Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Bilinmezlik
O kadar çok sustuk ki
Konuşacak tek lafımız kalmamış
Mavinin hapsinde, dalları duada Ağacın
Gövdesinden kopardığı
ucu açılmamış kalemlerin
Beyaz sayfamıza bıraktıgı, kör bir noktaymış!
Trendeyim cam kenarında, gece yolcusu.
öyle zorki yanlızlık,
tutar korkun , kendinle konuşur
Pencere denen Tiyatro perdesinde ..
Endişem büyük,
sakalım uzamış,
ve gömleğim kir pas içinde
ve It gibide uykusuzum,
kirpiğim ok, vuruyor camı..
Kaçtığımı
Arandığımı
Pazar günü tarandığımı
demek ki duymamışşın hala,
çok sevmiştim oysa.
Sevgimi, damagımda besler, büyütür, öyle üflerdim kulağına..
Sözümü sarı halkaya doladımda ne oldu?
Işte kopuyorum
Ayak izinden
Gamzeli yüzünden.. Kataaar Katar.
Vuracaklardı döşümden
Yada çalacaklardı, 20 yıl ömrümden!
Birtanem, buralardan iki defa yirmi yıl geçti.
Nalet olsun yerçekimine, bozdu düzğün herşeyimi!
Şimdi her Cuma saat ikide bağdaş kurup
Ren`e şişe içinde mektup bırakıyorum.
Bu Nehir sana hiiç akmayacak, biliyorum..
Olsun, Balığın gümüşüne yapışan Mektuplarım
Aşk kovalayan Gemilere Pusula olmuş diyorlar..
O kadar çok, o kadar çok ayrıldık ki
40 yılın hatırı bir kahveye bekliyorum TONHALLE de
Fazıl Say`ın, Nazım Hikmet´ten
“Yaşamaya dair“i okuduğu saatte..
Haydar Metin