Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Değerli gönül dostlarım gününüz mutlu geleceğiniz umutlu güzel olan hayallerinizin gerçek olması dileklerimle hepinize saygılar selamlar
Yağmurlu Piknik
Bir sabah yola çıktık, pikniğe gitmek için,
Öyle hazırlandık ki, nevalemiz o biçim,
Düştük cılga bir yola, ha şura bura derken;
Türkülerle avunduk, ağır ağır giderken.
Saat on bir suları, maden suyuna vardık,
Odun toplamak için, araziye dağıldık,
Ateşi çatmıştık ki, kara bulut karıştı;
Soğanı öldürürken, damlacıklar erişti.
Harla yanıyor ocak, tam soğanı öldürdük,
Tencerenin içine, yağmur suyu doldurduk,
Ateş bir türlü yanmaz, tıs tıs edip duruyor;
Üfleyenin gözüne, zehir duman doluyor.
Şöyle böyle der iken, tenceremiz kaynadı,
Sonunda pişti yemek, midemizi boyladı,
Biz yemek yiyoruz ya, yağmurda sicim gibi;
Nihayette göründü, tencerenin de dibi.
Yemeğimizi yedik, yağmur ile beraber,
Böyle güzel sohbette, karşılaştırdı kader,
Malzemeyi topladık, sırıl sıklam olmuşuz;
İki kilo etten de, havamızı almışız.
Hasta oluruz diye, şehire dönüyorduk,
Çok fazla yağmur yedik, aslında donuyorduk,
Şehre inelim dedik, gayri olanlar oldu;
Tam yola çıkmıştık ki, üç kişi daha geldi.
Güneş doğdu bu ara, hava öyle kızdırdı,
İşte böyle bir anı, bu şiiri yazdırdı,
Hepimiz orda kaldık, çocukları gönderdik;
Vurduk koru ocağa, çubukları döndürdük.
Sonuna kadar yedik, hakkın nimetlerini,
Herkes döktü ortaya, olanca dertlerini,
Fotoğraf çekti biri, rast gelirse nereye;
Banyo olsun filimler, doldurdular dereye.
Çıktık yüksek bir yere, seyre daldık şehiri,
Gülünç şeyler anlattı, içimizdeki biri,
Tercüme eğlediler, bülbül sesini bile;
Öyle güzeldi her şey, yıkıldık güle güle.
Çam Aşık’ ın anlatır, orda olup biteni,
Şiire konu oldu, dağda deve dikeni,
Enteresan bazı şey, köşede kaldı elbet;
Saat on altı gibi, sona erdi bu sohbet.
Bekir Karaçam