Türk Şairler Birliği Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Ahmet Yağmur
Alan:   Grup:Türk Şairler Birliği
Tarih: 02.09.2010 18:17
Konu: NE EVET DERİM... NE HAYIR -LA İLAHE... DERİM.

Bu linki tıklayın;

http://www.furkanvakfi.net/index.php? option=com_content&view=article&id=2388:12-eylulde-yapilacak-olan-referandum-hakkindaki-gorusunuz-nedir&catid=33:soru-cevaplar&Itemid=224



TEVHİD NEDİR

Allah u Teâlâ’ya hamd eder, O’ndan yârdim bekleriz, O bize yeter.
Allah’ın seçkin kulları üzerine de salatu selam olsun.

Bilinmelidir ki, Allah Subhanehu ve Teâlâ, bu mahlukatı kendisine hiç bir şeyi ortak koşmadan sadece kendisine ibadet etmeleri için yaratmıştır.
“Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi: 56)

İbadetin aslı tevhididir, çünkü Allahu Teâlâ’nın buyurduğu gibi peygamberler ile milletleri arasındaki husumet ve kavga bu yüzden kaynaklanmaktadır.
“And olsun ki biz, -Allah’a kulluk edin taguttan (1) sakinin diye her ümmete peygamber gönderdik.” (Nahl Suresi: 36)

Tagut, Allah ve Resulünün hükümlerine mukabil olmak üzere, Allah ve Resulünün yerine hüküm koyan her şeydir. Bu insanın kendisi nefsi olabileceği gibi, şeytan, put ve İslam şeriatı dışındaki her türlü nizam ve ideoloji de (komünizm, kapitalizm, laiklik, demokrasi, sosyalizm vb...) olabilir.

Tevhid su üç kısmın birden gerçekleşmesiyle vuku bulur:

Rububiyyet Tevhidi, Uluhiyyet Tevhidi, İsim ve sıfat Tevhidi.

Rububiyyet Tevhidi: Allahu Teâlâ’yı her şeyin rabbi, raziki ve haliki kabul etmek, bu ve benzer Allahu Teâlâ’ya mahsus olan hususiyetleri Allahu Teâlâ’dan başkasına atfetmemektir. Kur’an’i Kerim’in beyanına göre Peygamber (s.a.v.) zamanındaki müşriklerin bu inançları vardı. Bu inançları onları Müslüman saymadı ve peygamber (s.a.v.) onların kanlarını ve mallarını mübah görmüş onlara savaş ilan etmiştir.

“Onlara (müşriklere) sizi gökten ve yerden rızıklandıran, işitme ve görmenize malik (sahip) olan, ölüden diriyi diriden ölüyü çıkartan, tüm isleri tedbir eden (yöneten ve düzenleyen) kimdir de? Diyecekler ki; Allah, öyle ise düsünmez misiniz de? Yedi kat göğün ve yüce arşın sahibi kimdir de? Diyecekler ki Allah, öyle ise düşünmez misiniz de? Eğer biliyorsanız her şeyin melekutu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her şeyi gözetip kollayan, kendisi korunmayan (hiç bir şeye muhtaç olmayan) kimdir de? Allah’dır diyecekler, öyle ise nasıl oluda büyülenirsiniz de? ” (Mu’minun Suresi: 84-89)

Bu ve buna benzer ayetler Kur’an’da sayılamayacak kadar çoktur.

Uluhiyyet Tevhidi: İbadet çeşitlerinin tümünü sadece Allâhu Teala için yapmak, Ondan başkasına yönelmemektir.

İste evvelinden ahirine bütün peygamberler, bu tevhidi insanlara bildirmek ve bu tevhid de bulunan hataları gidermek için gönderilmiştir. Peygamberlerle milletleri arasında çıkan çatışmalar bu tevhid yüzünden olmuştur. Kur’an da anlatılan tüm peygamberlerin daveti bu tevhidi kabul ettirmek için olmuştur ve bunu kabul etmeyen kavimler tarafından baskı ve işkencelere tabi tutulmuşlardır. Bu tevhid ise Allah'tan başka ilah olmadığı gerçeğidir. İlah, sadece yaratıcı değil, en kısa tanımıyla yaratan ve yarattıkları üzerine hüküm koyan demektir. Yoksa belirttiğimiz üzere Mekke müşrikleri de Allah'ın yaratıcı olduğuna inanıyorlardı, fakat Allah'ın hâkimiyetini kabul etmiyor ve Onun hükümlerini hayatlarına esas almayaraktan Allah'a şirk koşuyorlardı... Kuran bunu bize şu ayetleri ile haber veriyor:

And olsun ki onlara: 'Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir? ' diye sorsan, mutlaka, 'Allah' derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar? ” (Ankebut Suresi: 61)

“And olsun ki onlara: 'Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir? ' diye sorsan, mutlaka, 'Allah' derler. De ki: (Öyleyse) hamd de Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (söyledikleri üzerinde) düşünmezler.” (Ankebut Suresi: 63)

Bundan dolayı günümüzde Allah'ın hükümlerine rağmen hüküm koyan insanlar, bunu açıkça ifade etmemelerde İslam'a göre ilahlık iddiasında bulunmaktadırlar. Müslüman olmanın ilk şartı da Allah'a rağmen hüküm koyan bu kimseleri, koymuş oldukları hükümleri ve nizamlarını red edip sadece Allah'ı ilah kabul etmektir. Nitekim Araf suresi 54.ayetinde Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur: Yaratmak da, emretmek de Allah'a mahsustur.) Yusuf suresinin 40. ayetinde de Hüküm ancak Allah'a aittir. buyrulmaktadır. nitekim Kuran meali dikkatle okunacak olursa Rabbulalemin kendisinden başka ilah ve Rabb'in olmadığını vurguladığı birçok ayeti kerimesinde özellikle hüküm noktasına dikkat çekmiş ve kendisinin yaratıcı olduğu gibi, insanların hayatlarına ilişkin hüküm, kanun, nizam, yasa ve değerleri belirleme hakkının da ancak kendisinde bulunduğunu, ve hakimiyetinde kimseyi kendisine ortak kabul etmediğini defalarca vurgulamıştır. Bu yüzden Allah'ın hükümlerine rağmen hüküm koyan insanlara ve hükümlerine isteyerek itaat etmek, Allah'a şirk koşmak manasına gelir ki, Bu Allah’ın asla affetmeyeceği bir suçtur: Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz.79 Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar.80 Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa Suresi: 48)

Tevhidu’l-Esma ve’s-Sifat: Türkçesi isim ve sıfat tevhidi olan bu kısım, Allahu Teâlâ’ya ait olan güzel isimlerin ve yüce sıfatların Kur’an ve Sünnet’de sabit olduğu gibi Teşbihsiz, Tevilsiz, Tatilsiz, Tekyifsiz inanmak ve Kur’an ve Sünnet’de sabit olmamış hiç bir ismi ve sıfatı Allahu Teâlâ’ya nispet etmemektir, çünkü Allahu Teâlâ’nın ait güzel isim ve sıfatları gayba taalluk ettiği için bu konuda hiç bir şekilde içtihada mecal yoktur. Kişinin mertebesi ne olursa olsun, ancak vahye muhatap olan Resulü Ekrem (s.a.v.) den sabit olanlar bunun dışında kalır ki; Onun sözü diğer insanların sözü gibi değildir. O ancak Allah'tan aldığı vahidir(Necm Suresi: 3-4) ...
Allah bizleri tevhidi idrak edip onu yaşayan ve şirke karşı olan mücadelelerinde sebatkar olan muttaki kullarından kılsın.


DİPNOT: (1) Tağut; Kelime manası; Arapça bir kelime olup “tağa” (haddini aştı) kökünden türemiştir ve “haddini aşan mahlûk” demektir.
Şer’i manası; Allah’ın koyduğu ölçüler dışında ölçüler koyan, insanı Allah’a ibadetten alıkoyan, Allah ve Resulüne tabi olmayı engelleyendir. Bu insi ve cinni şeytan, nefis, hayvan, ağaç, para, taş, kadın, mezar olabileceği gibi; Allah’ın hükümleri dışında hükümler koyan zalim bir diktatör, halkın seçtiği seçkin bir zümre, bir meclis, bir grup bilim adamı veya Allah’ın kitabın dan kaynaklanmayan adet, alışkanlık ve düşünce (ideoloji) de olabilir.