Sevgi Toplumu Grubu Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Alirıza Eroğlu
Alan:   Grup:Sevgi Toplumu Grubu
Tarih: 30.09.2010 02:08
Konu: İtirafın Sitemi

Son yazımda bırakacaktım; artık yazmayı.Ama olmuyor.Yazmak benim tek dert ortağım olmuş..Sıcak bir yüze kusamadığım acılarımı; kederlerimi ve daha nicelerimi beyaz ekrana genelde Q kalvyenin yardımıyla döküyorum.İstatistiklerimi kontrol ediyorumda her yeni gün daha da popüler olduğumu fark ediyorum.Artık Alirıza Eroğlu ''ünlü'' bir kişilik.Ufak bir ayrıntı dışında..Hangi isimler için; hangi yüzler için ünlü olduğumu bilmiyorum.Bilmem o kadar da önemli değil aslında; bir gerçek varki..yıllara yayılan kağıt-kalem ilişkim.artık ekran ve klavyeye dönüştü ve acılarımdan; ruhumdaki onulmaz kederden bahsediyor olmam görüyorum ki insanlrın beğendiği bir tarz oldu.Şimdi ağlıyorum desem; kaç kişi çıkacakda neden ağlıyorsun diyecek? Kaç tane dostun olduğunu bilmeden yaşamak;
■ Bildiğim dostlarımı sayıyorum..sadece bir tanesinden neredeyse %100 eminim..Diğerleri sıvı gibiler..Ruh halime göre şekil değiştiriyorlar. Su misali dostlar.Bir okyanus gibi gördüğün dostun bir anda kuruyup çöle dönüşmüş..Ne acı..her gün arayıp sorduğun..Bedeniyle değil ruhuyla sesiyle mesajıyla yanında olmasını beklediğin, hiç bitmesini istemediğin için özenle gözyaşlarınla ve onun için duyduğun kaygılarını dualarla beslediğin.. içinde Tanrı katından gelen ilahi bir aşkla suladığın bir dostunun bile yanında olamayışına yada olmak istemeyişine şahitlik yapan ruhun. Yokluklarının sana verdiği acıyı sigara ile bastırmaya çalıştığın dostların.. Ve her şeye rağmen elbet geçerli sebebleri vardır diyerek kendini avuttuğun dostların.. 32 yıllık ömrümün son bir yılını neredeyse kendimi kapatmış olduğum 23 metrekarelik ofisimde geçirdim..Her an çalmasını ümit ederek geçirdiğim ve kulak gözümü bu görev için eğittiğim çalmayan telefonlarımın verdiği ümitsizlikle..Gözyaşlarımn yetmediği yerde kendimi soğuk suların altına atıp bedenimi ve yüreğimi soğutmaya çalışarak geçirdiğim bir yıl..Zaman mutluluğa akarmış..kendimle konuşurken farkına varmıştım..ve mazide gezinirken..yalnızlık ve mutluluk zamanlarımı inceleyince...senede bir günmüş mutlulukdan payıma düşen..kendimin farkında olmaya başladığımdan beri..mutlu olduğum zaman dilimi var olduğum gün sayısının yanında neredeyse bir hiç sayılacak...ve anlam veremediğim bu ümitsilizk hastalığı..Şimdi bende ümitsizlik hastalığımı var yoksa umut hastalığımı var net olarak karar veremedim..tarihçeme bakınca umut hastalığı var olarak adlandırıyorum..ama böyle bir hastalık çeşidi yok sanırım...Bunu ilk fark eden belkide benimdir.Eğer böyle ise patenti için uğraşmaycağım.Bilgi değerlidir..ve değerli olan bilgi kağıt parçası yapar.Ve insnaları ayıran kağıt parçasından nefret ediyorum..Şuan acaba ben neden nefret ederim soruma da cevap bulmuş oldum..Anlayışsızlıkdan; cehaletten ve paradan nefret ediyorum..
■ ALİRIZA EROĞLU