Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Seninle en çok sana dokunmadan sarılıp uyuymayı sevdim.Seninle yan yana olduğumuz da bile sevişmeye gerek duymadan seninle bir bütün olmamızı sevdim.Ama acının gelip bizi bulmasına gerek yoktu.Şimdi değiştirdim yaşamımı,Sen ile ben ayrılınca ilk yaptığım sigarayı bırakmak oldu..İlanen duyurulur''alirıza sigarayı bıraktı''seni.m? günde 3 pakete yakın içtiğim sigarayı bırakmak kadar kolay değil seni bırakmak aslında ama kırgınlığımı tahmin bile edemezsin....
Kaç günlerdir tadım yok.aptalca yaşıyorum salında ama yarım yaşamıyorum.Aramızda kalmasına gerek yok canımın içisin sen. yok olma noktasına gelen hayatımda Tanrı'nın bana yaptığı bir kıyaktın.Kaç kadınım oldu kaç sevgilim oldu bilmiyorum.Çoğunu ben bile tanımıyorum.İltifatmıydı onlar bana yoksa iftiramıydı ben kendi içimde çözümlemeye çalışırken. Dostlarım tarfından ulaşılmaz hislerine boğulmam hoşuma gitmişti.Aslında suskunluğumla cevap veriyordum onlara.Onlar yapmak isteyipde yapamadıklarını bende görüyorlardı, sanırım.Kaç tane salak vardır acaba 32 yaşında hayata 3 defa sıfırdan başlamak zorunda kalan.Eski den büyük ümitsizlik yaşadığımı hissedip düşündüğüm zamanlarda friedrich'in neden ağladığını okurdum.Okurken Irvan'a gıcık olurdum.'ümit kötülüklerin en kötüsüydü yaşadığın sürece çektiğin işkenceyi uzatıyordu''Ve o zamanlarda yaşadığım acıalra bakıyorumda şimdi.Hiç biri sen ile benin ayrılığını acısı gibi değilmiş.İlk gençliğimde yaşadığım duyguya kelime darlığım ve hayat acemiliğimden aşk kelimesini kullnmıştım kısa bir süre.ama olmadığını anlamam evimi çeketimi alıp çıkışımla anladım. o zaman yapmış olduğum ilk şey bir mağazaya gidip yeni bir pantolon ve tisört almak olmuştu.sonra eskiye dair ne varsa herşeyi çöpe atmıştım. bir mart gününde izmire ruhuımda yüreğimde bedenimde ıssız kalmıştı ve üşüyordum. fazla bir paramda yoktu çünkü.ceket alma sansım olmamıştı.Zor bir dönem başlamıştı artık bebnim için ve soğuk geceler.Issızlığın zamanı başlamıştı.O dönem kimseyi aramamıştım.kendimi ilk insanın yerine koymuştum. Onlar gibi yaşamalıydım ve tüm bilgileri yeniden öğrenmeliydim.Ama bu sefer işim daha zordu.21.yüzyılda bir çok bilgi çoktan bulunmuş.ve psikolojık savaş yanına parayı alarak hükmediyordu dünyaya. Bense günlerce beş parasız evsiz ve ıssız yaşayıyordum. günler kendini sıcak zamanlara bırakmaya başlayınca işim daha da kolaylaşmıştı zamanla. Yaşamımı devam ettire bilmem için doğa benden yana davranmaya başlamıştı. Tanrının kuralıydı aslında doğanın hareketleri.O dönemde biraz daha aktif olmaya başladım ve cesur bir adam olmaya karar verdim.tam anlamıydı ben ölümden kaçmayacaktım artık. nefes aldığım her yerde ölümü beklmeye başlayarak hazırlı bir yaşam sürmeye başladım. Ve koptuğum Tanrı bana arka planda bir ufak kıyak daha yaptı.Sinsice gönlüme bir güzeli monte etmeye başladı.Artık biz kaderin elindeki oyuncaklardık.İLk defa kaderime hükmedemiyordum.Ama tanrının bu kıyağının benim tam tükenişimi hazırlıyan bir intikam planı olduğunu anlamak yaklaşık bir buçuk yılımı aldı.ve tanrı benden intikamını gönlüme verdiği karşılıksız sevginin üretimiyle kendini geliştiren ümit varlığımın ''benim için paranın hiç bir önemi yok'' sözlerine olan yanına inandırarak beni son tükenişime hazırladı.Mutluluk günleri ve büyük bir acının şoku ile sarsılmaya başlayan hain damgasını bile yememe sebebiyet veren olaylar zinciri derken.Varlığımın her bir şartta sahibi olan ''Canım Annem-i '' benden koparmasıyla birlikde alirızanın hızlı dibe çakılışı başladı ve bitti.Artık içimde hiç bir his kalmamıştı bir his dışında. Bir çoklarına göre öfke ve nefret olması gereken bu hissin tek bir adı vardı benim için kırgınlıkdı. Kırılmıştım tamamen Tanrıya ve yaratmış olduğu aç gözlü maskeliler ordusuna.ÇOk güçlüydüler ve benim nefes almak dışında yapabildiğim ağlayış ve diş gıcırtılarım vardı.NE bedneimin varlığını sürdürmesi için uyumak ne yemek yemek gibi temel ihtiyaçlarım aklımdan bile geçmiyor ve ansızın bayılışlarım. Ambulans ve hastanelerde sedyelere bağlanmış olarak gözlerimi açarken bulduğum anlarım başlamıştı....Zaman en iyi ilaçtır sözü tek ilacımdı o dönemde..Benim tek ilacım inanmaktı aslında.Bende tanrıya inanmayı seçtim. ilaç olarak ama çok mesguldu tanrı.beni duyamayacak kadar..O dönemde maddi şartlarımın zorlulalrına rağmen bir arkadaşla birlikde yaşadığım evimde açtım ansızın gözlerimi.Odam darmadağındı. nefes almıyor olduğumu fark ettim.Ölmüş olmalıyım diye düşündüm. Gözlerimle odamı taradım ve yerde ekmek bıçağını gördüm.İlk an burada ne işi olabileceğini düşündüm algılamaya çalıştım ama anlamsızlık ve cevapsızlık ve sorusuzluk dolanıyordu etrafımda. Ansızın doğruldum ve yerdeki bıçağı elime aldım. Annemin yanıan gitmeliyim dedim.Ok özlüyordum sonuçta.Ve ilk hamlemi yapmadan önce yinede 30 yıl boyunca benımle var olduğu anlatılan öğretilen tanrı ile son kez konuştum.''Eğer gerçekliğin terk etmek üzerine ise sonsuza dek seninle düşman olmayı kabul ediyorum.Tek bir isteğim var senden sadece annem e kavuşmak..beni karşıla..'' ve bıçağı harakiri yapan tüm japonlara inat böyle olur diye salladım. O an şizofren tarafım da uyanmıştı.İnancımın inançsızlıkla savaşı.beynimşn yüreğim ile olan savaşı yetmiyormuş gibi birde sol elimin sağ elimle olan savaşı başlamıştı.Başarılı ve kanlı bir sona ulaşcağım derken telefonum garip bir melodi ile çalmaya başladı. Algılaığım sadece beni açmalısın lütfen tonu oldu.İlk seferinde açmadım kenedimle savaşıma devam ederken kulağım telefonda idi.sustu telefonum artık şizofren tarafımda pes etmek üzereyken bir hayalet karşımda telefonu açmamı ve onu bulmamı istedi.Yabancı numara beni yeniden ısrarla aramaya devam edıyordu.çoğu zaman komik gelen güldüğüm hayalet filmleri gibiydi yaşamakta olduğum an.Sessizliğe ihtiyacım vardı. önce telefonu açtım.ve beklemediğim eski bir müşterim yeni telefon numaramı bulmuş gel buraya hemen..şu işleri yap bu paralar bende fazla dedi.Tamamiyle bir saçmalıkdı olanlar.Tanrı benimle her şekilde dalga geçiyordu.''müşteriye sadece sunu söledim on dakıka sonra yanındayım erken gelirsem kusura bakma'' bu durumları anlatmaya şu an için kelimelerim yetmiyor...Annem bana iki şey öğretmişti.Eninde sonunda sözünü tutmayı.Ve ne olursa olsun inançlı olmayı.Alirızanın beyni karışık.gözü yaşlı olduğu anlar..
.....akşam oldu bedenim artık uyku ve depresyon ilaçlarına karsı direnç geliştirmişti. fayadlı olmamuyordu ilaçlar.uyuyamıyordum çoğu zaman.ama o gun anlamsız bir dinginlik vardı bende.Erkenden uyudum.ve rüyamda hayalet olan tanımadığım seni daha net gördüm.ve tanrının sesini duydum.Bana bekle sadece diyordu tanrı.Sen ise'' beni ne olursun çabuk bul.Yasadığımız acılarımız farklı olabilir.ama hayata verdiklerimiz ve beklediklerimiz karşısında aldığımız acılar aynı.''demiştin. seni nerede araycağımı bilmiyordum.nerede bekleyeceğim ne diyeceğimi.Ne yapmam gerektiğine dair muammalarla dolu bir sürü sorular vardı.Bende ilk yapmam gerekni yaptım.kendimi öldürdüm.ve ölümümden uyanmamı bekledim.Büyük acılar cekiyordum.Terk ettim İzmiri biliyordum çünkü senin İzmir de olmadığını.Ve nerede olduğuna dair hiçbir bilgim fikrim yoktu.Bende yapılabilecek en basit olan şeyi yaptım kendime bir facebook hesabı actım.Ve genelde facebook da günlerimi geçirmeye başladım.ama bu durumun bana bir maddi külfeti vardı.ve bunu karşılamalıydım.Eskime geri döndüm.tanrı bizi parçaldıkdan sonra geriye kalan ailemin yanına döndüm.Ama tanrı bizi parçalarken can alıcı noktamızı almıştı.Hiç birşey aile kavramının içinde yer alması gerekenler gibi değildi.yakalşık 2 aylık beynimdeki işkenceler ile dayanmaya çalıştığım günler. Sonrası aclık sefalat dolu günlere cesaret ederek beş parasız izmir e geri dönüşüm..Günlerimi sokak sokak cami cami park park sahil sahil yürüyerek ağlşayarak boynum bükük olarak geçirdiğim zamanlar. Birgün tanrının mesajını ileten sadamın sesiyle izmirin ünlü camilerinden birine koşturarak gittim. İkindi namazımı kılarak tarnı ile barış anlaşması yapmaya çalışmaya devam etmek istiyordum. ama göz yaşlarım hiç dinmiyordu.neredeyse bütün gün sağınak şeklinde aralıksız devam etmişti gözyaşlarım. Alsancak hoca zade camiinde akşam namazında yaşadığım krizden bugune kadar böylesi huzursuzluk ve ağlayışı bir arada yaşamamıştım. İlk olarak herkes kendi günahlarına karşılık çıkarları doğrultusunda 4 rekat sünnet namazını kıldıkdan sonra. imamın eşliğindeki sahtekarlık la dolu farz namazına gelmişti.ayakta duramayacağımı tamamen hissettiğimde bir tabureye oturarak ilk 2 rekatı kıldım sonrasında yere otrudum tamamen ve sürekli olarak ağlıyordum ve bu durumdan maddi ve ruhani sıkıntı yaşamadıkalrı her hallerinden belli olan yavşaklar sürüsü oldukca rahatsız oldukları belli oluyordu. ve namaz bıtmıştı ama ne huzur bulmuştum nede ağlayışım biraz olsun hafiflemiştiki. Türkiye cumhuriyetinin dyanet işlerinin almış olduğu bir karar ile camiden atıldım.Karar şöyleymiş.vakit namazları kılındıkdan sonra cami kilitlenecektir.o kiliti alın sizler takın..müsait yerinize.İnsanların suratına baktım.ve onların inandıkalrı tanrılarını ve dinlerini si...yim...çektim gittim.beynmimde bir soru ruhuma bir onulmaz keder daha ekleyerek. Annem hastanede kanser tedavisi görüğü sıralarda babam beni aramış ve oğlum kana ihtiyacımzı var demişti.Kan bulmalıydım.Bir çırpıda üzerimdeki tüm paramı ve yanımda taşıdığım bedensel gücümü gözümü kırpmadan harcadığım yakalşık 400 e yakın insanı aradım kı kan bulmam gerekiyordu acil bir durum vardı ve köperk değilim ki kemik isteyeyim..Ama aradığım 400 köpeğin kuduz olduklarını öğrendiğim zamanki sinirimde onulmaz kederime yapışıp kalmıştı...o günden sonra tamamen nefes alan herşeye küstüm.ve seni aramayı bıraktım artık..kainattaydın ama artık aynı gezegende olduğumuza olan inancım tamamen kendini sıfırlamıştı..
saat..güne.gün.haftaya..hafta. aya ulaştı.ay.aylara dönüştü.ve beklenmedik bir anda sen hayatımda biti verdin.o gün hayatımı 2. kez sıfırlamaya başladım..seninle mutlu olmaya.huzuru bulmaya başladım.seninle birlikde güçlenmeye başladım.ve gün geldi sweet november..kendi pimini çekti..neler oldu neler yaşandı hiç bir önemi yok...Önemli olan haytımı 3.kez sıfırlamış olmam...belki devam ederim yazmaya belkide sadece görevim olan yaşamaya mecburiyetimi sürdürürüm sadece..ama bilmelisin ki seninle yanayana olduğumuz onca zaman Seninle en çok sana dokunmadan sarılıp uyumayı sevdim.Seninle yan yana olduğumuz da bile sevişmeye gerek duymadan seninle bir bütün olmamızı sevdim.Ama acının gelip bizi bulmasına gerek yoktu...
alirıza eroğlu..
ONULMAZ adlı kitabından..
.