Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Diyanet Avrupa Dergisi Ekim Sayısı
DİLİN ÇİÇEKLENMELİ GÜL AÇMALI AĞZIN Konu devamıdır,
Kendi düşüncelerimizi benimsetmek için nasihat etmeye kalkışmamalı.
Aslında kendimizin daima nasihate muhtaç olduğunu bilmeli.' Kişi noksanını
bilmek gibi erdem olmaz ' demişler...
Konuşurken kimseyi asla suçlamamalı,hehe hele elimizde kesin belgeler
olmadan başkalarını suçlama hastalığından vazgeçmeliyiz.Kendi kusurumuzla
ilgilenmeliyiz.
Yüzümüze karşı bizi övenlerden uzak durmalı,kusurlarımızı yüzümüze
söyleyen insanların gerçek dostumuz olduğunu bilmeliyiz.Düşünmedenkonuşursak çoğu kez hata yaparız.Kırk ölçüp, bir biçmeliyiz.
Düşünmeden konuşan kimse,kendini üzecek cevapları duymayada hazır olmalıdır.
' Neden böyle konuştum' diye üzülmeden önce, ' ne söyleyeyim acaba? ' diye düşünmek daha iyidir.
İlim ve yetenekle başa çıkamadığımız insanların ardından konuşmamalı,hiç
kimseyi arkasından çekiştirmemeliyiz.Bükemediğimiz bileği öpmesinide bilmeliyiz.
İnsanı dili rezil eder.Cahilin susması konuşmasından hayırlıdır.' Dilim seni dilim dilim
dileyim' diye hayıflanmadan önce dilimize sahip olmalıyız. Konuşurken kendimizi övmemeliyiz.
Sizi başkalarının övmesi önemlidir. Siz kendinizi övmeye başladığınız an,aslında kıymetinizi düşünüyorsunuz demektir.
'Cahil cesur olur' derler.Boş teneke güm güm öter,içi bal dolu bir tenekeye vurduğunuz zaman tın tın ötmediğini görürsünüz.
Konuşmanızdan etrafınızdaki insanlara güzel kokular sirayet etmeli. Kıymetli olan incilerin az bulunduğunu da akıldan çıkarmamalı.
Sözü yerinde ve zamanında söylemeli, hepsinden de önemlisi daima doğru söylemelidir.
Dünyanın hazinelerini de verseler, idam sehpasına da götürseler doğru sözden ayrılmamalı,doğru
sözlülerin yardımcısının Allah olduğu hiç bir zaman unutulmamalıdır.Doğruyu söyleyip zincire
vurulmak, yalan söyleyerek zindandan kurtulmaktan daha iyidir.
Yaşça bizden büyük,makam ve mevkiice kendimizden üstün insanlara nasihat etme budalalığına
düşmemeli,yeri ve zamanı geldiğinde de zalim hükümdarın yüzüne Hakkı haykırmaktan geri durmamalıyız.Konuşurken dinleyicinin durumunu daima gözönünde bulundurmalıdır.
Sadi'nin söylediği gibi,' Mecnunla konuşacaksan eğer, sadece Leyla'nın güzelliğinden bahset.'
Atalar, Dilin cirmi küçük, cürmü büyüktür' diye boş yere söylememişlerdir elbette.
Billur dudaklardan dökülen şu pırlanta söz hayatımızın düsturu olmalı:
'... YA HAYIR SÖYLE YA SUS.' dedim ya bunlar benim cevaplarım. Şimdi sıra sizde...
DİLİMİZİ ÇİÇEKLERLE BEZEMEYE, AĞZIMIZDA GÜL AÇTIRMAYA HAZIRMISINIZ?