Ka’bi kötü hükümlerle insanları yaftalarken iyi hükümlerle neden yaftalamamıştır. Bu adil bir davranış mıdır?
Kişi büyük günah da işlese bu onun yaptığı iyilikleri ortadan kaldır-
maz. Allah büyük günah işleyenleri kafirler gibi utandırmayacaktır. Tah-
rim suresi 8. ayette Rab’bimiz:”Ey iman edenler samimi bir tövbe ile Allah’a yönelin “ demektedir.Bu ilahi beyan günahkarlara tövbeyi emretmiş ve bunu bağışlanmanın şartı kılmıştır.
Adalet konusuna gelince:Mümin olsa bile bir kişinin adil olamayabile-
Ceği çeşitli ayetlerle kanıtlanmıştır.(Maide 106,bakara 282,talak 2,nisa 6)
İmanın tam bağlılık,tam teslimiyet (HUŞU) DERECESİ CENAB-I HAKKIN YÜCELİK VE BÜYÜKLÜĞÜNÜN BİLİNMESİYLE OLUŞUR.
Ka’bi kısasa kısas ayetinde din kardeşliğinin olmadığını savunur.Oysa daha ayetin giriş kısmı “Ey iman edenler “diye başlar yani din kardeşliğini ilan eder.
Yine Ka’bi büyük günah işleyenlerde iman olamayacağına kanıt olarak: Bakara suresinin 180. ayetinde geçen “Bu muttakilere (Allah’tan korkanlara) göre bir iştir” ve 236. ayette geçen “Bu Muhsinlere (İyilere) göre bir iştir “ mesajlarını örnek olarak vermiştir
Siz bunlara icma ile fasıkı da soktunuz. Oysa Yüce Rab’bimizin gerek bu ayetlerde, gerek takva ile ilgili ayetlerde amaçladığı derece yükseltmek için teşviktir. Alimler de bunu böyle anlamıştır.Büyük günah işleyenler de kendi haklarına kendi imanları ile kavuşur.
Ka’bi ye büyük günah işleyenlerin de namaz ve oruç yaptığı sorulunca:Bu onların imanlı olduğunu göstermez,günahlarının artmaması içindir demiştir. O zaman Ka’biye sorulur Ey Ka’bi! sana göre büyük günah sahibi imansız ise niye namaz kılsın? Ayrıca zaten mümin değilse namaz kılması neden gereksin ki? Namaz müminler için değil mi.
Şunu belirtelim:Şirk akli açıdan da her türlü günahtan büyüktür.Ama şirk dışındaki büyük günahlar için Allah’ın bağışlaması olasıdır.
“Şirkin dünyada kefareti yoktur.Ama şirk dışındaki günahlara dünyadaki ızdıraplar,acılar kefaret kabul edilir.İnsanları şirke saptıranlar en büyük cezayı görecek olan kafirlerden bir kat daha fazla ceza göreceklerdir.
Küfür dolaysı ile şirk dışındaki günahların devamlı olmayacağı olasılığı vardır.Çünkü bu günahlar da sürekli değildir. Baskın bir anda işlenirler. Kafirler nimeti vereni inkar ederler oysa diğer günahları işleyenler inkarcı değildir.
Allah kalpteki imanı dolaysıyla peygamberlere,elçilere verilen değeri,yani ilahi konumunu o kadar yüceltmiştir ki,büyük günah işleyen kimse bir anlık gafletinin,öfkesinin sonucu ebedi azaba sokulmamış tövbe etmesi beklenmiştir.Bu Allah’ın lütfu (Acıması) değil de nedir?
Yüce Rab’bimiz Ra’d suresi 11. ayette “İyi özelliklerinizi değiştirmediğiniz sürece nimetlerimi geri almayacağım”demiştir.

Şu insan tipinin hakla gerçekle yakın kılınması olası değildir.

•Arzularını tatmin için Allah’a düşmanlık eden.
•Basit bir çıkar uğruna Allah’ın rahmetinden umut kesen.
•Çıkar için din değiştiren.
•Kendisi gibi düşünmeyenleri yoksunluk içine sokan.

Ebedi cehennemde kalışın,şirkin dışındaki günahlar için de düşünülmesi yaradılışa ve akla da aykırıdır. Her din mensubu dininden çıkarandan nefret eder.Onların bu özelliği ister akıl yürütmeye ister mucizeye,isterse taklide dayansın sonuç aynıdır. Her dinde de şirkin dışındaki günahlar aynıdır.Demek ki bu yaradılıştan geliyor.
Ama Salih ameller, kötü ameller topluma göre değişebilmektedir. Bunların terk edilmesinin de değişebildiğini gözlemleyebiliriz.
Mutezile grubu şu konuda tam karar veremez duraklar: Büyük ve küçük günahları ayırmak istedikleri zaman (Çünkü hepsinden imanı kaldıracaklar ya)
Kebire (Büyük günahlar) imanı yok eder derler ama sagire(Küçük günahlar) konusunda kuşkuya düşerler.
Bakınız Allah aşağıya yazacağım ayetlerle bizi nasıl doğruluyor:
.Bakara 38,62,112-Müminler için korkunun olmadığını haber verir.
•Necm 32-Kendinizi temize çıkarmayın “ der.
•İnfitar 13-İtaat edenlerin muhakkak cennette olacağını haber verir
•A’li İmran 193-”Ruhumuzu iyilerle beraber al” diye dua etmemizi ister.
Tüm bunlardan sonra,nasıl olur da müminlerden ümit kesmeleri istenebilir.Bu, şirk dışında büyük günah işleyenler için de geçerlidir.

12. BÖLÜMÜN SONU

İsmail uysal özden özgür

ONLARI HER DOSYADA ANMAK VEFA BORCUM

Not: Sevgili dostlar baş sayfalarda açıkladığım gibi 2 yılı aşkın zamandır bu kitabı yan kaynak kullanmadan okunabilir yapmaya gayret ettim. Bir de bunu asıl kaynağından çeviren BEKİR TOPALOĞLU’ nun çektiği çileyi düşünün. Bir de kitabın 1050 yıl önceki asıl yazarı MATÜRİDİ’nin çilesini düşünün. Bekir beye sağlık esenlik diğer bilge kişilere rahmet dilemekten başka ne yapabilirim ki.


İsmail uysal özden özgür