SeVgİYe Daİr HeRşEy.... Mesaj Detayi Antoloji ...

Gönderen: Ekrem Öztürk
Tarih: 13.01.2010 18:13
Konu: HİSSEDİYORUM~~

HİSSEDİYORUM~~

Apansız sızıların güzelliğini yaşayan, kaç yürek daha vardır bilinmez yeryüzünde.. Hakedilmemiş acıları içinde eriten. Bunu yaparkende tarifsiz bir kederle ömrünü feda eden kaç kırılgan çocuk ağlıyor kimbilir. Birbirini feda eden kaç yürek. Sadece bir ömürlük düşlerde görebilen birbirini. Sadece orada olduğunu, beklediğini, sonsuza kadar sonuçsuzca bekleyeceğini bilen kaç silik yürek. Bilmiyorum.. Güneşine bakan çocuklara anlattığın asırlık umut hikayelerinde aydınlatırdın sadece yüzümü. Onların içinde teslim ederdin güzelliğini kollarıma. Yetmezdi ki.. Daha da fazlalaşırdı içimizdeki acılara ortak olma dürtüsü yavaş yavaş. Ben düşlerime dahil edemezdim çünkü seni.. Çünkü o zaman biz kendimiz için yaşardık. O zaman aşk bize küserdi. Yabancı yüzlere karışırdı umutlarımız... Silinip giderlerdi.. kelime dudaklarımdan çıkmak için komut bekliyordu sanki ama bir türlü yapamamıştım işte...
Oysa ne çok demiştim inanmayacağım, güvenmeyeceğim, kapılmayacağım, her şeye hazırlıklı olacağım diye... Meğer benimki sadece kendimi kandırmakmış... Ben kendimi gözlerini gördüğüm o ilk anda sana teslim etmişim kayıtsızca... Şimdi o kadar mutluyum ki sevginle... Ama özlemin var dağlar kadar büyük... Yakıyor beni senden ayrı kalmak... Her saniye her an yanında olmak istiyorum... Gel gör ki; şöyle ya da böyle görmek istesemde sınırlıyım... Sesini duymak istesemde sınırlıyım.... Özleminin çıldırtan sıcağındayım şimdi... Ne yana baksam sen... Nereye gitsem sen... Gözümün daldığı yerde gözlerin... Kulaklarımda eşsiz bir melodi gibi sesin... Seni çok özledim meleğim seni çok özledim... Çıldırtıyor özlemin.... Ne yapacağımı şaşırıyorum ne söyleyeceğimi bilemiyorum... Sana kızdığım zamanlarda bile yokluğunu hissetmek beni korkutuyor... Senden ayrı kalmak bana acı veriyor... Yüregimi sana verdim, biliyorum. Öyleyse bende olamayan bir şeyin acısını nasıl başucumda hissediyorum? Bir anımı daha boğuyorum denizde. Uzaklaşıyorum bu şehirden. Yaşanmış zamanlarımı da götürüyorum. Gölgemden sıyrılıyor gerçeğim. Atamadığım bütün duygularımı yamayıp tekrar giyiyorum. Yitirdiğim yerden devam ediyorum yaşamaya. İşte kimsesizliğimin basladığı nokta?
Sessizce gözyaşlarımı veriyorum sana.tüm zamanlarla o küçük hatıraları beslemek istiyorum. Her ne kadar yüreğimin orada incindiğini hissetsem bile, içimdeki o asi arzuların bu acıya alıştığını ve vazgeçemeyeceğini anlıyorum. Sen bu kente döner misin bilmiyorum; Bu güne kadar seni görmediğim bir gün olmamıştı... Her gördüğüm an daha çok özlüyordum seni... her gördüğümde içime biraz daha işliyordun... sensiz nefes alamayacağımı düşünüyordum... görüşemediğimiz iş saatlerimde sesinle avunuyordum.. sesinle dolduruyordum içimde ki boşluğunu... sesin kulağımda, varlığın içimdeydi... yumma gözlerini, bari giderken yalnız gecenin karanlığına birden bire fırlatma beni, senin için anlamsızlığımı böylesine vurma yüzüme. ''bitirmek! '' nebırakma... yi bitirmek ama, başlangıcı olmayanın sonu mu bu? anlamsızlığımın, umursamazlığının faturasına benziyor elime tutuşturduğun. kırık dökük hayatının yapıştırılmaktan aşınmış parçalarına bakmadan yenilerden bahsedebiliyordun. yüreğine gerilmiş çarşafın altındaki boşluğu göremezdim, bakabildiğim yalnız gözlerindi, gözlerin... geçmişinin izlerini, sakladığın kan lekelerin birer birer sildin üzerime, unutmamam için seni. bana bırakabileceğin tüm sarsıntıları aldım. sustum, mutluydun çünkü. belki de ilkti dinlendiğini hissetmen sustum.
sakladığımız karanlıklarımız içten içe büyüyordu. sonra tutuyordun ellerimi, kapat diyordun gözlerini geçecek. tanıdıktı sözcüklerin, gökgürültüsünden korkup annemin kucağına sığınışımın huzuru vardı. karşı koyamadım her defasında sarıldım boynuna, sımsıkı. Bir hiç uğruna yaşattığın acıların bir hiç uğruna ruhunu kemirdiğini anladığın anlardır, vazgeçişlerinin yaşandığı zamanlar…Ruhunu bedeninden ayıran vakitlerdir, ruhunu saflaştırdığın anlar…Bedenine çakılı kalmış acılarının işkenceyle çıkarmak istersin yüreğinden ve beyninden, ne kadar iyi işkence yaparsan o kadar iyi yontarsın acılarını…Gözlerinin derinlere daldığı anlarda tekrar anlarsın;
“Hangi işkence yüreğini silebilir ki…”Kimi zaman kalbimdeki haykırışsın, gözlerimde yaş, avuçlarımdan akan kum taneleri. Kimi zaman kayan bir yıldız olursun göremediğim, dileğini hiçbir zaman tutamadığım hayal kırıklığım...
Sen kırk yılda görebildiğim bir rüya oldun, gözlerimi açtığımda hatırlamadığım acısını içimde sakladığım bir kabus... Evet...Üzdüm seni farkına varmaksızın, üzdüm seni çünkü sence hakkım olmayanı yaşamaya çalıştım bencilce, ve gözlerinde dinlendiğimi anlattım sana usulca....Şarkılar dinlettim en hüzünlüsünden, istedim ki anlatamadıklarımı dinle bensiz kaldığında, dinle ki içimde ki fırtınaların nasıl güçlü ve acımasız olduğunu biraz olsun anla diye....Ben korkusuzluğun en kuytularında kendi korkularına yenik düşmemeye çalışan bir çığlığım aslında, aslında senin bende görmediklerindir beni sana muhtaç kılan...İsterdim ki senin kıyılarında soluklanayım biraz olsun, fırtınalar ha koptu ha kopacakken bu düzlükte, isterdim ki ellerinde bulayım yitirdiğim düşleri bir anda olsa...Biliyorum, kocaman bir yürek var senin o narin bedenin de Ve o yürekte kocaman bir yer açtın bana alelacele, bilemezdin ki bu denli pişman olacaktın.özlemin kokusu gelir yine uzakdan sanci kaplar yüregimi.. hani gecer diyorum kendimce....dedikce sanki özleminin kokusu ardi sira pesimde kovaliyor yüregimin derinlerinde kaybolmak istercesine..kiyamam gelsin sinsin en derin kuytusuna yüregimin ama yakmasin bedenimi sanci vermesin narin yüregime gökyüzünde gözlerinin ela isiltisi ayda esmer yüzün sakli rüzgarin esintisinde tenin kokusu.. yine gelir özlemin kokusu..özledim kokunu kovalar sanki ardı sıra...bikmadan... yorulmadan....
(Yazan: YakupHan Ulu)

www.kirsehirgunisigi.com