Türk Şairler Birliği Mesaj Detayi Antoloji.com

Alan:   Grup:Türk Şairler Birliği
Tarih: 01.05.2010 14:59
Konu: ~~Şiir Rüzgârı~~ Nisan 2010 // *Hece* Şiir Sonuçları

ANKARA RÜZGÂRI GRUBU

~~Şiir Rüzgârı~~ NİSAN 2010 “HECE” Şiir Sonuçları

DÜZENLEYEN:
Ankara Rüzgârı Grubu (Ahmet EROĞLU)

DEĞERLENDİRMEYİ YAPAN JÜRİ ÜYELERİMİZ:

1) EKREM YALBUZ (*)
2) EMİN ZEYBEK
3) İSMAİL ÂDİL ŞAHİN
4) MUSTAFA CEYLAN
5) SEYİT KILIÇ

(*) Ekrem Yalbuz hocamız Şehir dışında olması nedeniyle bu ay değerlendirme yapamamıştır.


***************** D E R E C E L E R *****************

1.ŞİİR:YÜREĞİ ÇÖL EYLEMEK…___________TOPLAM: 350
____________________________________Zübeyde GÖKBULUT

2.ŞİİR: AYAK SESLERİ_________________TOPLAM: 340
_____________________________________Mücella PAKDEMİR

3.ŞİİR: MUHANNETSİ GİDİŞİN___________TOPLAM: 335
_____________________________________Asuman Soydan ATASAYAR

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

Yarışmaya Katılan Şiir Sayısı: 14

YARIŞMAYA KATILAN Ş İ İ R L E R (Derece Sırasına Göre Sıralanmıştır)

1.ŞİİR___________________________ TOPLAM PUAN: 350
_________________________________ Zübeyde GÖKBULUT

YÜREĞİ ÇÖL EYLEMEK YAKIŞIR MI İNSANA? - Gülce / bahçe

Güneş gülüyor diye uyandı börtü böcek
Yeşil gözlü güzeller kaldırdı peçesini
Belli ki kara kışın saltanatı bitecek
Nihayet bülbül güle duyuracak sesini

Ak benekli kuzular yaylalara yayılır
Çayır, çimen şenlenir çitmesinden, sesinden.
Her güzellik ok vurur uyu/yanım ayılır
Arşa çıkar kokular rüzgârın nefesinden

Ey!
Canım
İçinde
Candan öte
Hüküm süren Yâr!
Mest etmek mi işin
Ustanın fırçasına?
Kıskanmaz mı kara kışın?

Ey benim gönlüm alıp dilimi susturanım!
Aşkı tazelendikçe, gözümü kusturanım!

Ey soğukta donduran, sıcakta eritenim!
Sus, ey aciz kalemim, eri ey, eri tenim!

Bir sıcak merhabaya selâm dururken nebat
Nasıl hayran bırakmaz gören gözü bu sanat?

O sıcak tebessüm ki kaldırır uykusundan
İnsan denen canlının zoru ne ki usundan?

Gözümüzün önünde canlanır da cümle can
Can suyu gerekmez mi yüreğine ey insan?

İ çimdeki feryadı yoksa duyuracak ses
Ya, N eden duruyorum yaşayan ölüye eş
Bir yüreği S arsacak yoksa etkili nefes?
Bir âdem bir  deme ne zaman olur kardeş?
Gül inler, bülbül inler N eydi bu ah/a heves?

Yine seyir,
Yine aşk,
Yine tutuldu nutkum.

Aklım asılı kaldı kanadında kelebek
Yediveren misali gökkuşağına inat
Nevruzun ortasından yere düştü bir bebek
Yepyeni hayatlarla şekillendi kâinat

Bekle, az daha bekle, sen ey göçmen kuşları!
Sana da davet gelir, ben gibi sürmez yasın
Gözümün ortasında durur mezar taşları
Söyle, bu can gönlünce, söyle nasıl yaşasın?

Sen ey, ayaklarına koca evren sunulan!
Ruhundan ruh üflenip yâr yerine konulan
Sen gönül evlerinin en inatçı talibi
Sen ey beşeriyetin en mahiri, galibi
Madem ki bezetildi canının her zerresi
Olmayı denedin mi bir marazın çaresi?
Sen, yaratılmışlığın farkında olamayanım
Sen ki o cömert eli bulmamış, bulmayanım
Demezler mi insana “ arayan er geç bulur”
Demezler mi aşk için sarp kayalar yol olur,
“Nerde tükettin ömrü? ” diyen olmaz mı sana?
Yüreği çöl eylemek yakışır mı insana?

D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 85
Değerlendirme: Güzel bir çalışma. Yer yer kullanılan tunç kafiyeler okuma keyfini arttırmış. Dizelerin içine aktarılan mana sanki manevi bir haz sunuyor. Şiirde “Ses” ve “nefes” kafiyeleri sıkça kullanılmış. Şiirin ortasındaki “İNSAN” akrostişinde harfler sözcükten ayrılmasa daha iyi olurdu. Büyük yazmak yeterliydi sanırım.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 80
Değerlendirme:
7+7 14’lü duraklı hece ölçüsü.
Ne Halk ne Divan Edebiyatımızda “Gülce” isimli bir nazım şekli vardır. Bu sebeple serbest bölümleri şekil açısından değerlendirirken değerlendirme dışı tutuyorum. Gerekçesi hiçbir edebiyat bilgileri kitabında ve akademik anlamda bir çalışmaya konu olmamış olmamasıdır. Mustafa Ceylan Bey bu konuda bir açıklık getirir sanıyorum. Ayrıca; ölçüler, âhenk içindir. Eğer buna katkı sağlıyor ve ifade edilmek istenenler daha iyi ifade edilebiliyorsa aksini iddia da tekâmüle kulak tıkamak olur diye düşünmekteyim.
Şiir, nazım birimi olarak beyit, bent ve serbest bölümlerden oluşmuştur.
İmlâ, durak ve kafiyeleri yerli yerinde olup yer yer noktalama yapılmış.
Tabiat ve bahar tasviri ile başlayan şiir, sevgiliye seslenişle devam ediyor, genel olarak insana ve sonunda Yaradan’a yönelmek gerektiği vurgulanıyor. Bana göre şiir dört aşamadan geçiyor.
Şiir dili olarak başarılı bulmakla birlikte “..gözümü kusturanım” gözyaşının kusmak olarak nitelenmesi teşbihin tabiatına aykırıdır ve kerih söz kullanımı olarak şiiriyete gölge düşürdüğü kanaatindeyim.
Realist bir şiir. Edebi sanat, buluş ve hayal unsurları açısından dikkatle bakıldığında fazla bir zenginlik de göremedim. Ancak, vasatın üzerinde olarak değerlendirmeme de bu düşüncem engel değil.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 95
Değerlendirme:Evet… İşte şiir coğrafyamızın göğsünden filizlenen bir hece şahikası. GÜLCE EDEBİYAT AKIMI’ nın önermiş olduğu 18 Nazım türünün hepsini veya birkaçını bir şiir bünyesinde toplayarak yazılan şiire BAHÇE adı verilmektedir.
Başta hece’ye ve şiirsel anlatıma, konular arası bağ kurmaya son derece hakim olan şair bu şiirinde GÜLCE’nin SERBEST-HECE buluşmasını sağlayan BULUŞMA, mısra sayısına uygun hece sayısı ÜÇGEN ve gizli akrostiş anlamında AKROSTİK tarzları ile sarmal ve düz kafiye dizilişlerini bir araya getirerek edebiyatımıza enfes bir bahar şiiri armağan etmiştir.
Türk Edebiyatında önemli birkaç “bahar” şiiri bulunmaktadır ki, bunlardan birisi Rahmetli mânevi annem Halide Nusret ZORLUTUNA’ nın şiiridir ve şöyledir:
“GİT BAHAR

Çekil bu gölgeli yolda gezinme,
Bahar bakişlarin yine pek sarhoş.
Yanilip gönlüme misafir inme.
Kapisi kilitli, mihrabi bomboş

Mabettir orasi, meyhane değil...

Işiklar, kokular, sesler, çiçekler...
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda açtı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün! ..

Gerçekten güzelsin, efsane değil:

Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın
Git bahar...Gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,

Kalbime girme, o kaşane değil! ..

Git bahar, git bahar! Uzaklarda gül,
Denize renginden bırak hediye,
Ufuklarda gezin, semaya süzül...
Kalbime sokulma 'Peymane! ' diye,

Gördüklerin kandil, peymane değil!

Halide Nusret Zorlutuna””gerçekten güzelsin, efsane değil” demiştir.
Evet, rahmetli annem, bahara git derken, yarışmamıza katılan bu şairimiz de;
“Güneş gülüyor diye uyandı börtü böcek
Yeşil gözlü güzeller kaldırdı peçesini
Belli ki kara kışın saltanatı bitecek
Nihayet bülbül güle duyuracak sesini

Ak benekli kuzular yaylalara yayılır
Çayır, çimen şenlenir çitmesinden, sesinden.
Her güzellik ok vurur uyu/yanım ayılır
Arşa çıkar kokular rüzgârın nefesinden”
Ancak, şairin kaygısı bahardan çok sevdiğidir, yâridir.Bu sebeple de, baharı bir anda sevdiğine dönüştürmektedir. GÜLCE’nin daha çok tarz geçişlerinde başarılı işlev üstlenen ÜÇGEN’ de;
”Ey! ....................................1 Hece
Canım………………………………………………………………………………………….2 Hece
İçinde……………………………………………………………………………………..3 Hece
Candan öte…………………………………………………………………………..4 Hece
Hüküm süren Yâr! ........................5 Hece
Mest etmek mi işin……………………………………………………….6 Hece
Ustanın fırçasına? ......................7 Hece
Kıskanmaz mı kara kışın? ”…………………………………..8 Hece
Demektedir.
Şiirin AKROSTİK BÖLÜMÜ’nde ise;
(İ) çimdeki feryadı yoksa duyuracak ses
Ya, (N) eden duruyorum yaşayan ölüye eş
Bir yüreği (S) arsacak yoksa etkili nefes?
Bir âdem bir (Â) deme ne zaman olur kardeş?
Gül inler, bülbül inler (N) eydi bu ah/a heves? Mısraları arasına (İNSAN) sözcüğünü gizlemiştir.Akrostik de;
İ-1’nci Kelimede
N-2’nci Kelimede
S-3’ncü Kelimede
A-4’ncü Kelimede
N-5’nci Kelimede gizlenerek “akrostike” sağlanmıştır. Akrostike sağlayan mısralar 7+7=14 durak ve kalıplı mısralardır.
“Ey soğukta donduran, sıcakta eritenim!
Sus, ey aciz kalemim, eri ey, eri tenim!

Bir sıcak merhabaya selâm dururken nebat
Nasıl hayran bırakmaz gören gözü bu sanat? ”
Mısraları ve şiirin genelinde şair, bahar, yeniden doğuş ve Yüce Yaradan, ilâhî güç ve oluşumu adeta nakış nakış dokumuş, yer yer de (eritenim-eri/tenim) şeklinde cinaslardan da istifade etmiştir. Sanatsız mısralar yerine ince, narin ve yürekten, aşırıya kaçmayan sanatla anlaşılır ve milli zevke göre dokunmuş şiir halısını öneren GÜLCE’ ye kazandırılmış en güzel eserlerden birisi olan bu şairin şiirini alkışlıyorum.
Şiirin son bölümünde şair; ” Sen ey, ayaklarına koca evren sunulan!
Ruhundan ruh üflenip yâr yerine konulan” mısralarıyla başlayan bölümde, gerçek aşka ulaşmakta, maddeden mânâ boyutuna başarılı bir şekilde geçmektedir.
Bahar,yâr ve ilâhî aşk temelinde yükselmiş başarılı bir Gülce-Bahçe..
Tebrikler,teşekkürler…

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 90
Değerlendirme: Güzel bir eser. Hece şiirinin hazzını, divan edebiyatı tadında serbest şiirle harmanlayarak bize sunan kaleme selâm olsun. Tebrikler.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

2.ŞİİR___________________________ TOPLAM PUAN: 340
_________________________________ Mücella PAKDEMİR

AYAK SESLERİ

Ne zaman kendimle kalsam baş başa
Mâbedime dalar ayak sesleri
Benliğim ürperir, düşer telâşa
Huzurumu çalar ayak sesleri

Yankılanır boşluk o meş’um sesle
Yaklaşır iştahla, şevkle, hevesle
Bir anda donduran soğuk nefesle
Korkusunu salar ayak sesleri

Tek hamlede boylu boyunca yıkar
Boynuma yargısız hükmünü takar
Haince dolanır, sıkar da sıkar
Sanki çelik yular ayak sesleri

Gölgeler büyürken ışığım söner
Feleğim şaşırır, şirazem döner
Tepeden tırnağa üstüme siner
Terim ile sular ayak sesleri

Kıvranırken ruhum azab içinde
Beynim yanıt arar “neden”, “niçin”de
Kalbim yalnızlığın idam suçunda
Canım kana bular ayak sesleri

Ne musalla taşı, ne de bir mezar
Kefensiz, tabutsuz cesedim bîzar
Kütükte kaydıma intihar yazar
Son namazım kılar ayak sesleri


D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 85
Değerlendirme: İnsanın bazen kendisiyle baş başa kaldığı zaman dilimlerinde, ruhunun ayak sesleri çınlar beyninde. Tedirgin, ürkek, çaresiz ve bir o kadar da sessiz. İşte o anlarda ortaya çıkan duygu ve düşünce yoğunluğunun etkisidir insanı gaip bir alemin sessiz dünyasına sürükleyen anafor.
Her yönüyle güzel bir şiirdi. Ancak son dörtlük büyük bir karamsarlığın dizelere yansıması ve okuyanı karanlık bir halet-i ruhiyeye çekiyor. Okurken ürpertiyor.
Her ne kadar bilindik kafiyeler kullanılmış olsa da şiirin içinde yer alan özgün sözcükler ve betimlemeler ayrı bir güzellik katmış.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 90
Değerlendirme:
6+5 11’li duraklı hece ölçüsü. Noktalamada eksikler var.”azab” kelimesi dilimize Arapça aslı “azab” olmakla birlikte “azap” olarak geçmiştir. Başka şekil hatası yok.
Yalnızlık ve ayak sesleri..Tebrik ediyorum şairini.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 75
Değerlendirme: Oldukça başarılı bir HECE çalışması. Uyak da geleneksel
(((L))) ağırlık merkezli kafiye tutkusunun devam ettiğini gösteren bir şiir.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 90
Değerlendirme: Evet, Necip Fazıl üstadın üslubuna yakın bir üslupla kaleme alınmış güzel bir eser. Dili kıvraklığıyla kullanma ustalığında bir eser olmuş… Ayak sesleri,loş, sessiz ve derinden derine düşüncelere dalındığında irkiltecek kadar bazen içimize işler.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

3.ŞİİR___________________________ TOPLAM PUAN: 335
_________________________________ Asuman Soydan ATASAYAR

MUHANNETSİ GİDİŞİN

Tek yürekle biz olup maddelerden azâde
Yeryüzünden koparak arşta âlem yaşadım
Isındıkça yüreğim zirveler çekti beni
Orda kalırım sanıp hayatı alkışladım.
-Nakışlanan bakışın hepsi benimdi benim
-Hücrelerim mutluydu yükselirken bedenim

Düşüyorum şimdi ben o yüce kaf dağından
Bir şehir kaydı sanki ayağımın altından
Zehirliyor kanımı muhannetsi gidişin
Ruhumu yerden kesen gelişinin ardından
-Senin de kopuyor mu kütleler yüreğinden?
-Yer yarıldı ben kaydım ayrılıpta giderken.

Somurtuyor karşımda mutsuz şimdi o resim
Kavuştu bak dişlerim gelmiyorki gülesim
Böyle uyanmak olmaz neden efsunu bitti?
Rüya imiş yaşanan geldi geçti bir mevsim
-Anladım ki sevdiğim sen olmuşum ben meğer
-İrtifa kaybediyor artık bütün değerler

Gidişinle boşaldı kimse yok bu şehirde
Yeniden dolar mı ki bir gün olur gelirde?
Sabır zincirleriyle bağlanan ayaklarım
Zirvelere bakındı: “ şimdi o yerler nerde? ”
-Ellerim iki öksüz sarardı yaprak yaprak
-İçimde ampul söndü gözlerime iyi bak!

Bir daha seyredeyim diye izlerken seni
Yutkunan gözyaşlarım o an susturdu beni
Sen duymazsan sevdiğim kim duyacak sesimi?
Akıp gitti ardından mutlu gözün güleni
-Mecburiyet yolunda deseydim ‘gitme! ’ diye
-Dönüşü olur mu ki? Hey be sersem desene!

Tek bedenle ısınan dünya soğuk, ışık loş
Mânâlara ne oldu? Altı üstü hepten boş
Götürmüyor bir türlü, buna da ne oldu ki?
Şaşırmış yol soruyor. Arabam benden sarhoş!
-Neylersin aziz dostum her şey yalancı, fâni
-Başlar ve biter böyle mutluluğun tarihi!


D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 80
Değerlendirme: Bu ay şiirler sevgiliye sitem dolu. Ve karamsar bir haletin ayak sesleri duyuluyor mısralarda.
Şiiriniz anlatım ve okuyanı etkileme yönüyle fevkalade. Yer yer imla hataları mevcut. Misal; Kaf Dağı özel isimdir. Büyük harfle yazılmalıydı. “ayrılıpta-gelmiyorki” sözcüklerinde “-da ve “ki” ekleri ayrı yazılmalı.
İkinci bentte “dağ-alt-ard” kafiyelerinde “dağ” kafiyesi kök itibari ile uygun düşmüyor.
“-Dönüşü olur mu ki? Hey be sersem desene! ” mısrasında “Hey be sersem” söylenen bir söz olduğu için tırnak içinde olmalıydı.
Birde “araba” kelimesi sanki şiire oturmamış.

Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 90
Değerlendirme:
7+7 14’lü duraklı hece ölçüsü. Altı mısralık bentler hâlinde yazılmış. (aabacc) şeklinde kafiyelenmiş ve genelde yarım kafiye ile yetinilmiş. Noktalama eksikleri var. “ayrılıpta” (ayrılıp da) , “gelmiyorki” (gelmiyor ki) “gelirde” (gelir de) şeklinde yazılmalıydı.
Biten bir sevdanın ardından hayal unsurları da kullanılarak ve mecazlarla da süzlenerek yazılmış duygu boyutu yüksek bir şiir olarak değerlendiriyorum.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 80
Değerlendirme: “Götürmüyor bir türlü, buna da ne oldu ki?
Şaşırmış yol soruyor. Arabam benden sarhoş! ” mısralarını pek beğendiğim 7+7 kalıbıyla yazılmış bu şiir 6 mısralık dizilimiyle oldukça başarılı bir şiir. Bu şairin kelimeye, vezne hakim oturmuş dil, tavır ve edasından şiirimizin çok faydalanacağı ve gelecek te çok başarılı şiirler kaleme alacağına inanıyorum, teşekkürler..

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 85
Değerlendirme: Kendine münhasır bir kâfiye düzeni olan ve edebiyatımızda elan kullanılan şema ile yazılmış bir eser. Bazı yazım hataları mevcut. Bazı mısralarda anlamı zayıflatarak basitleştirmiş. Aslında esere emek verilmiş ama ancak bu kadar başarılmış

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

4.ŞİİR (I) _____________________ TOPLAM PUAN: 330
_________________________________ Bedri Kenan KARAAL


ANITKABİR

Mahşer gibi günlerdi, birbirine darılmış,
Ortasından ikiye, bıçak gibi yarılmış,
Kaleleri yıkılmış, dört bir yandan sarılmış,

Bir milletin özgürlük, savaşına kanıtsın,
Anıtkabir ne güzel, sen en güzel anıtsın.

Taşlı duvarlarında, yaralar var sızı var,
Bir dünya savaşının, acısı var izi var,
Seksen bir vilayetin, toprağı var tozu var,

Memleketin rüzgarı, efkarını dağıtsın,
Anıtkabir ne güzel, sen en güzel anıtsın.

İster altın kaplama, gümüş olsun içinde,
Var mı başka örneği, var mı böyle içinde,
Gazi Mustafa Kemal, yalnız senin içinde,

Milyonlarca insanın, yüreğinde ağıtsın,
Anıtkabir ne güzel, sen en güzel anıtsın.

Cevap mı arıyorsun, işte yanıt tepede,
Ankara Çankaya'da, işte Anıttepe'de,
Şair susar burada, işte kanıt tepede,

Mesnetsiz sorulara, sen en güzel yanıtsın,
Anıtkabir ne güzel, sen en güzel anıtsın.

D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 85
Değerlendirme: Anıtkabir’e yazılmış en güzel şiirlerden biri olsa gerek. 14 lük ölçü ustaca kullanılmış ve ikilik beyitler ayrı bir güzellik katmış. Bazı bentler cinas ile süslenmiş. Ancak 3. Bentteki “içinde” cinasları sanki farklı anlamda değilde özellikle 2. ve 3. Mısralarda aynı anlamda kullanılmış gibi geldi bana. İkinci bentte virgüller yanlış kullanılmış gibi gördüm. İlk üç mısrada duraklarda yani mısraların ortasında kullanılan virgüller ilk “var” lardan sonra konulmalıydı.
Yine de sükut edilecek bir şiir.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 80
Değerlendirme:
7+7 14’lü duraklı hece ölçüsü. Şekil eksiği yok. Atatürk ve onun ebedî istirâhatgâhı için yazılmış, güzel bir şiir.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 85
Değerlendirme: Büyük Atatürk’ümüz için yazılmış çok sayıda şiirimiz var. Türk şiirimizde bizzat- bütünüyle ANITKABİR’i anlatan şiir de pek yoktu; bu şiir yegâne şiirlerden birisi. Oldukça da başarılı bir şiir. Daha da başarılı olması için şairinin şiir üzerinde çalışmalarına devam etmesini dilemekteyim. Tebrikler…

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 80
Değerlendirme: Bazı yerler içerinde barındırmış olduğu maneviyattan dolayı değerli olur. Eser sahibi de buradaki anıtkabiri övmekle aslında içindeki övmüş oluyor. Böylece kül zikrederek cüzü kast etmiştir. Güzel akıcı bir eser.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

4.ŞİİR (II) ____________________ TOPLAM PUAN: 330
_________________________________ İhsan GÜRBÜZ

NE OLDU BİZE

Orta Asya idi ana vatanım,
'Oğuz'um nerede, 'Kayı'm ne oldu?
Onlarla geçerdi benim her ânım;
'Kısrak'ım nerede, 'tay'ım ne oldu?

At sırtında geldik ok ata ata,
Toprağı yurt yaptık kan kata kata,
Bizden sorulurdu bizden üç kıta,
'Sadak'ım nerede, 'yay'ım ne oldu?

Türktüm, Türkiyeli(!) şimdiki adım,
Huzurum bozuldu, kalmadı tadım,
Ümüğüme basar her yeni adım,
'Şecere'm nerede, 'soy'um ne oldu?

Şeytana uyup da gurbetçi olduk,
Yatağı-yorganı toplayıp geldik.
Koca şehirlerde kimsesiz kaldık;
'Akraba'm nerede,' köy'üm ne oldu?

Çıkar için öper miydim el-etek?
Yalan söylemezdim kalsaydım da tek.
Komşularım açken yatamazdım tok;
'Vicdan'ım nerede, ' huy'um ne oldu?

Bilinmezdi 'ileti' ne, ' mail' ne,
Mektup gönderirdi herkes dostuna.
Özenle yazardık zarfın üstüne;
'Sayın'ım nerede, 'Bay'ım ne oldu?

Hani kebabımız, etli pidemiz?
Eti et, tadı tat, yerdik tertemiz.
'Pizza' öğütüyor şimdi midemiz;
'Ayran'ım nerede, 'çay'ım ne oldu?

İçine düşerken 'hip hop'ın, 'caz'ın
Unuttuk adını 'rast'ın,' hicaz'ın...
Burun kıvırdığı oğlanın- kızın;
'Tulum'um nerede, 'ney'im ne oldu?

Dede anlamıyor torun dilinden,
Türkçe ne çekiyor argo elinden,
Kelimeler şikâyetçi hâlinden,
'Vecize'm nerede,'deyim' ne oldu?

Onurumuz vardı -önemli- hani,
Bir çuval kömüre sattık biz onu.
Dizimi döverim Allah'ın günü;
'Sandık'ım nerede, 'rey'im ne oldu?

Vagonu biz olduk, tren başkası,
Dümen bizde değil, süren başkası,
Gaz veren başkası, firen başkası;
'İstasyon' nerede, 'ray'ım ne oldu?

Ne zaman doğacak şu güneşimiz?
Sıkmaktan kırıldı, düştü dişimiz.
Takvimden gün koparmak mı işimiz?
'Yıl'larım nerede, 'ay'ım ne oldu?

D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 90
Değerlendirme: Her Türk’ün kendisine sorması gereken soruları şairane bir dille ve akıcı bir anlatımla sormuşsunuz. Hakikaten biz neredeyiz ve ne haldeyiz? Duyarlı yüreğinize sağlık efendim. Mükemmel bir sorgulam şiiri olmuş. Devlet büyüklerimizin yapması gereken muhasebeyi siz yapmışsınız.
“firen” kelimesini “fren” olarak yazsaydınız keşke. “tren” kelimesinde olduğu gibi. Gerçi yanlış sayılmaz ama resmi literatürde “fren” şeklinde geçiyor.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 80
Değerlendirme:
6+5 11’li duraklı hece ölçüsü. Hece sayıları, durak ve uyaklar ve noktalama güzel. “İmlâ konusuna gelince, “'Kısrak'ım, 'Ayran'ım…” neden kesme işareti içine alındığını doğrusu anlayamadım.
Konusu, coşkulu bir dille öz değerlerimizi kaybetmekten duyulan üzüntü, şikâyet olan bu şiiri dalında başarılı olarak değerlendiriyorum.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 85
Değerlendirme: Başarılı bir HECE çalışması.”Şairleri haykırmayan bir millet/sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir” demiş üstad M. Emin Yurdakul.. Aynen öyle de, bu şiirde şairimiz, “bir çuval kömüre satılan” oy-rey’ den de bahsetmektedir. Sorgular yönelttiği şiirde, sorulara cevap vermemiştir. “sıkmaktan kırıldı, düştü dişimiz” diyerek, toplumun sabrının da kalmadığını beyan etmektedir. Başarılı bir 6+5 çalışması. Tebrikler, teşekkürler…
NOT: “Vagonu biz olduk, tren başkası” mısraında ((tren)) sözcüğünde görülmeyen, ancak dilden çıkan (((i))) kelimesi ve (Tİ)) hecesini değerlendirerek(Tİ-REN=2 hece) şeklinde ele almış olmasını destekliyorum ve bana göre gayet yerinde bir uygulamadır.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 75
Değerlendirme: Dilimizi koruduğumuz müddetçe Oğuz soyu devam edecektir. Uzun bir eser olmuş. Destan desek daha yerinde olur.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

5.ŞİİR (I) _____________________ TOPLAM PUAN: 315
_________________________________ Gazi Hüseyin KILBAŞ

OĞLUMA NASİHAT

Yüreğin ezelden merhamet dolu,
Adalet seninle gelecek Oğul.
Kökten kırılacak zalimin kolu,
Mazlumlar seninle gülecek Oğul.

İnsan olan nifak ekmez araya,
Merhemi sürmeden geçmez yaraya,
Servete, makama, köşke, paraya,
Karnın tok, gözün tok olacak Oğul.

Adam adam olmaz, bozuksa maya,
Atadan yadigâr edeple hayâ,
Hayırla anılan ismin dünyaya,
En büyük servettir, kalacak Oğul.

Bu yolda mukaddes çekilen çile,
Tükenmez düşmanda tuzak ve hile,
Kurban gerekirse hak olan yola,
Yiğitler korkmadan dalacak Oğul.

Hakka hakikate mezar kazanlar,
Sinsi planlara destan yazanlar,
Huzuru, birliği, bağı bozanlar,
Seni karşısında bulacak Oğul.

Vefayı, vicdanı yeşert, yitirme.
Namert gölgesinde ölsen oturma.
Tertemiz maziye halel getirme.
Varlığın mâtemi silecek Oğul.

Seninle ağlayıp gülen bahtiyar,
Hasretle sararıp solan bahtiyar,
Öyle bir dost ol ki, bulan bahtiyar,
Yokluğunda hüzün dolacak Oğul.

Ülkümün erisin Ey Oğul, anla!
Rabbim ömür versin dinle imanla.
Özlenen nesiller gelecek senle,
Nurun karanlığı delecek Oğul.


D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 80
Değerlendirme: Babadan oğula ibret dolu, övgü dolu ve vefa dolu nasihatler. Anlatım epey iddialı olmuş.ayak kafiyeleri sıkça kullanılan sözcüklerden seçilmiş. (dolmak-delmek-silmek….)
Ancak diğer sözcükler oldukça özgün ve çarpıcı.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 85
Değerlendirme:
6+5 11’li duraklı hece ölçüsü. Şekil hatası yok.
Didaktik, pendname bir şiirde olması gerekenlerin bir çoğu mevcut. Bence, gayet başarılı bir şiir.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 75
Değerlendirme: ((L)) ağırlık merkezli (DeLecek, doLacak vb..) standart bir öğüt şiiri.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 75
Değerlendirme: “…Kurban gerekirse hak olan yola,
Yiğitler korkmadan dalacak Oğul.” Bendindeki “dalacak” kelimesi yerine “ölecek” kelimesi kullanılsa idi şiirin anlam ve mevhumu daha güzel olurdu diye düşünüyorum… Güzel ve öğütleyici bir eser.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

5.ŞİİR (II) ____________________ TOPLAM PUAN: 315
_________________________________ Mehmet IŞIKOĞLU

ÇİFTE ROL

Geçicidir Dünya yurdu
Şartlarına uyamazsın
Konan göçer gelir ardı
Verilmiş söz cayamazsın

Mülk Allahın bostan helal
Zapta geçmiş ol zülcelal
Hakkı gözet behemehal
Sen hepsini yiyemezsin

Olmalısın gönül eri
Emaneti iyi koru
Yarın gelir başka biri
Ona karşı koyamazsın

Gölgelendin verdin mola
Sakın sahip çıkma mala
Hazırlan sen yeni yola
Gidersin de duyamazsın

Her canlıya ömür biçti
Levhi mahfuz kayda geçti
Vade doldu rol değişti
Kabul etmem diyemezsin


D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 80
Değerlendirme: Dünyevi roller ile manevi alemdeki rollerimizi ve bu değişim karşısındaki acizliğimizi anlatan güzel bir çalışma. Sözcüklerin kurgusu yerli yerinde. 8 lik ölçünün akıcılığı okuma keyfi sunuyor.
İmla kurallarına dikkat edilmemiş. “Allahın” kelimesinde ayıraç kullanılmalıydı.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 75
Değerlendirme:
4+4 8’li duraklı hece ölçüsü. Uyak, durak sorunu yok. Noktalama yok.” Allahın” (Allah’ın) olarak yazılsa daha güzel olurdu.
Klasik, lirik, sade ve gelişine bir ilham şiiri olarak değerlendiriyorum.:

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 85
Değerlendirme: Başarılı bir 4+4 çalışması.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 75
Değerlendirme: Semai tarzı öğüt verici bir eser. Türkçe kullanımı güzel. Levh-i mahfuz böyle yazılması gerekir. “i” harfi tamlama harfidir. Tebrikler efendim.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

6.ŞİİR___________________________ TOPLAM PUAN: 310
_________________________________ İbrahim Etem EKİNCİ

SEVGİ

Sevgiyi ne bilsin, canan sevmeyen
Sevgi, sevenlere güç, kuvvet olmuş.
Sevgi dört hak kitap, dört hak Nebi'dir;
Sevgi, son nebide Nübüvvet olmuş.

Sevgi niyaz, sevgi Hakk'a yakarış;
Sevgi sevgiliye dua, yalvarış,
Sevgi bir hedeftir; zirveye varış;
Sevgi, şükredene mükafat olmuş.

Sevgi; Nurdan Damla, Abuhayat'tır
Sevgi, Kevser Bağı'nda seyahattir
Sevgi inanıştır, sevgi cihattır,
Sevgi, Peygamber'e salavat olmuş

Sevgi; çölde Leyla, Uhutta savaş,
Sevgi; Kerem'de kül, Aslıda ataş,
Sevgi ki Yakup’tan Yusuf’a göz yaş;
Sevgi, taa Mısır'da sadaret olmuş.

Sevgi, Sultan Mehmet Han'da Konstantin,
Sevgi, Ulema'dan bir Akşemsettin;
Sevgi Ebubekir, sevgi Zinnûr'eyn
Sevgi; Ömer, Ali Hilafet olmuş

Sevgi; sevenlerde candır, canandır,
Sevgi, Albayrağa renk veren kandır;
Sevgi, Osman Gazi Ertuğrul Han'dır;
Sevgi, Garani'de tam hayat olmuş.

Sevgi, (…….. ….. …) İlahi duygu,
Sevgisiz gönüller hep taşır kaygı,
Sevgi, İbrahim'e duyulan saygı;
Sevgi, Hakkı'da da marifet olmuş.

D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 90
Değerlendirme: Sevgiyi anlatan mükemmel mısralar. Şiirde “Sevgi”nin her çeşidi özgün bir dille anlam bulmuş. Ama her mısranın “Sevgi” ile başlaması biraz yoruyor. İlk dörtlükte a-b-c-b- yerine a-b-a-b- tekniği kullanılsaydı daha güzel olurdu diye düşündüm.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 75
Değerlendirme:
6+5 11’li duraklı hece ölçüsü. Durak ve uyaklarda sorun yok. İmlâ hataları bir hayli fazla. Zaman kazanmak adına yanlışların karşısına doğrularını yazarak gösterirsek:

Nebi'dir-nebîdir… Özel isim değil.
Nübüvvet-Nübüvvet… Özel isim değil.
mükafat-mükâfat
Sevgi; Nurdan Damla, Abuhayat'tır- Sevgi; nurdan damla, âb-ı hayattır veya (âbı hayattır)
salavat- salâvat
Uhutta - Uhut’ta
Aslıda-Aslı’da
Zinnûr'eyn- Zinnûreyn… İkil(tesniye) takısı da Hz.Osman’ın sıfatına dâhildir, ayırmaya gerek yok.

“Sevgi ki Yakup’tan Yusuf’a göz yaş; ” Şair bu mısrada zorlanmış. Hâlbuki (Sevgi ki Yakup’un gözlerinde yaş) gibi bir cümle kursa idi Yusuf’u da imâen zikretmiş olurdu.
Baştan sona telmih ve atıflarla sevginin anlatılmaya çalışıldığı ve bunun bir koşma formatına başarıyla uygulandığı kanaatimce güzel bir şiir.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 75
Değerlendirme: Şiir, 4’ncü uyak-ayak mısraında (marifet,hayat,hilafet,sadaret, salavat,nübüvvet, kuvvet) kafiyelerinde nisbi bir ses uyumsuzluğu göstermektedir ki, bu şiiri zayıflatmaktadır. Şair, biraz daha sabırlı olup, biraz daha uyak-ayak kafiyesi üzerinde durabilseydi, çok nefis bir şiir kaleme almış olacaktı.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 70
Değerlendirme: Sevgi konusunu işleyen koşma tarzı bir eser. Şiirde çokça yazım hataları mevcuttur. Dilerim şâir€miz daha dikkatli olur.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

7.ŞİİR(I) ______________________ TOPLAM PUAN: 305
_________________________________ Ertuğrul SAKAR


ÖMÜR

Ömür ummanda kayık,hem sarhoşum hem ayık
Yıllardır sahil sahil hem gezdirdi,hem çoştu
Sapsarı çocuk tüyler,şimdi kırarmış bıyık
Dopdolu yaşasam da,hayat belki de boştu

Benim maceram ömür,her insanda ayrıdır
Yaşamadığım hayal,artık benden gayrıdır

İster sevap ister zan,otur geçmişini an
Yine sensin o bitmez gecelerde uyanan
Gelecek umutlara,bahar olup boyanan
Çiçeklerle donanan,meyve yükü haziran

Benim vebalim ömür,beni götüren ırmak
Sonsuza savur beni vuslat noktama bırak

D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 80
Değerlendirme: “Ömre bedel” bir şiir desek yanlış olmaz herhalde. Özellikle finali mükemmel bir mana yükü ile donanmış. Üstad Necip Fazıl’ı anımsattı. Biraz daha devam etseydi diye düşünüyor insan. Ömür adına söylenecek o kadar söz var ki…
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 85
Değerlendirme:
7+7 14’lü duraklı hece ölçüsü.Nazım birimi olarak kıta ve beyit birlikte kullanılmış.Noktalama eksik.Şekil hatası göremedim.
Şiir dilini akıcı, duygularını coşkulu buldum. Mecazlar şiire yedirilmiş, başarılı bir şiir.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 60
Değerlendirme:
Daha çok çalışılması – üzerinde durulması gereken bir şiir.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 80
Değerlendirme: Güzel bir şiir. Çapraz kâfiye örgüsü ve söylemi kuvvetlendirmek amacı ile beyitlerle desteklenmiş bir eser.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

7.ŞİİR(II) _____________________ TOPLAM PUAN: 305
_________________________________ Kenan BİLGAÇ

EFENDİM

Selam olsun senin doğduğun güne,
Seni sevmek ibadettir Efendim.
Işık oldun hem bugüne hem düne,
Seni sevmek ibadettir Efendim.

Dünyaya gelince putlar eridi,
Şeytan çıldırmıştı yeri nar idi,
Cümle âlem peşin sıra yürüdü,
Seni sevmek ibadettir Efendim.

Rahmeten lil âleminsin el emin,
Ruhlar âleminde etmiştik yemin,
Ümmetiniz yürütürüz biz gemin,
Seni sevmek ibadettir Efendim.

Yetimdiniz bu cihanda tektiniz,
Ashabınla çok çileler çektiniz,
Gönüllere imanları ektiniz,
Seni sevmek ibadettir Efendim.

Amine'dir annen, Abdullah baban,
Amcan, dayıların oldular yaban,
Rehberdin ümmete çok idi çaban,
Seni sevmek ibadettir Efendim.

(…………………..) yaram içerden kanar,
Senin aşkın ile bu beden yanar,
Beş vakit namazda ismini anar,
Seni sevmek ibadettir Efendim.


D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 85
Değerlendirme: Kutlu Doğum haftasına uygun Peygamber Efendimize ithaf edilmiş güzel bir eser. Alemlerin Efendisine ne yazılsa kafi gelemez elbet.
Şiirde bazı yerlerde imla noksanları göze çarpmakla birlikte şiirin akıcılığı okuyana ayrı bir keyif veriyor.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 70
Değerlendirme:
11’li 6+5 hece ölçüsü. Bir iki yerde durak bozulmuş ama, genelde uyulmuş.. Kafiyeleri uygun. Noktalama ve imlâya uyulmuş.
Şiir dili olarak düz bir anlatım ve rahat bir söyleyiş. Her naat güzeldir, gerçeğini saklı tutarak şiiriyet(mecaz, buluş hayal unsurları) olarak zayıf kaldığı kanaatindeyim.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 70
Değerlendirme: 6+5 duraklar, bazı mısralarda değişmiş ve bozulmuş olmasına rağmen başarılı bir şiirdir. Kavuştak redifli(nakaratlı) bir şiir..

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 80
Değerlendirme: Evet, Allah’ın resulünü sevmek ve hem de annemizden, babamızdan ve dahi evlad u ayalimizden daha çok sevmek imandandır. Güzel dini içerikli bir eser. Tebrikler efendim.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

8.ŞİİR(I) ______________________ TOPLAM PUAN: 300
_________________________________ Refik KUTLU

OĞLUMA NASİHAT

Çok çalış düşün ki, çözüm bulasın,
Oku yazdığımı varınca oğul.
Tut ki sözlerimi, mamur olasın,
Bir öğüttür karar karınca oğul.

Dil uzatma sakın, mukaddesata,
Meyil vermeyesin, yat ile kata,
Bir danış bin düşün, yapma bir hata,
Doğruyu cevapla, sorunca oğul.

Yüzen gemilerin yola dalınca,
Dalgalar önünde dengin bulunca,
Bırakma kendini, suya salınca,
Unutma deryalar, derince oğul.

Bak işte Osmanlı güzel bir örnek
Düşmana dar etsin sendeki yürek
Hakikat insana gerektir gerek,
Doğrular denmeli, yerince oğul.

Kendini bilmezin, varma yanına,
Kıyma bir insanın, asla canına,
Kötülük yakışmaz, mümin şanına,
Kötülüğü kaldır, görünce oğul.

Mazlumu hor görme, isyana girer,
İnsan olan insanın gönlünü derer,
Bu gidiş hakkadır, murada erer,
Anlarsın kafa yorunca oğul.

Yetiştir öğünsün, oğlunla kızın,
Hakkın huzuruna dayansın özün,
İnsan meclisinde düşmesin yüzün,
İhanet çıkmıyor, sarınca oğul.

Hakkı söyle susan âlim utansın.
Saklama doğruyu ilim utansın.
Mazlumu koru ki zalim utansın.
Yoksa düzeltmeli, vurunca oğul.

Dinle (………….) , bak neler etti.
Boş hayal uğruna eridi bitti.
Zaman zayi oldu, ömürden gitti.
Hesap var toprağa, girince oğul.

D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 65
Değerlendirme: Bu ay yarışmaya aynı isimle iki şiir katılmış ve her iki “Oğluma Nasihat” şiirinin de tekniği aynı(6+5) . Oğlua-kıza nasihat şiirleri her zaman değerlidir.
Bu şiirde mısralar arası bağlantı ve şiirin konu bütünlüğü biraz zayıf göründü. Nasihatler verilirken son dörtlükte şairin eriyip bitmesi ile final yapılmış. Mısraların anlamı içinde bilinmezler göze çarpıyor. Mesela; “Oku yazdığımı varınca oğul.” Mısrasında nereye varınca okunacak? Ya da
“Düşmana dar etsin sendeki yürek” mısrasında düşmana dar edilecek olan nedir?
“Saklama doğruyu ilim utansın.” Doğruyu söyleyince ilim neden utansın ki? utanması gereken bilgiyi saklayanlardır.
“Hak” sözcüğü özel ve derin sözcüktür. Bu sebeple büyük harfle başlamalı ve takısı varsa kesme işareti kullanılmalıydı. “hakkadır-Hakka’dır” gibi.
“Yoksa düzeltmeli, vurunca oğul.” Vurunca düzeltilecek olan nedir?
Haddimi aştığımın farkındayım, özür dileyerek gözüme çarpan hususları dile getirmeye çalıştım. Şiirin üzerinde biraz düzenleme yapılsa çok güzel ir eser olur.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 85
Değerlendirme:
6+5 11’li duraklı hece ölçüsü.Şekil hatası yok.
“Hakkı söyle susan âlim utansın.” Mısrasında
(Hakkı söyle, susan âlim utansın.) ”söyle” den sonra da bir virgül konsa iyi olurdu.
Didaktik bir öğüt şiiri. Yer yer güzel imaj unsurları da var. Mesela şu kıta:
Yüzen gemilerin yola dalınca,
Dalgalar önünde dengin bulunca,
Bırakma kendini, suya salınca,
Unutma deryalar, derince oğul.
Güzel bir pendname…

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 75
Değerlendirme: Bu şiir de gene oğla nasihatnamedir.
6+5 ve koşma(ayak mısraında iç kafiyeli) yapısı ile günümüz hece şairlerinin en tutkun olduğu tarzda bir şiirdir. Şair dile, kafiye ve vezine oldukça hakim olup, şiirine biraz daha sanat ve biraz daha anlatım yeteneğini nakışlarsa, şahane şiirler kaleme alabilecek bir şair.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 75
Değerlendirme: Didaktik unsurlar taşıyan bir eser. Bazı mısralarda hece eksiği olduğu gibi, övün kelimesi de yanlışlıkla “öğün” olarak yazılmış.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

8.ŞİİR(II) _____________________ TOPLAM PUAN: 300
_________________________________ Tayyar YILDIRIM

Dön Ne Olur

Servettin hayatımda, bir ömürdün hâsılı.
Her anım bayram idi; düğün, dernek fasıl’ı.
Çekip giderken akan, gözlerinde yaşların;
Cevap idi bir nevi, sitem idi asıl’ı,

Otur gönül köşküme, göreyim gül cemalin,
Karanlığa ışıktır, erdeminle kemalin.
Sükûtun ar’ındandır, sözlerin ömre bedel.
Bu dünyada eşin yok, ötekinde emsalin…

Kaybolmaktan korkma gel, can özümde saklarım!
Hakkaniyet düsturum, kutsalımdır haklarım.
Sen gelince aklıma, kayırırım elbette,
Kimse girmesin diye, kalbimi yasaklarım.

Mevsimler değiştirir, masum, mahzun yüzlerin.
Titreyen vücudumu, ısıtırdı sözlerin.
Uzaklara bakıp da gözyaşını saklama!
Ele veriyor seni, gülümseyen gözlerin.

Bülbüllere nazire, ipek gibiydi sesin.
Kaçar gider zamanla, pür neşeyle, hevesin.
Dünyalığın bitmeden, koşup gelsen uzaktan,
Bin derde ilaç idi yanımdayken nefesin.

Yakın olur sevginle, göz erişmez uzaklar.
Hazan mevsimi gibi, savrulmakta yapraklar.
Mor menekşe misali, açılırken daha dün,
Geçti gençlik yıllarım, çağırıyor topraklar.

D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 80
Değerlendirme: Okuyanı değişik bir âleme sürükleyen, musiki tadında bir şiir. a-a-b-a kafiye örgüsü kullanılmış. Bazı yerlerde okuma güçleşiyor. Daha doğrusu akıcılık zorlaşıyor. “fasıl’-asıl’ı- nar’ındandır..v.b.” kelimelerde kesme işareti yerine sözcüğün içindeki kökü, imlaya aykırı da olsa belirtmek için tırnak içinde yazılsaydı sanırım daha doğru olurdu. Kesme işareti kullanılınca sanki özel isim gibi işlem görüyor ve bu da yazım yanlışına sebep oluyor.
“göreyim gül cemalin” cümlesi sanki biraz devrik olmuş. Okumayı güçleştiriyor. Onun yerine “görünsün gül cemalin” yazılabilirdi.
Şiirin finalinde karamsar bire hava esmiş. Sevgiliye yazılmış bir aşk şiirinin finali daha umut dolu bitebilirdi. Çok fazla ve gereksiz virgül kullanılmış. Duraklar virgülle belirtilmiş ama bırakın okuyan kendisi versin nefes durağını, her mısranın ortasında virgüle gerek yoktu.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 70
Değerlendirme:
7+7 14’lü duraklı hece ölçüsü.Her kıta kendi içinde (aaba) şeklinde kafiyelenmiş.”ar’ındandır” kelimesinin kesme işaretiyle ayrılması gereksiz. “fasıl’ı ve asıl’ı kelimeleri ile eğer ikinci bir anlam kastı varsa fasıl/ı şeklinde yazılsa daha makul olurdu.
Giden sevgiliye sitem, övgü, davet ve finalinde kendi hâlini beyan olan kurguda geçişler sert olmuş ya da bağlantı az.
Vasat bir anlatım olarak değerlendiriyorum

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 70
Değerlendirme:

-a
-a
-serbest
-a

Tarzında, 7+7 kalıbında bir şiir. (uzaklar-topraklar kafiye hatası da ben hatalıyım diye adeta seslenmektedir. Şair heceye hakimdir. Daha güzel şiirler kaleme alabilir. Şair AĞAÇ der, demesine de AĞLAYAN AĞAÇ diyerek ağacı anlamlı kılandır.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 80
Değerlendirme: aaxa, bbxb tarzında murabba tarzı kâfiyeleri güçlü bir eser. Dil ve üslubun kullanımı vasat düzeyde.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

9.ŞİİR___________________________ TOPLAM PUAN: 290
_________________________________ Müzeyyen KESKİN

BU GÜNÜN YARINI VAR

Şimdi tavın yerinde kişniyorsun at gibi
Bu günün yarını var unutma ha kardeşim
Belden aşağı sözler gelir sana tat gibi
Bu günün yarını var unutma ha kardeşim

Kahkahalar atarsın için de cilve dolu
Şehvet dolu bakışlar şaşırtır doğru yolu
İki yüzlü çakallar doldurur sağı solu
Bu günün yarını var unutma ha kardeşim

Gün gelip bu diyardan göçeceksin
Azrailin sunduğu şerbeti içeceksin
Dünya da ne ektinse orada biçeceksin
Bu günün yarını var unutma ha kardeşim

Yılan gibi kıvırılır savurursun saçları
Nerde olsa kendine yöneltirsin açları
Toplarsın etrafına o riyakar piçleri
Bu günün yarını var unutma ha kardeşim

Hareketler ofsait sesinse can alıcı
Fıldır fıldır gözlerin yürekleri yakıcı
Namus hayası olan gelir sana sıkıcı
Bu günün yarını var unutma ha kardeşim

(........) ’im bakarım bir bayanın gözüyle
Doğrunun yanındayım özüyle ve sözüyle
Beni de hatırlayın bıraktığı iziyle
Bu günün yarını var unutma ha kardeşim.


D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 70
Değerlendirme: Sözler doğru, anlatım sanki biraz eğri. At gibi kişnemek, ofsayta düşmek, riyakar piçler gibi tabirler şiirde kullanıldığı zaman biraz argo kaçıyor diye düşünüyorum.
“Gün gelip bu diyardan göçeceksin” mısrasında üç hece birden eksik, herhalde bir sözcük unutuldu.
“Azrailin” sözcüğü özel isimdir kesme işareti kullanılmalıydı.
Beşinci dörtlüğün ilk mısrasındaki “alıcı” kafiyesi 2. Ve 3. Mısra kafiyeleri ile uyuşmuyor. Redifler var sadece. Aynı mısrada yer alan “ofsait” kelimesi Türkçeye ve şiir diline aykırı. Kullanılması gerekse bile “Ofsayt” şeklinde yazılmalıydı.
Dördüncü mısraların tamamen nakarat olarak kullanılması da sanki işin biraz kolayına kaçılmış izlenimi veriyor.
Hiç noktalama işareti kullanılmamış.
Affınıza sığınarak hep dikkati çeken şeyleri yazdım ama şiir mana olarak güzel ve söylenmesi gereken şeyler kaleme alınmış. Umarım verdiğiniz nasihatlerden payını alanlar çıkar.

Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 70
Değerlendirme:
7+7 14’lü duraklı hece ölçüsü. Noktalama yok.”…için de cilve dolu” (içinde) , “Azrailin”(Azrail’in) ,” kıvırılır” (kıvrılır) ” ofsait” (ofsayt) olarak yazılmalıydı.
“Toplarsın etrafına o riyakar piçleri” Argo kelimeler şiir kalitesini düşürür kanaatindeyim.
Behimi duygulara yergi diyebileceğim bir şiir. Bana ters gelen daha ilk mısrada insanı kişneyen ata benzetmek, nasıl bir teşbih olur, bilemiyorum.Yine saçları yılan gibi kıvırmak da aynı türden benzetmeler.
Argo kelimelerle şiir dili zaafa uğramış fikrimce.Vasat bir şiir.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 70
Değerlendirme: “Gün gelip bu diyardan göçeceksin” mısraında 7+7 ye uyum yoktur. Bu şiir de bir “öğüt-nasihatname”dir.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 80
Değerlendirme: Hiciv ile beraber öğütün iç içe anlatıldığı bir eser. Bir mısrada bir hece eksik olduğu gibi bazı yazım hataları da mevcut. Maalesef asrımız insanının genel karakteristik yapısı bu… Teşekkürler duyarlı yüreğe.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

10.ŞİİR__________________________ TOPLAM PUAN: 225
_________________________________ Nermin TERZİ


BİR YANGIN SONRASINDA

Elem dolu hayatta
Gençliğim geçip gitti
Sustu rüzgârlar sustu

.....Kara bahtım gülmedin
.....Gülmedin gülemezsin

Şu ıslak sokaklarda
Gözlerimi bırakıp
En sonunda uyandım

.....Kara bahtım gülmedin
.....Gülmedin gülemezsin

Bir yangın sonrasında
Küle dönen kalbimi
Görmedin göremezsin

.....Kara bahtım gülmedin
.....Gülmedin gülemezsin


D E Ğ E R L E N D İ R M E L E R

EMİN ZEYBEK______________________Puan: 55
Değerlendirme: 7 lik ölçüyü kullanmak zordur, manayı tam olarak verebilmek kolay değildir. “Islak sokaklarda gözleri bırakıp uyanmak” güzel bir anlatım. Ancak şiir çok sıradan yazılmış. Üzerinde fazla çalışılmamış. Beyitlerin nakarat olarak kullanılması da işin kolayına kaçılmış izlenimi veriyor. Hani aynı beyitleri sık sık okumak şiirin heyecanını azaltıyor. 3 lük bentlerde de kafiye verilmemiş.
Şairi ve şiirini tebrik eder. Yüreğinize ve kaleminize esenlikler dilerim.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN________________Puan: 40
Değerlendirme:
7’li hece ölçüsü.Kafiye kaygısı güdülmemiş.İmlâ hatası yok. Noktalama yapılmamış.
İçerik olarak da
“Kara bahtım gülmedin
.....Gülmedin gülemezsin”
Dışında fazla bir şey yok.

MUSTAFA CEYLAN___________________Puan: 65
Değerlendirme: vasat bir şiir, hattâ şarkı sözüdür denebilir.

SEYİT KILIÇ______________________Puan: 65
Değerlendirme: Heceyi andıran, lakin sonunda kâfiye olmaması hasebi ile heceden ayrı değerlendirilmesi gereken bir eser.

╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬
╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬ ╬

~~Şiir Rüzgârı~~ NİSAN 2010// JÜRİ GENEL DEĞERLENDİRMESİ

EMİN ZEYBEK:

Böyle güzel şiirlerin katıldığı yarışmada jüri üyesi olmak hem onur verici, hem de çok zor ve sorumluluğu yüksek bir görev. İnsan şiirleri okuyup puan verip geçemiyor. Göze çarpan hususları dile getirmek mecburiyetinden kaynaklanan haddi aşmalar yapabiliyoruz. Bu konuda katılımcıların affına sığınıyoruz.
Bu ay katılan şiirlerde biraz karamsarlık, biraz nasihat, biraz muhasebe ve oldukça çok miktarda imla ve yazım yanlışı gözüme çarptı.
Şiirleri değerlendirirken “Kafiye örgüsü, Mısralar arası bağlantı, Şiir Tekniği, Özgün Sözcük Kullanımı, Konu Bütünlüğü, Anlatım, İmla” gibi kıstaslara ayrı ayrı puan vererek değerlendirme yapıyorum. Elimizden geldiğince titiz bir çalışma yapmaya çalışıyoruz. Kusurlarımız olduysa (ki vardır mutlaka) sizin affınız da bizim ödülümüzdür. Saygı ve selamlarımla.

İSMAİL ÂDİL ŞAHİN:

Âciz şahsımıza değer verip katılan tüm yarışmacıları kutluyor, görüş, eleştiri, beğeni ve değerlendirmelerimizden kırılıp incinmemelerini özellikle rica ediyorum. Verilen notlar izafî ve itibarî olup mecburiyetten kaynaklanmaktadır.
Gönül seslerini arz eden yürekli dostlara teşekkür ve saygılarımla…

MUSTAFA CEYLAN:

Bu ayda gene geleneksel 6+5 ve 7+7 kalıplı, çoğunluğu ÖĞÜT ve NASİHATNAME olan ve kafiyelerde (((LLLL) ağırlık merkezli şiirler vardı. Bu geleneksel tarz ve alışkanlığın dışındaki şiirler zaten kendini göstermekte ve ((ben has şiirim))) diye ortada gözükmektedir. Kolaya kaçan, çabuk ve sık yazan, tüketici topluma uygun, her gün bir ya da birkaç adet MANZUME yazan şairin GÜZEL ve KALICI-HAS ŞİİRİ yazması oldukça zordur. Zira, tüketen, anında yok eden anlayış, gelecek yüzyılları düşünmez, yaşadığı an’ı düşünür hep. Şiiri de yaşadığı an’ı ve ((aferin-yüreğine sağlık))) diyenlerin eline teslim edenler, sonunda ne kadar yanlış yaptıklarını anlayacaklardır. Bugün internetin, parayı verince çıkan antolojilerin ve isterse Fenerbahçe –Galatasaray maçını, hava raporunu şiir diye yazıp ŞİİR KİTABI diye yayınlayan YAYINEVLERİNİN boş-anlamsız ve TENEKE gürültüleri elinde şiirimiz acı çığlıkları atmaktadır.

İnternet-sanal dünya. şiir çöplüğü ve internet siteleri de ölü şairler kabristanları gibi. Ne bulursa giyen, sürüp sürüştürenden güzel mi olur? Rüzgâra göre yön değiştirip yükselen tüy, çabucak yükselse de, rüzgâr kesildiğinde ilk önce de o düşecektir. Ah bilebilse…

Ancak,
Bütün bu negatifliğe rağmen, kalıcı ve has şiir kendi altın kozasını örmeye devam etmektedir.
Ne mutlu kaygısı şiir, sancısı mısra olanlara…

SEYİT KILIÇ:

Katılımcı arkadaşlara başarılar diliyorum. Bizimde yapmış olduğumuz yanlış anlama ve değerlendirmeler varsa özür diliyor tarafıma bildirilmesini istirham ediyorum.

Selâm ve savgilerimle…

Ankara Rüzgârı Grubu
~~Şiir Rüzgârı~~ MAYIS 2010 // YARIŞMA KURALLARI

1- Yarışma Ayda bir düzenlenecektir.

2- Daha önce hiçbir yerde (antoloji.com ya da herhangi bir site) yayımlanmamış, YENİ ŞİİR olacaktır. Yarışmacı; yarışmaya katıldığı şiiri, yarışma bitimine kadar hiçbir yerde yayımlayamayacaktır, yayımladığı taktirde şiiri yarışmadan çıkartılacaktır.

3- 'Hece' ve 'Serbest' olmak üzere, iki dalda yapılacak ve konu serbest olacaktır. Yarışmaya aynı dalda iki şiir gönderilmeyecektir.

4- Yarışmaya, Jüri üyeleri ve yarışmayı düzenleyen (Ahmet EROĞLU) katılamayacaktır.

5- Yarışmanın standart başlığı '~~Şiir Rüzgârı~~'dır ve aday şiirler, ~~Şiir Rüzgârı~~ rumuzuna, özelden gönderilecektir. Katılımcılar yarışmaya şiirini gönderirken “Serbest” ya da “Hece” dalında katılmak istiyorum diye belirtmek zorundadır.

6- Yarışmaya katılan üyeler; şiirlerini grup genelinde kesinlikle yayınlamayacak ve jüri üyelerinin özeline kesinlikle gönderemeyeceklerdir; gönderildiği taktirde, yarışma dışı bırakılacaklardır.

7- ~~Şiir Rüzgârı~~ rumuzu, gelen aday şiirlerin yazanlarını bildirmeden, şiirleri, toplu halde, ilgili jüri üyelerine gönderecektir (Jüri üyesi yazanın kim olduğunu bilmeyeceğinden, daha âdil bir değerlendirme yapılmış olacaktır) .

8- 12 Ay boyunca sürecek bu etkinliğimiz sonunda, her ay dereceye giren 3 'Hece' ve 3 'Serbest' daldaki şiirlerin toplamı 72 olacak, buna şairlerin yaşam öyküleri de eklendiği düşünülürse, yaklaşık 100-120 sayfalık bir 'Şiir Rüzgârı' antolojisi (isteğe bağlı olarak) oluşturulabilecektir.

9- MAYIS Ayı ~~Şiir Rüzgârı~~ etkinliği şu andan itibaren başlamış olup; katılacak üye şairlerimiz, eserlerini, en geç 20 MAYIS 2010 - Perşembe, saat 23:59'a kadar; “Ankara Rüzgârı” grup sayfamızın yönetici listesinde bulunan ~~Şiir Rüzgârı~~ rumuzunun özeline göndereceklerdir.

10- Sonuçlar, jüri üyelerinin değerlendirmelerini tamamlamalarının ardından, 31 MAYIS 2010-Pazartesi günü, Ankara Rüzgârı Grubu üzerinden ve grup kurucumuz Ahmet Eroğlu’nun şiir sayfasından sonuçlar açıklanacaktır.

11- Hece şiiri dalında yarışmaya katılacak arkadaşların; “MAHLASLI” şiirleri yarışmaya alınmayacaktır. Mahlaslı şiir gönderse bile “MAHLASINI” silip gönderirse ancak o şekilde yarışmamıza katılmaya hak kazanacaktır.

*****YARIŞMAMIZIN ÖDÜLÜ*****

Yarışma sonunda Hece ve Serbest dalda 1. olan şiirler POYRAZ EDEBİYAT DERGİSİ'nin son sayısında yayımlanıp, dergi kendisine hediye olarak gönderilecektir.
Ayrıca, Değerli Hocamız Ekrem Yalbuz (Aşık Cinasi) 'nin imzalı kitabı hediye edilecektir.

NOT: NİSAN ayı sonuçlarını, “ http://www.Antoloji.Com/ahmet_eroglu “ adresinden bulabilirsiniz...

___J Ü R İ Ü Y E L E R İ M İ Z___

HECE ŞİİRİ

Ekrem YALBUZ
Emin ZEYBEK
İsmail Adil ŞAHİN
Mustafa CEYLAN
Seyit KILIÇ

SERBEST ŞİİR

Mehmet Yaşar GENÇ
Nuray ALPER
Ramazan TOPOĞLU
Selçuk BEKAR
Turhan TOY

**ÖNEMLİ NOT**

Yarışmaya katılmak için grubumuza üye olma şartı yoktur.
Şiir konusunda kendine güvenen heskes yarışmamıza katılabilir.

Grubumuza katılmak isteyen olursa da; antolojide “YETKİLİ ŞAİR” olan tüm arkadaşlar Grubumuza katılabilir.
Yetkili şair olmayanlar grubumuza lütfen başvuru yapmasınlar! ! !

Şimdiden katılımcılara başarılar dileriz.

Sevgi ve Saygılarımla
Ankara Rüzgârı Grup Kurucusu
Ahmet EROĞLU