Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
BİZ BU MUYUZ GERÇEKTEN
(Sayfa:4,sıra:80)
Hanımlar,beyler
Dünyada,devletlerin yönetildiği hiçbir rejim, kendisini yok etmeye yönelik bir fikre, hele bu fikir eylem haline dönmüşse, müsamahakâr olamaz.
Ve hiçbir devlet, kendisinden toprak isteyerek orada bağımsız olmayı hedefleyen bir fikre, 'fikir özgürlüğü' gözlüğü takarak bakamaz.
Ve,o devletin vatandaşı olduğuna yürekten inanan hiçbir yurttaş da
,'eh,bunlar da haklı,özgürlük istiyorlar,verilmesi gerekir'diyemez.Böyle düşünenler,ya kendilerini bu devletin vatandaşı, bu ulusun bir ferdi olarak kabul etmeyen kişilerdir, ya da hayatı sadece kitaplarda okuduklarından ibaret sanan ve kendileri gibi düşünmeyenleri ortaçağ zihniyetinde kalmış olmakla suçlayan az gelişmiş beyinli zavallılardır.
Çünki hayat,kâğıtlarda yazan satırlardan ibaret değildir ve hayatın gerçekleri,
yaşananlardır aslında.
Nasıl ki,inancını yaşamak ayrı, mevcut devlet rejimi yerine din devleti kurulmasını istemek ayrıysa ve demokrasi rejimi, bu ikinci fikri 'fikir özgürlüğü' olarak kabul edemiyorsa, benim vatanımdan parça kopartıp orada özgürlüğünü elde etmek fikri de 'fikir özgürlüğü' kisvesine büründürülemez.
Oysa, Ülkemizde, dış desteğe duydukları gereksinme nedeniyle,dış güçlerin
'böl ve yönet' politikasına hızmet eden siyasîlerden tutun da,bu Antoloji üyelerine kadar,konuya bu 'entel' gözüyle bakan meczuplar bolca mevcut.
Legal bir Siyasi Partinin lideri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetiyle pazarlık(!)
yapmak için, Yassı Ada'daki kişinin de toplantıya katılması şartını ileri sürebiliyor.Bir kuduz köpek sürüsü, Türkiye Cumhuriyeti Devletini 'pes ettirmek' için, her gün sokaklarda; otobüslerde, mahalle aralarında Türk halkına saldırıyor, can ve mal güvenliğini yok ediyor. polisimi öldüüyor, askerime pusu kurup şehit ediyor ve biz, bunlara daha hangi hakları verirsek hem dış destekçilerden 'aferin' alabiliriz, hem de bunları bir süre yumuşatabiliriz diye âciz ve gafil bir uygulama içinde...
Türkiyede yaşayan Kürt kardeşlerimiz, (kardeş kelimesini bu alçakların dışındaki Kürt vatandaşlarımızı kastederek kullandım) ,diğer vatandaşlarımızın sahip oldukları hiçbir hak ve özgürlükten yoksun değildir.
Hattâ, bunlara,son zamanlarda bazı kanunlarla verilmiş tavizler, Türkiyedeki diğer azınlık gruplarıyla kıyaslanmayacak kadar fazladır.
Dolayısıyla kopartılan 'özgürlük' şamatası tamamen art niyetli bir kandırmacadır.
Bundan 10 yıl kadar önce,bir ziyaret sırasında,Almanya'da lise son sınıflarda okutulan Atlas Kitabında bir Türkiye Haritası gördüm.(muhtemelen halen de okutulmaktadır sanırım) .Bu bir tarih atlası filan değildi ve Türkiye Siyasi Haritasıydı.Bu haritada,Türkiyenin Güneydoğusunda oldukça geniş bir
arazide 'KÜRDİSTAN' diye bir Devlet,Kuzeydoğusunda'ERMENİSTAN',
Karadenizde 'PONTUS' Devletleri vardı ve hepsi de, bizim Ulusal sınırlarımız içindeydi.İzmir'in adı Smyrnya,İstanbul'un adı Constantinopolis
olarak geçiyordu.(Yazımda hata yapmış olabilirim) . Bu atlası okuyan her Alman genci,Türkiyeyi,bu devletlerin topraklarını işgal etmiş bir kaba kuvvet olarak görecekti.Üstelik bu olay,milyonlarca Türkün yaşadığı bir ülkede yaşanıyordu ve orada benim Dışişlerimin her kademede teşkilatı mevcuttu.
Kültür ateşeliğimiz bile vardı ve dolgu n maaşlar almaktaydı.
Sadece iki gün kalabieceğimden,sağır kulaklar duymamış olabilir diye,iki gün ard ard resmi Temsilciliğimize gittim,ancak,kimse yıoktu ve kapıları kapalıydı; kapıyı açacak bir temizlikç bile yoktu.
Bunu neden anlattım,biz bugünlere birden gelmedik.Kaşındıkuyuduk...
Şimdi her şehidin ardından bol nutuklar 'Kanın yerdekalmayacak' masalları, şiirler,ağıtlar... Kendimizi kandırmayalım 'van minüt' demekle olmuyor efendiler. Bizdeki terör sınırını çoktan aşmış,iç savaş boyutuna gelmiş durumdadır.Mergakentin sokaklatrında 'sokak savaşları' yaşanıyor.Ve biz tutturmuşuz bir 'AÇILIM' teranesi,günü geçirmeye çalışıyoruz..
Bu 'açılım' sözü, tecvüze uğramış bir zavallı kadının, daha fazla eziyet görmemek için, kendiliğinden eteklerini açması haline geliyor.
BİZ BU MUYUZ GERÇEKTEN? ..
Ünal Beşkese