Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Üç Kar Tanesini Anlatan Bir Yazı
Üç kişiyiz alın açıklığında. Üç konuşma, üç soru işareti cümle sonunda, üç haddini bilmeyen harfleriz. Üç kişiyiz; ölüme yakın noktanın en uzağındaki bir hitapta; üç kişiyiz; ben sen ve biz.
Ben; farklı bir kültürün içinde kendine derinlik bulan bir çift hayat gözü. Hafif bir rüzgarda sallanan, üşüyen, titreyen, gözlerini tam kapatmak üzereyken, özlemi hissedip, durduğu yere yetişmeye çalışan; koşuşturmalı bir yaprak. Saflığında düş kurgularının olduğu, karşılıksız bir yürek çekimi. Başka ülkelerden toprak getirilmiş, üzerine dökülmeye hazırlanan yaşam geçmişi.
Ben; seni ne evete ne hayıra katan. Sorularının cevaplarını sende aramayan; çünkü elinde bazen seni bulan bazen bulamayan.Üç hayat yönetmeninden biri ben. Bize karşı zor gelen,bize dokunamayan, bakamayan; ben.
Ben; sen ile biz arasındaki farkı çok iyi öğrenmiş, gidilmesi ertelenmiş bir uzaklık. Bize karşı yakınken, sana karşı duvar koyup odalar yaratan; kıvrılıp geçmiş, ulaşılmayan bir çift tatlı söz. Sen denilen sevgiliden delice korkup, biz denilen sevgi ile yüzyüze gelen küçük bir kalbin hızlı atışları.Gözü sen denilen dağa takılmış, biz denilen yolda yürüyen; hatırlanması gereken bir anı.
Ben; arasına senle sınırlar çeken ve bizi görünce öksüz kalıp o sınırları silen; aciz bir sınır kandırmacası. Her ikinizede uzak dururken yalan söyleyen, riyakar, kaygı dolu, ürkmüş göz yaşları ile; karanlığın eşiğinde oturmaktan utanan, bütün sahipsiz aşklarda ikinizi tanıyan, üç kaçıştan biri.
Sen; hafif bir rüzgarda; yarım kalmış parçalarını memleketinin baharları ile birleştiren; gözde geçmekte olan bir damar-bu damar neleri göstermeyi sağlamadı ki o baharlara-
Sen; beni bir yudumluk hayat tadına getiren.Eski bir trenle yorgun dönüşlere salan karmaşık yolların çay tadında ki haritası. Ağır ve emin giden bir yelkovana yolunu kaybettiren yağmur adamı.
Sen; bizi kelimelerle anlatmaktan çekinen, amaçsız giderken düşüp yaralanan çocuğun dizindeki kanama -ki bu çocuk adında ayrılık taşıyan gözlerinden yağmur sızdıran biz.-
Sen; beni tanımak için gayrete girip bize gönlünü kaptıran. Beni bir ömürle ifade ederken, bizde kimliğini kaybeden. Üç yalnız kokan renklerden; noter imzalı edebiyat olarak gördüğümüz dünyada kanaat notu kullanabilen tek kişi.
Ve biz... Bu aşk sınavında sonucumuz. Söylenilmek istenilenlerin boğazımızda düğümlenişi. Yeni hayatımızın ilk adımları. Beni günden güne büyüten, aramızdaki farkları görerek ve mutlulukla yaşamamızı sağlayan...Seni hep dilinden, benim aşk lügatına döken, kendi kelimelerinde bazen seni yargılayan, kusuru kusursuzluğu olan; biz.
Hani sen denilen özgürlüğe ben denilen direnişe; hayal gelen biz. İkimizin filozofu.
Üç kişiyiz; ağız dolusu gülücük beklerken bu hayatta. Üç deniz bulamamış göz; sen, ben, biz.