Türk Şairler Birliği Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Nevzat Bilgiç
Alan:   Grup:Türk Şairler Birliği
Tarih: 01.11.2010 18:41
Konu: AKÇAY/EDREMİT - (BALIKESİR Yöresine) - Yarın BİLECİK

Sevgili kardeşlerim, Şaireler,Şairler,Şiir sevenler merhaba! ...
Akşam oldu, yorgunluk atmak üzere, buluştuk yine.
Bu günkü şiirim; 2006 yılında Akçay'da, o güneşli Ağustos akşamlarının birinde, saat 10 ile 20 arasını anlatmaktadır.(Bu şiir radyolarda okunmuştur)
Yakınlarınızla, sevdiklerinizle mutlu bir akşam geçirmenizi dilerim.

Saygılarımla

Nevzat Bilgiç


AKÇAY - EDREMİT

Güneş doğalı henüz bir saat,
Ya olmuş, ya da olmamış...
Kumsal tenha, deniz daha karışmamış...
Suları yara yara her günkü gibi,
Gelir Körfez ' den bir tekne … Pat … Pat …Pat...

' Haydi taze balık! ...Taze balık! …
Sardalya, barbun, palamut,
Abla! ... Hepsi ızgaralık! ...'

Der demez, nerden çıktıkları bilinmez,
Toplanır çevresine kalabalık...
...

El açıp dilenen yok kıyılarda,
Herkes onuruyla çalışır, olsa da darda...
İşte! ... Orta yaşlı bir hanım, kumsalda
Şişe toplar, kararlı adımlarla...

Bir başka özürlü genç, geçer arada,
Oldukça ciddî, özenli bakışlar atar,
Biriken öteberiyi, hurdacıya satar...
İşte gözlediğim bu çalışkan insanlar,
Kiminin dışını, kiminin içini yakar...

….

Canlı adımlarla çıktı burundan,
Kutudaki gıdaları, tümü korumalı;
Kıyıların suyundan, kumundan...
Adımları gibi canlı, sesi de,
Duyuldu çağrısı birden çevrede:

' Balkesir unundan,
Akçay ' ın suyundan,
Yeni çıktı fırından,
Domatesli, biberli, peynirli,
Kumrular... Vaz geçilmez tadından... '

...

Biraz sonra gelir sekerek,
Elinde bir sepet, gülerek:

' Çiğ börek! ... Çiğ börek! ...
Var mı yemeden, kumsalı terketmek? '

….

İkindi sırası, gölgeler uzar,
Sıcak artar, Güneş sanki irileşir,
Sevecen bir satıcı yavaşça;
Çevresine seslenir;

' Taze misir! ... Sütlü misir! ...
Öz gıdanı ye, yabancıya olma esir,
Çıkardığı gürültülere aldırma sakın,
O senin içinde, sağlığın için güreşir! ... '



Elinde sehpası, başında tablası,
Duyulur ta uzaktan sesinin yankısı:
' Susamlı simit! ...El yakar! '
Duyan, gören kişinin,
Elinde olmaksızın;
Hemen başlar acıkması...
...

Üstlerinde canlı renklerde giysiler,
Birbirinin ardından sessizce gider,
Yayladan henüz, çıkagelmiş Yörükler...

' Dalından taze koptu, taze geldi ' der,
'Erikler, tüysüzler, sepetteki yemişler...'

...

Deniz dingin de olsa, coşsa da dalgası,
Yanaşır gözü pek, balıkçının takası,

' Balık ekmek! ... Balık ekmek iki lira! ... '

En seçici kişilere bile açıktır sofrası...

....

Gün ışıdığından beri deniz,
Çarşaf gibiydi bir bilseniz,
Saat ikiden sonra değişti birden,
Güneş kavuşmak üzere, düzelmedi henüz...

İşte bir adam, adamın elinde çan,
Kamburu çıkmış, önlüğü tertemiz,
Omuzunda sepeti, pırıl pırıl ışır,
O, yorgun adımlarla size yaklaşır;

' Elma şekeri! ... Elma şekeri! ...

Çocuklara kadar bir çağrı ulaşır...

...

Denizdeki giysiler, geçmiş güneşin yedi rengini,
Kimi baştan ayağa kapalı, saklar tenini,
Kimi otuzlu yılları yansıtır, kimisinde bikini,
Ama hepsi kendi dünyasında, keyifli,
Asla yakınmaz Akçay, dışlamaz bir tekini...

...

Hele çocuklar! ... Hele çocuklar! ...
Kiminin boynunda şişme botlar,
Kimi kumlarda kaleler yaparken,
Kiminin ellerinde çeşitli oyuncaklar...
Sorarım size Akçay ' daki konuklar!
Onlardan daha mutlu, başka kimler var? ...

Onlarla gelir Akçay ' a bahar,
Onlarla Yaz ' ın tadı uzar,
Onlarla aydınlanır karanlıklar.

Su ve Sevgi Beldesi Akçay;
Çocukların coşkusu ile sürer gider,
Dilerim sonsuza kadar...

Nevzat Bilgiç
www.nevzatbilgic.com