Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Papyon Küpeli Kız - 1
Kış mevsimi henüz yüzünü gösterecek kadar alışamamıştı günlere. Sadece ben buradayım diyebilecek kadar anımsatıyordu kendisini. Papyon küpeli kız da öyleydi.. Sadece sevildiğini gösteriyordu çevresine, ama saklanıyordu yeri geldiğinde. Kısa bir mücadele ile başa çıkmanın ne demek olduğunu anımsatacak kadar içten değildi. ''Sevmek'' ne kadar basit bir cümle.. Alışa gelmemiş, alışılmaz, yutkunduğun da seni doyuramaz! Kolundaki saat ne kadar pahalı olsa da, yüzündeki tebessüm ne kadar saf dursa da, anlaşılmaz bir gölge bu..! Zamanın hızına yetişecek gücü yok, sadece izleyebileceğin kadar kısa, tutunamayacağın kadar uzak.. Kış mevsimi gibi, beyaz bir rüyanın griye dönüşünü izlemek kadar acı.. Sessiz ama içinde haykırışlara yer veren bulutlar çok.. Dokunduğun da can yakmaz ama, yanında kaldığın da seni sevgisiyle soğutacak kadar donuk! Henüz çıplak ayaklarla gezecek yürekler hazır değil bu yol da, yıpranmış sokakların ucu bucağa dönmüş ayrımlarına, bir çıkar sevgi yok...
Tamamıyla cesaret meselesi değil bu yolculuk. Papyon küpeli kız da aynı düşünce de; ''Sevmek ne demek? '' diyor sürekli, ama bilmiyor sevildiğini. Bir yazarın her gece onun için mücadele ettiğini, kör gözlerle izliyor belki de? Kış mevsiminin kalp çatlatan soğuğun da, hiç tanımadığım bir insanla kar da yürüyorum.. Adını siz koyun diyeceğim kadar saklı bir kapı bu, sadece benim bildiğim, benim bilebileceğim bir sır bu! Yeniden doğmak gibi bir düşünceye, yeniden durdurulmanın bir geçimi bu! ''İşte benim sevgilim..! '' yanlışlıkla ciğerimi sigaraya sattığım ''Adı ne bu şahısın? '' dediğin ''Kim bilir'im? '' Ben bu tutkusuzluğu sıradan gördüğüm insanlar da sır bilirim..
Hayatımın en doruk noktasına, sen bayrağı asacak kadar titiz gökyüzüne avaz avaz bağırıp, sonra da sıra sende diyebilmektir ''Sevmek..'' Papyon küpeli kız? Bir gün sende görebilecek misin benim yaşayamadıklarımı? Tarih bizim için de bir yer ayırdı mı, ayrılıklara? Duvar da asılı kalmış saati devirebilecek miyiz sonunda? Aşk için nefretten vazgeçip, bir kışı daha görebilecek miyiz baş başa? Belki de guguk kuşunun yuvasından çıkmasını bekliyoruz, beklerken yüzüne çarpan kapıların bir bir ihanetini seyrediyoruz.. Asla korkma sözünün ne kadar korku dolu olduğunu bilmek, gözlerinin kaldıramadığı gerçekleri düşünmek ve bana sırtını çevirirken söyleyemediğin o iki kelimeyi devirmek ''Bu kadar zormuş..! '' diyorum! Şu papyonunu yakana çekme vaktin gelmedi mi diye düşünmeye başladım. Düşünsene; kulağına küpe mi olsun bu papyon, yoksa yakan da gururla taşıdığın bir Aşk mı?
İbrahim ÇEKİN