SeVgİYe Daİr HeRşEy.... Mesaj Detayi Antoloji ...

Gönderen: Ekrem Öztürk
Tarih: 01.07.2012 11:04
Konu: Ve O ve biz...

Sevgili Arkadaşlar,

Yoğun iş temposu içerisinde sosyal paylaşım ortamlarının hepsine zaman ayıramıyoruz. Daha çok insanın olduğu yerde bulunmaya çalışıyorum. Amaç daha çok insana fayda sağlamaktır.
·٠ •● Bilginin olduğu yerde bilenler, aklın olduğu yerde düşünenler vardır. Bizim sayfalarda hem bilenler, hem de düşünenler vardır.● •٠ ·
Facebook kullanan arkadaşlarımızın bu topluluk sayfasına katılmasını isteriz.

http://www.facebook.com/insankaynaklari.humanresources

Twiter kullanan arkadaşlarında bu toplulukta görmeyi arzu ederiz.
http://twitter.com/#! /hr_insan

Sevgi ve Saygılarımla,


Ve O ve biz...
Ve ben bitirmek istemez bulurken bu kitapda kendimi. Asıl olanı nuru güzelliği O'nu, aydınlığa geçen kapıyı görmüşümde ses etmişim size. Çalmışım kapıyı, açılmış ve başlamışız yolculuğa, O'na ulaşmaya. Ve ben susamış, görmüşüm ve yazmışım. Bi Züleyhâ olmuşum bi Yûsuf. Görmüşüm ve bu sefer hakim olmuşum nefs denen şeye. Öğretilmiş her şeyde anlamak için zamanı beklemişim. Ben beklerken siz O'nun yolculuğunun yoluna ruhunuzu koymuşsunuz. Ben bi yolcukla, bi bakış bi iç çekiş, bi huzur, bi sevgiyle buluvermişim gülümseyen gözlerinizi..

Ben ki beni ben yapmaya, O yapmaya çalışanı bulma yolunda rastlamış ve durmuşum mekanınızda, kapınızda, çemberinizde ve yüreğinizde.

Ben ki 'O' derken her şey 'O', sen O, ben O, ağlamışım huzur dolmuşum. Kalmayınca cümlem anlatmaya O'nu, sen demişim, bak demişim bak... ve gör. Ve duy demişim. Duy duy ki bulayım O'nu senin gözlerinin içinde. Seni O yapanı, beni ben yapanı.

Biriz burada bir varlık içindeyiz bir çember O'na dönüş geçişinde. Biz hiçiz, hiçbir şeyiz. Bir yok içindeyiz. Yokluk içinde kaybolmak nasıldır bilir misin? Bilirsin ve görürsün ve hisseder dönersin bana. Seni sen yapana. Her şey O'na ise eğer sen varken ve yokken aslında ve varken huzur her şey demek değil midir?

Bir susuzluktan öte değil midir? Bir bereket, bir damla gözyaşı, bir dokunuş değil midir? Bi Züleyha yazdırdı bana bi Yusuf. Bi nefs-i emmare'den nefs-i teskiye makamını dengelerken içimde bi güzellik hayran bıraktırdı. Şimdi her şeye muhayyile, O'na duyulan özlemle, size hissedilen.......... ile yola devam edilir. Parçalar bütüne hizmet eder o zaman. Gece ya da gündüz hiç önemi yoktur.

Bi ben var bi sen. Bi O var bi biz. Biz diyebilmekti her şey. Sabredilmenin makamsal geçişlerde erdemliliğini anlayabilmekti hayat. Ve huzura bürünmekti bu satırları yansıttıktan sonra sahibine... O'na erişebilmenin, temasen ya da ruhen. Fark etmezdi. Vardı bi.. bi yoktu.. Yok yok öyle değildi. Vardı ve vardık hep. Beklendi, sabredildi, pişirildi bu iki ruh Kalubela'dan bu yana bu anlara... Beslendi, benimsendi, şükretti iki ruh da. Verilene, verilmeyene ve verilecek olana... Duygular dönüştü ve birleşti gökte sizinle.

Bir kere gözler o kapıda birbirine baktı ve çok önceden çok eskiden ilk doğuştan, yaratılıştan, bizim için başlatılan o kapıda soluklandı, kendine geldi. Gözler gördü ve nefes oldu. Ben sizde siz bende.... 'Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz. Çünkü biz ona, şah damarından daha yakınız.' dendi ve tutuldu her yer duruldu içimiz ve ulaştı olgunluğa...

Ve her bakış da şükredildi Yaradan'a. O'ndan ötürü size, benden ötürü O'na. Ve ben kendime geldiğim o anlarda. Ben ve biz ne demek diye sorgulamadan, O'ndan gelen size teslim ettim ruhumu. Beklendi bu zaman, sabırla beklendi..

“Allah size kendi nefislerinizden (canlarınızdan) eşler yarattı, eşlerinizden size oğullar ve torunlar oluşturdu.” (Nahl suresi/72)

Ve sabrettirildi iki ruh.

İzlendik ve çemberde an geldi aynı yere dokunduk, gün geldi aynı kapıyı gözledik. Ve gün geldi aynı gecede O'nun huzuruna çıkış hazırlıkları yapana kadar dinledik, dinlendirdik ruhumuzu. Aynı gecede buluştuk. Ve şahit olunduğunu bildik. Mukaddes seslerin birbirini ağırladığı ve selamladığı O'na selam durulan sabahlarda, bizi bize yaklaştıran zamanlarda...

Asıl olan hiç olabilmeyi anlayabilmekti...