Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Ah Be Gardaş Ah
AH BE GARDAŞ AH
Ulu bir çınardım ki;
Çağlar önce ekilmiş…
Kutlu bir pınardım ki;
Aha suyum çekilmiş…
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Ciğerlerim sökülmüş.
İlim yaptığım yerler,
O nurlu medreseler…
Yok, oldu birer birer,
Kapıları çakılmış…
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Orta direk bükülmüş.
O güzelim camiler,
Arka çıkan hamiler,
Götürmüş haramiler…
Mihenk taşı sökülmüş.
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Çinileri dökülmüş…
Altı yüz yıl uğraştım,
Hak tolunda savaştım…
Garip sofrada aştım,
Deli dolu akılmış…
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Yüreğimiz yakılmış.
Osmanoğlu erdim ben.
Mübarek bir yerdim ben…
Mazlumlara yardım ben…
Şimdi yoldan çıkılmış.
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Yurda fitne sokulmuş.
Hasta adam olmuşuz.
Haktan uzak kalmışız…
Saçı başı yolmuşuz,
Kalbe çengel takılmış.
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Yollara kin ekilmiş…
Vah, topal bacağıma!
Yuh, paslı nacağıma!
Şen olan ocağıma,
Şimdi incir dikilmiş…
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Durup şaşkın bakılmış.
Akozan’ım dert dolu…
Şaşırdım sağı solu.
Anlamadım bu hali,
Tatlı candan bıkılmış.
Ah be gardaş; ah ki, ah!
Kalelerim yıkılmış…
MUSTAFA KAYA AKOZAN