Sevgi Toplumu Grubu Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Mustafa Yılmaz
Alan:   Grup:Sevgi Toplumu Grubu
Tarih: 21.12.2009 11:12
Konu: Bu masal bitti… DENEME 1

Bu masal bitti… DENEME 1

Kötü insan kötünün yanına gider diye bir söz vardı…

Ben buna hiç inanmamıştım.
İnsan durudur…
İnsan özdür…
Diğer sıfatlardan hep uzak kalmıştır…

Ama bazen insan bulanır ve düşüncelerinden, sahip olduğu düşünce ritimlerinden uzaklaşır. Ve mantığın bile alamayacağı acı düşüncelerinin içinde boğulur…

Bir girdaptır bu…
Dolandıkça çevresinde dibe düşülür…
Ve an gelir ki dibe vurursun…

Ve an gelir ki mantık durur…
Ve acı kapı arksındaki bir kilit anahtarı gibi sallanır durur düşünceler…

Bir çıkmaz başlar, hayatın bütün boşlukları peşi sıra takılır birbirlerinin peşlerine…
Bir umulmaz zinciri başlar ve girdapta dönülme devam eder…

Acı, acı çekenlerle tek başına büyür…

Bir umursamazlık yalnızlığıdır acıda kayboluş…
Sindirilemez içine ve kayboluşların kapısı açılır…

Varlığıyla yokluğu arasında dolanır durur hayat…
Acı acılara hep gebedir…
Ve bir saklambaç oyunu başlar hayatla…
Kaçışlar,
kovalamacalar,
tut tutabilirsen artık acı urganının ucunu…
kendi kendini sarmalamaktır bu acıya dolanmak…

Kurtulmak istedikçe batarsın, gömülürsün düşünce fırtınalarının yarattığı hırçın dalgaların altına…
Bir çıkmaz sokakta var güçle koşmaktır bu…

Geçmişin kovaladığı geleceğin bir set gibi önüne atıldığı bir duvardır yaşam artık üstünden düşmemek için sek sek dolaşıldığı…

Korkulardır hayatın boşluklarını doldurduğu…
Bütün hayaller kumdan kuleler gibi dağılarak yıkılır…
Bir toz duman, bir kum fırtınasıdır içinde gözlerini elinin tersi ile koruduğun…



Bir cümle dökülür dudaklardan…
Hayat,
ben seni çok sevmiştim ama sen kalan çeyrek yaşamı, yirmi dörde altı çeyrek kala saatin yelkovanında terk ettin…

Bu hayat kimde düz kalmış ki bende kalacak dersin, ellerin arasında başın, dizlerini ve tabanlarını hızla vurursun toprağa…

Ezmek istediğin kaderindir sanki…

İşte o an, zamanın seni terk ettiğini görürsün…
Durmuştur hayatın bütün kesitleri üst üstte…
Ben seni sevmiştim hayat demenin tam zamanıdır…

Ve ters iki cümleye takılır kalır beyin diplerindeki düşünceler…

Değersen değerlisin…
Değerliysen değersin…

Bu düşünceler bir baştan sona, bir sondan başa çeker hayatın yaşam kesitlerini…

Ve başlarsın her kesitin siyah beyaz karelerine bakmaya.
Hangisinde varsın, hangisinde varlar, yaşadığın anıların kâh sevinçli, kâh hüzünlü olanlarına…
Eski zaman şarkılarında bulursun kendini. Hafız Burhan’ların boğazda kayıklarla dolaştığı zamanlardaki yanık ezgilerde veya son zamanların sevinç veya hüzün şarkılarındaki tariflerin birinde bulur ve mırıldanırsın, değenlerle, değmeyenlerin yaşadığı bu dünyada…

Tercih etme şansın bile yoktur, hep birileri bir yerlere koyarlar geçmişimizle geleceğimizi…
Ve düşünce girdaplarında dolanırken sevdiğimiz çok sevdiğimiz gelip oturur ilk günkü bakışınıza, bir aynaya sanki…

Düşünürsünüz, verdiğiniz değerleri ve aldığınız değer görmeleri…

Geçmişle gelecek arasındaki ipe atılan bir kör düğüm vardır sanki…

Yaşam hareketlerimiz ve düşüncelerimizin ikisi arasında gider gelir sanki…
Kendi kendimize kararsızlığın şaşkınlığı deriz, düğüm çözülmedikçe hayıflanır ve kendimizi yeteneksiz zannedip başarısızlıkla suçlanırız…

Oysa herkes gibi bir yerlere gelinmiştir. Varlıkla yokluk arasında düşmemek için bir halat, köprüdür hayata…

Ne elde ettiklerimiz, ne de kaybettiklerimiz bize yetemez belki de…

Kayıplar arasında, canımız, bir tanemiz dediğimizle, kızgınlık duyduklarımız arasında unuturuz kendi değerimizi ve ben bir değerim, kendime yetmeliyim
Dediğimiz anda ise belki de çoktan terk edildik.
Veya
yeni bir aşkın nefesi çarptı yüzümüze…
Sanki bir poyraz soğukluğu ile işledi içimize…

Kaybettiğimiz sevgiyi düşünürken karşımıza yepyeni gülen bir yüzle yeni aşk gelir oturur göz perdelerimize…

MUSTAFA YILMAZ

SAYGIMLA...
DENEME YAZIMIN DEVAMI 4.SAYFA 62. SIRADADIR...