Sevgi Toplumu Grubu Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Ataman Ertugrul
Alan:   Grup:Sevgi Toplumu Grubu
Tarih: 21.06.2010 15:44
Konu: Yn: BEN, BİR HİÇ'İM...

Oldukca manidar kıssanızı okumuş bulunuyorum
Bazen hiçiz bazen Fatih. Bazende belhüm adel

========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Gül Efendim 1
Alan: Grup: Sevgi Toplumu Grubu
Tarih: 20.06.2010 21:29:00
Konu: BEN, BİR HİÇ'İM...
----------
BEN, BİR HİÇ'İM... YA; SEN... YA; SEN NE'SİN...
==============================
Kısacık bir öykü, ama hayatıma yön veren bir öykü...
Devrin valisi; emrindeki yöneticiler ile, lüks bir arabayla girer şehre... Yol kenarlarında insanlar; iki büklüm el pençe divan selamlarlar, vali'yi... Bütün bu şatafatlı yalakalık gösterileri arasında; vali'nin gözleri, bir sokağın köşesinde yere çökmüş olan ve etrafındaki hiçbir şey ile ilgilenmeyen; bir yoksul adam'a takılır...
Elbisesi eski, saçı birbirine karışmış; bu yoksul adam'ın olduğu yere gelir; vali... Sinirli bir bakışla, vakur ve sert bir ses tonu ile bağırır yoksul adam'a: 'Hey, adam; herkes benim şehre gelişimi el pençe karşılarken, bana yalakalık yaparken, sen kimsin ki; yerinden bile kıpırdamıyorsun?
Yoksul adam; istifini hiç bozmadan, buğulu gözlerini vali'ye çevirerek: 'Ben, bir hiç'im' der...
Vali; daha da hiddetlenir: 'Ne demek, hiç... Senin; bir ad'ın, şan'ın, ünvan'ın yok mu? ' der...
Yoksul adam: 'Senin var mı? ' der, vali'ye...
Vali; iyice sinirlenir, ama cevaplar: 'Gafil adam; nasıl anlamazsın, ben valiyim' der...
Yoksul adam; aynı ses tonu ile, sorar yine: 'Peki; daha sonra, ne olacaksın? '
Vali: 'Başbakan olacağım' der...
Yoksul adam: 'Peki, daha sonra? ' der...
Vali: 'Cumhurbaşkanı olacağım' der...
Yoksul adam: 'Peki ya, daha sonra? ' der...
Kısa bir an, duraksar vali: 'Hiiiiiç' der...
Ve... Sadece gülümser, yoksul adam; vali'nin yüzüne bakarak... Vali; yoksul adam'ın, ne demek isteğini anlamıştır...
Bu kısa öykü'yü; ilk yazdığımda, benim ruhumun 'hiç kimse' olmak isteyen yoksul adam'ın öyküsünü bulduğumu anlamıştım... Hepimiz; hep başka birileriyiz, aslında... Sevdiğimiz, beğendiğimiz, örnek aldığımız, kıskandığımız, yerinde olmak istediğimiz birilerinin; seslerini, sözlerini, bakışlarını ve tavırlarını alıyor ve sanki bize ait'miş gibi kullanıyoruz... Kendimiz olamıyoruz, bir türlü...
Sabahları kalkıp; elbise dolabımızın önünde durduğumuzda, giyeceğimiz elbiseye ve yanına gideceğimiz insanlara, en çok uyacak maskeyi de; seçiyoruz, elbiselerimizin yanında duran maskelerimizin arasından....
Hep daha fazlasını istiyoruz, ama aslında giderek hep daha az alıyoruz... Bütün ömrünü; kariyer, güç ve para peşinde; gece gündüz çalışarak geçiren insanların, günün birinde bütün kazandıklarını, elindekileri kazanırken yitirdikleri sağlıklarına, harcadıklarını görüyoruz...
En; can alıcı, nokta ise... Bir ömrün sonunda; evleri, arabaları ve para kasaları olan insanların, bütün bunları kazanırken kim bilir kaç gerçek aşk'ı yitirdiğini ve günün birinde yaşlanıp başlarını yaslayacakları, bir sevgili omuzu aradıklarındaysa; soğuk ve rutubetli ev duvarlarının, lüks araba koltuklarının ve çelik para kasalarının bir sevgilinin yerini tutmadığını, acı içinde fark ettiklerine şahit oluyoruz... Onlar için; iş işten, çoktan geçmiş oluyor...

alıntı