Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Konuşmayalım alfalfa
Serseri yağmurların bahar diye fısıldayışından
Ağaçların dallarıyla, yapraklarıyla seni sarmalayışından
Bahsetme göğün mavisinden, toprağın kokusundan
Denizin inadına yaşamak diye haykırarak
Kıyılarıma vuran dalgalarından
Baharın çiçeklerimi raksa davet eden rüzgarından
Hem bak unuttum ben çoktan
Sabahın şafağında göğün karanlığının
önce nasıl kızıla çaldığını,
Sonra mordan
maviye nasıl usul usul yol aldığını
Yol kenarındaki bahçelerden
ayaklarımın ucuna mor katan leylak kokularını
Sanki hiç ezberlememişim gibi
Bu şehrin tüm sokaklarını
Unutmuşum sonu kaf dağına çıkan yollarını
Söylesen de hatırlayamam artık
Denizin yumuşak dansıyla mühürlediği kıyılarımı
Eteklerimden kumlara dökülen
Eteklerimdeki musikisi kendinden deniz kabuklarını
Kuşların yolun sonundaki ağacı mesken tuttuğunu
Sonra iğde ağacının duvardan yola sarkan dallarını
Unuttum mesela
O iğdelerin misk kokulu tadını
Gerekirse bir çırpıda
Tek tek yolarım da anka kuşunun kanatlarını
Öyle kolay bırakamam bilirsin
Severim ben yaldızlı hayaller kurmasını
Sonra kazananı belli savaşlara katılmayı
Tüm belirsizliklerden sıyrılmayı
Sebepsiz gülmeyi
Karşılıksız sevmeyi
Paldır küldür yokuşlardan inmeyi
Düz bir yolda zikzaklar çizerek yürümeyi
Aklını kaybetmiş gibi,kendinden geçmiş gibi
Tuhaf bir sarhoşlukla,kulaklarımda bir uğultu
Hiç düşünmeden kararlar vermeyi
Anımsıyor musun alfalfa,
Nelerin beni mutlu ettiğini
Mesela günü olmayan sürprizleri
Mesela davetsiz misafirleri
Sonra sırtımı koltuğa dayayıp saatlerce tavanı seyretmeyi
Zihnim o diyardan o diyara
Bekleyeni olmayan bir seyyah gibi
Dilerse ben bir kuyunun dibinde,bedbaht,sefil
Dilerse İspanya'da bir sahil kasabasında,
Gökyüzü gözlerimdeki ışıltıya kefil
Todo lo que puede ser imaginado es real
Ne kadar oldu sahi pusulasız gezmeyeli
Oysa gözlerimi kapatsam yetermiş gibi
Sanki okyanusta yönünü kaybetmiş bir gemi
Bir bakmışsın gondoldayım,
İşte Venedik,işte sokakları nehir olan şehir
Bir bakmışsın elit bir Fransız pastanesinde
Tabağımda kruvasan,yanında bir kahve
Ve işte damarlarımda tatlı bir zehir
La paix commence avec un sourire
Ardından bir kalabalık...Mahşeri kebir
Adımı soruyorlar, susuyorum,kim bilir?
Belki bedbaht bir avareyim,yaşıyorum kurşuni bir bulutta
Cebimdeki ismimi değişmişim iki mısra şiirle
Adı olmayan bir gezginim şimdi, evim kainatın sonunda
Bilirim unutursun bu anlattıklarımı zamanla
Sen tebessümü kendinden şiirler yaz bana alfalfa
Güneşi aya düşman edecek fotoğraflar yolla
Dört yaprağının her birinden bir kelebek canlansın
Baharda yeşil önce senden şahlansın
O çimvari kanatlarından bir yaldız düşsün de rüyama
Sen hep yeşili yaprağından ormanlar çiz bana alfalfa