Türk Şairler Birliği Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Ümüt Güngör
Alan:   Grup:Türk Şairler Birliği
Tarih: 11.12.2010 18:21
Konu: Yn: 52 - ORDU Ve Yöresine..... AH O GÜZELİM BELDELER! ...

Yüreğinize gönlünüze sağlık Nevzat üstadım il ili dolaşıyoruz ne güzel gerçekten.Benimde bu konuda şiirlerim var ayrıca uzun süredir çalıştığım bir çalışma daha var yedeğimde.Tabiki bunun içinde acele etmeyeceğim okumak isteyen gönül dostlarım götür beni kardelen adındaki seri şiirlerime bakabilir.
Şiir vede vatan yüreğiniz dert görmesin inşallah.Ordu denirde Hekimoğlu Türküsü vede hikayesi olmadan olmaz dedim acizane.Aşağıda hem türküsü hemde hikayesi var ilgilerinize haz alırsınız umarım bencileyin sizlerde.
Mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler.


Saygılar benden ümüt güngör



Hekimoğlu Sözleri - Hikayesi..

Hekimoğlu

Yöre: Fatsa

Hekimoğlu Derler Benim Aslıma
Aynalı Martin Yaptırdım Da (Narinim) Kendi Neslime.

Hekim Oğlu Derler Bir Ufak Uşak,
Bir Omuzdan Bir Omuza (Narinim) On Arma Fişek.

Bugün Günlerden Pazardır Pazar,
Çitlice Muhtarı (Narinim) ,Puştluklar Düzer

Ünye Fatsa Arası,Ordu Da Kuruldu,
Hekimoğlu dediğin de (Narinim) O Da Vuruldu.

Konaklar Yaptırdım Döşetemedim,
Ünye Fatsa Bir Oldu Da(Narinim) Başedemedim.

Konaklar Yaptırdım Mermer Direkli,
Hekimoğlu Dediğin De (Narinim) Aslan Yürekli.

Bahçearmut Dibinde Kaymak Yedin Mi,
Hekimoğlu'nu Görünce (Narinim) Budur Dedin Mi...

Türkü Hikayesi

Ordu dolaylarında yaşayan Hekimoğlu, yoksul bir ailenin çocuğudur. Üstelik yoksul bir anneden başka hiç kimsesi yok. Çevresinde dürüstlüğü, akıllılığı ve yiğitliğiyle tanınan bir gençtir.

Yörede egemenlik kurmuş bir Gürcü Beyi vardır. Bu Gürcü Beyi, Ayşa adında güzel ve narin bir kızla sözlüdür. Ne ki, bu kız Gürcü Beyini sevmemekte, Hekimoğlu'na bağlanmıştır. Bu, dostlukla, arkadaşlıkla karışık bir sevgidir. Üstelik Hekimoğlu'yla görüşmeye başlamıştır.

İşte Bey, iki gencin ilişkisinin bu noktaya vardığını duyar duymaz Hekimoğlu'na düşman olur ve ona savaş açar. Hekimoğlu'yla teke tek görüşüp, hesaplaşmayı önerir; bir de yer belirtir. Hekimoğlu, gözüpek, mert bir gençtir. Aynalı mavzerini kuşanıp, tek başına buluşma; yerine gider. Gitmeye gider ama, Bey sözünde durmamış adamlarıyla gelmiştir. Üstelik adamlarından biri, buluşma yerine varır varmaz, sabırsızlanıp Hekimoğlu'nu yaylım ateşine tutar. Ötekiler de çevresini sararlar. Hekimoğlu'yla Beyin adamları arasında yaman bir çatışma olur. Hekimoğlu, çatışma sonunda çemberi yararak kurtulur. Olaydan hemen sonra, Bolu da tek başına yaşayan anasının yanına gider. Anasına durumu anlatır ve artık şehir yerinde duramayacağını bildirir. Anasıyla helallaşıp, yanına Mehmet adlı iki amca oğlunu alarak dağa çıkar. Çıkış bu çıkış ve ölünceye kadar Hekimoğlu artık dağdadır.

Hekimoğlu'nun dağa çıkış nedenini ve biçimini bilen, duyan yöre köylüleri kendisine kucak açarlar. Onun mertliği, yiğitliği ve doğru sözlülüğü köylüleri daha da etkiler ve her açıdan kendisine yardım ederler. Özellikle yoksul köylülerle dostluk kurar, zenginlerden aldıklarıyla onlara yardım eder.

Hekimoğlu, artık Gürcü Beyinin korkulu düşü olmuştur. Bu yüzden Bey, kendisini sürekli jandarmaya şikayet eder ve kesintisiz izletir. Hekimoğlu'nu ihbar etmeleri için çeşitli yörelerde adamlar tutar. Fakat halk koruduğu için, Hekimoğlu'nu bir türlü ele geçiremezler.

Hatta bir defasında, Beyin adamlarından birinin ihbarı üzerine Hekimoğlu'nun kaldığı evi jandarmalar basıyorlar. Bütün çevre kuşatılmıştır. Evin altında bir fırın vardır. Hekimoğlu fırıncının yardımıyla fırının ekmek pişirilen yerini arkadan delip kaçmayı başarır.

Hekimoğlu, kaçmaya kaçıyor ama, Beyin, iki amca oğlunu öldürttüğünü haber alıyor ve doğru Çiftlice köyüne iniyor. Gittiği ev muhtarın evidir. Bu Muhtar, Hekimoğlu'ndan yana görünüyor, oysa gerçekte Beyin adamıdır ve onunla

işbirliği içindedir. Nitekim adamlarından biri aracılığıyla ihbarda bulunur ve Hekimoğlu jandarmalarca sarılır. Hekimoğlu, Muhtarın puştluğu yüzünden kıstırılmıştır. Büyük bir çatışma çıkar taraflar arasında. Adeta namlular kurşun kusmaktadır. Özetle yaman cenk olur orada.

Olayın sonucuna ilişkin iki söylenti var halk arasında:

1) Hekimoğlu, çatışma sırasında. çemberi yarıyorsa da, aldığı yaralar yüzünden fazla uzaklaşamadan ölüyor.

2) Atına atlıyor, elini karın bölgesinden aldığı yaralara basarak Ordu'ya
kadar geliyor ve burada ölüyor.

Hekimoğlu, tipik bir erdemli başkaldırıcı örneğidir. Haklı bir nedenle dağa çıkıyor. Mertliği, yiğitliği ve iyilikseverliğiyle halk arasında büyük ün yapıyor. Yoksulların dostu, onları ezen varsılların düşmanıdır.

Hekimoğlu denince, hemen akla gelen bir özelliği de aynalı martinidir. Hekimoğlu Türküsü'nde geçen ve kendisinin adıyla özdeşleşen aynalı martinin özelliği şudur. Hekimoğlu, özel olarak yaptırdığı mavzerinin üstüne bir ayna taktırıyor. Çatışmaya girdiğinde, bu aynayı: düşmanının gözüne tutarak, gözünün kamaşmasına, dolayısıyla hedefini şaşırmasına yol açıyor.


Bu yüzden Hekimoğlu'nun adı aynalı martinle özdeşleşmiştir.


========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Nevzat Bilgiç
Alan: Grup: Türk Şairler Birliği
Tarih: 11.12.2010 14:10:00
Konu: 52 - ORDU Ve Yöresine..... AH O GÜZELİM BELDELER! ...

DEĞERLİ OKURLAR MERHABA! ...

Verdiğim söz üzerine, bugün Ordu ve yöresi ile ilgili şiirlerimden, birirni beğeninize sunuyorum.
Hergün plâka sırasına göre, sizi gezdirdiğm bu şiirleri, (70 yaşın verdiği zorlukla) , bilgisayarda göndermek için savaş veriyorum. Bu nedenle bundan böyle günaşırı sunacağımı belirtirim.
Yani Pazartesi günü sıra; (53 - RİZE) de.
Saygılar sunarım.

AH! ... O GÜZELİM BELDELER... (Ordu Ve Yöresine)
Olgun Oktaya...
(Sayfa 1 - Sıra 8)

Ünye, Fatsa, Perşembe; Bolaman ' dan gel bize,
Tanrım bu yıl Hamsiyi, bol ver Karadeniz ' e...
Kumru, Korgan, Ulubey; dönemeç değil engel,
Viraj korkun var ise; derelerden atla gel...

Ordu, Akkuş, Aybastı, bu dağlara sis bastı,
Yüreğinde sevgiyle, Yanık Ozan ulaştı...
Gölköy ve Mesudiye, dizeler düş sanmasın,
Bir gün yolum düşünce, bana hesap sormasın...

Çam Ülkesi Boztepe, Çambaşında dinlence,
Büyüklere bir anı, çocuklara eğlence...
Yaylası ve Perşembe, Elmalı ve Ulugöl,
Küçük Kertil naz yapar, güler yüzü, sevince...

Nevzat Bilgiç
Sıla Benim Gurbet Benim
(Memleketime Şiirler)