Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
17 Mayıs 2002 tarihinde bedenen aramızdan ayrılan, çağımızın Pir Sultan Abdal'ı büyük ozan Aşık Mahzuni ŞERİF üstadımızı ahrete göç edişinin 7' nci yılında büyük bir özlem ve sevgi ile, rahmetle anıyorum..Mekânı cennet, kabri nur olsun...Böyle büyük ozanlarımızın yaşarken kıymetini bilmemiz gerekir...
Saygılar...
KISACA HAYATI:
1940 'ın başlarında, ileride ' Pir Sultanların ' ölümsüzlüğünün en büyük kanıtlarından biri olacak Mahzuni Şerif, Afşin' in Berçenek Köyünde doğar.
1956 yılında Berçeneğe gelen ilk okuldan mezun olur. Berçeneğin okulsuz yıllarında, Elbistan' ın Alembey Köyü' nde, Lütfü Efendi Medresesinde Kur 'an eğtimi almış, Eski Türkçe okumuş ve yazmıştır.
1957 yılında Mersin Astsubay Okulu' na gider. 17 yaşındayken babasının zoruyla dayısının kızı Emine ile evlenir. Bu evlilikten bir kızı olsa da Mahzuni bu evliliği bir mektupla bitirir.
1960 yılında Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu' nu başarıyla bitirir. Başarısının gereği Kuleli Askeri Lisesi' ni aynı yıllarda hak etmesine karşılık, toplumculuğa ve halk edebiyatına gönül verdiği ve Alevi olduğu için ordudan ihraç edilir.
1961 Ankara'da İtalyan asıllı Sovina (Suna) isimli bir kızla tanışır. Bu evlilikten Emrah, Ferhat ve Şirin adlı üç çocuğu olur. Bu yıldan itibaren, sevip gönül verdiği yoldan giderek, yüzlerce plak ve kaset yapar. Hakkında yazılan ve yazdığı kitaplar uluslararası edebi tartışmalara konu olur.
1964 yılında Vatani Görevini yerine getirmek üzere askere gittiğinde en büyük oğlu Emrah henüz dört aylıktır.
1968 yılında kendi adına bir plak firması kurar. Ama, ortakları Ayhan Coşkun ve Abas Sütçü'yle birlikte kısa zamanda bu firmayı batırırlar.
1971 Mahzuni üçüncü eşi Fatma Hanım' ı görür beğenir sever ve evlenir. Bu evliliklerinden Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş adlı dört çocukları oldur.
Aynı yıl olan askeri darbeden sonra kurulan Nihat Erim hükümeti nin Deniz Gezmiş ve Arkadaşlarına kıymasına dayanamayıp 'Erim Erim Eriyesin' türküsünü patlatmasından dolayı hemen tutuklanıp dört ay cezaya çarptırılır. Tahliye olur ve yeniden tutuklanır.
1972 de Gaziantep' deki evi kundaklandı. Ozanımız' ın tüm ödülleri ve arşivinin yandığı söyleniyor.
1973 yılında halkı suça teşvik etmekten tutuklanır. Ankara'da Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılanır.
1989-1991 yılları arasında 'Halk Ozanları Derneği' genel başkanlığını yapmıştır.
1997 yılının haziran ayında Almanya'da beyin kanaması geçirip, Almanya 'nın Ulm Şehrinde tedavi görür.
1998 yılında, 58 kaset sahibi olan Ozanımız, dünyanın yaşayan üç büyük ozanı arasında birinci sırayı aldı. Bir çok yabancı ülkede deyişleri değişik dillerde okunmuştur. Tüm türkülerinin yer aldıığı 8 kiyabı bulunan Ozanımız 'ın, Bektaşı Kültürünün ve Anadolu Ezgilerinin dünyaya tanıtılmasında önemli bir yeri vardır.
2001 in başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle, JFK Hospital'da yoğun bakım altına alındı. Mayıs ayında, günümüzün Pir Sultan'ı Aşık Mahzuni Şerif, bir kez daha ölümü yenmeyi başardı. Ve aynı yılın kasım ayında kendisine, ''Elhamdülüllah Kızılbaşım ve Laikim. Ben değil yedi sülalem kızılbaştır. Bir suç varsa oda dedemdedir! ' dediği için, DGM tarafından dava açıldı. Duruşma 27. 12. 01 tarihinde DGM ' de yapıldı.
2002 Mayıs ayının 17 si Mahzuni Severler için kara bir gün: Evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Değerli Ozanımız 62 yaşında Almanyanın Köln Şehrinde hayata gözlerini yumdu. Bu acı ana kadar O, devletin düzenini yıkmak suçundan, hala yargılanıyordu. Şu an son ikamatkahı olan Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgede huzur içinde yatıyor.
DÜNYA GÖRÜŞÜ:
'' Bizim suçumuz, şerefimiz'dir! ''
'' Dünya tembellerin, haksızların değil,
çalışanların, haklıların olmalıdır! ''
- Aşık Mahzuni Şerif -
ESERLERİNDEN BİR DEMET:
BULDUĞU ZAMAN / Gökte yıldız yerde ışık görünmez *
Gökte yıldız yerde ışık görünmez
Güneş doğup gündüz olduğu zaman
İnsanoğlu ara yerde sürünmez
Baş koyacak yastık bulduğu zaman
Çalışmadan yetim hakkını yeme
O kül kafan ile bilirim deme
Dağılır ordular, kalkar mahkeme
İnsanlık kavgasız kaldığı zaman
Bak ne hale koydum garip başımı
Zehir ettim ekmek ile aşımı
Boşa süslemeyin mezar taşımı
Mahzuni Şerif' im öldüğü zaman
****
UYAN HALKIM UYAN
Bir uykudan böyle bir ses
Duy uyan etme uyan
Uyku bir can olsa bile
Kıy uyan gardaş uyan
Uyku tembel niyetidir
Aç gözünü hayat nedir
Gittiğin yol çok kötüdür
Cay uyan halkım uyan
Ateş düşmüş döşeğine
Sen gene uyursun gene
Elini vicdan üstüne
Koy uyan nolur uyan
Kazanmadan yemek ayıp
İnsan hakkı olur kayıp
Tek benim sırtımdan soyup
Doy uyan yapma uyan
Uyuyanın kazancı olmaz
İnsana bir vefa vermez
Bir daha Mahzuni gelmez
Say uyan dostum uyan
Yeter artık uyuduğun
Sen de öğren sen de uyan
****
GÖZLERİNİ SEVDİĞİM
Selam verdim selamımı almadı
Düşman mı oldun gözlerini sevdiğim
Sen beni severdin ezel ezeli
Pişman m'oldun gözlerini sevdiğim?
Beni Mecnun ettin deliler gibi
Ferhat şirin'deki çalılar gibi
Biat eder idin Ali'ler gibi
Osman m'oldun gözlerini sevdiğim?
Ayandır çöllere Mecnun'un hali
Eğilmiş kırılmış gözlerin dalı
Adem'i kovduran Havva misali
Şeytan m'oldun gözlerini sevdiğim?
Uçma gökyüzünde Cebrail gibi
Can alıcı olma Azrail gibi
Mahzuni Şerif'e İsmail gibi
Kurban m'oldun gözlerini sevdiğim?
****
BİLMEDİM OY
Boşuna geçirdim bunca günümü
Yalan dünya bom boşumuş bilmedim
Felek denen yalan aldı önümü
Kara sevda bir hoş imiş bilmedim
Bilmedim vay, bilmedim canım
Dar günümde eşim dostum çekildi
Mihrican dedi de gülüm döküldü
Nice ümüt ettim hepsi yıkıldı
Bülbüllerim baykuş imiş bilmedim oy oy
Bilmedim oy oy, bilmedim canım
İhtimatım yoktur gayrı dünyada
Gizli sırlarımı demem ben yara
Koskoca dünyada ufacık oda
Kul Mahzuni sarhoş imiş bilmedim oyy
Bilmedim oyy, bilmedim oy oy
Şu geniş dünyada ufacık oda
Meğer Şerif şarhoş imiş bilmedim oyy
Bilmedim oyy, bilmedim oy oy
KAYNAK:(http://www.mahzuniserif.com)