Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Zamanın hangi yoksulluğu ayrı düşürdü bizi
hangi gün bertaraf edildik gülmekten
hangi hüznün cazibesi idi bu
nasıl bir ateşti kavruldukça kavrulduk
hangi duvarda renkli boyalarla yazıldı yanlıızlığımız
ve hangi suçun müebbet cezasıdır ayrılığımız
kaldırımlar!
üstünden geçemediğim an neye yarar
denize deniz denir mi
ayağımı yalayan dalgalarını algılamadıkça
hangi hastalıklı rüyamda tanıdım seni ve delice sevdim,
sen hangi şehrin yalnızlığısın
kaç kere yalnızlığa mahkum edildin
sahi sen yalnız kalmak nedir bilir misin
hangi heveslerle talan edildi düşlerimiz
hangi renk gözleri ışığımız zannettik
hangi şarkının nakaratına dolandı gönlümüz
hangi gün yorulduk düşlemekten
şimdi zamanın cezası ile ayrı kaldığım kaldırımlarda
yarım kalmış neyim varsa arıyorum
asiliğimi,aşırılığımı,suskunluğumu,sevdamı
hırsımı delice ve saflığımı cahilce
hala büyüyememiş olmak ne güzel
yeterince kirlenmemiş olmak ne güzel
seni arıyorum kaldırım kenarlarında eski bir bavulun üstünde
yıllarca kıpırdamadan bekleme ihtimalini düşlüyorum
bıraktığımda sapsarı idi saçların tenin billur
sen olabildiğince ürküyordun yalnızlıktan
şimdi beyaz saçların kırışmış tenin
ve yalnızlığın beni unutturmuş olma ihtimalini düşlüyorum
değişmiş olmalısın her halinle karar veremiyorum
seni neden sevmiştim
beni görünce ne yapacaksın
hala o bavulun üstünde beklemekte misin mutluluğu
yoksa o bavulun içindeki hayallere mi kapıldın
belki de sevdin bir başkasını
bensiz güldün yüzlerce defa
başka kollarda uyumuş oldun
başka bir ten ile bir oldu tenin
gözlerin başkasına ait şimdi
sen başkasınınsın
ne olursun yapmamış ol böyle birşeyi
saçların beyaz da olsa
okşanmak için beni beklemiş olsun
gözlerin bir bana baksın uzak yakın farketmez
sen bana kalmış ol ne olur
şimdi hazır uzakken yalnızlığımdan
hazır kaçırmamışken son otobüsü
hazır senin de bekliyor olabilme ihtimalin mevcutken bende
son bir kez sabretmiş ol
ve tam da bittim dediğim yerde başlangıcım olmuş ol
yalvarıyorum orda oL
Melahat Kırtekin