Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İsviçre'de seçmenler yeni minare inşaatının yasaklanmasına onay verdi
CENEVRE – Aylardan bu yana ‘minare gerilimi'nin yaşandığı İsviçre'de yapılan referandumda 26 kantondan 22'si minare yasağını onaylarken 4 kanton ‘buna gerek yok' diye oy kullandı.
Bir başka bayramlık haber yukarıda, kişisel görüşüm aşağıdadır
Gazeteler bu haberi çoğunlukla 'İsviçre'de İslam karşıtları kazandı' başlığı ile veriyor. Vermesine veriyor da acaba gerçekten bu bir İslam karşıtlığı mıdır.
Bence kesinlikle hayır. Bu sadece şehircilik açısından estetikten ödün vermek istememektir.
Düşünsenize mesela İstanbul'un Ortaköy ya da Dolmabahçe camilerindeki muhteşem zerafete sahip benzer bir camiyi dünyanın hangi gerçek anlamda kentlisi 'bunun minaresi var, ben kentimde istemem' diye istememezlik yapabilir. Aksine, imkanları olsa altına tekerlek yerleştirip çeke-çeke götürürler, kentlerinin baş köesine oturturlar. Bilirler ki şehirleri böylesine anıtsal ve şık yapılarla daha da değer, güzellik ve anlam kazanır.
Görenler bilir, bilenler bilmeyenlere anlatmıştır, bilmeyenlerde bilir. Yani hepimizin az-çok bir fikri vardır bu konuda. Diğer pek çok Avrupa kentinin olduğu gibi İsviçre' nin kentleri-köyleride, çiçek tarhları ortasına yerleştirilmiş birer biblo görünümündedir. Ve bu görünüm yüzlerce yıldır hiç bozulmadan, aksine güzelliklerine güzellik katılarak bugünlere gelmiştir. Bu farklı bir kültür ve zihniyettir. Dünyaya bir de kendi kentlerinin penceresinden bakabilmek sorumluluğu kadar dünyayı kendi kentlerine biraz da imrenle baktırabilmek arzusudur. Yani yurtseverliktir biraz da...
Bugün bizim kentlerimizin genel manzarası, nedeni ne olursa olsun bir varoş çarpıklığı ya da mimari bozukluk çöplüğü değil midir. Ve bu manzara içinde neredeyse her sokak başında üzeri teneke kaplı kivi meyvesinin iki yanına saplanmış kürdan görünümlü minareleri ile sözde camiler yok mudur. İsviçre' linin aklına gelen ve onu ürküten ilk şey işte bu şekilsiz yapıların yanıbaşında yükselen ölçüsüz, biçisiz, şerefelerine çıkmaya niyetlense bile hafif kilolu bir müezzinin sıkışıp kalacağı, üflesen yıkılacak görünümdeki minarelerdir.
Hayır, istemeyiz dedikleri budur.
Boşuna celallenmeyelim 'vay İslam düşmanları' filan diyerek. Onlara hayır oyunu verdiren bizleriz.. Ben kendi şehrimde, İstanbul' da istemiyorum bu şekilsiz ve saygısız yapıları onlar neden istesin.
Kondurun bakalım şehrin uygun ve gerçekten ihtiaç gösteren köşelerine,ciddi ama önce sorumlu bir projeye dayalı, şık-zarif ve şehirli görünümlü camileri ondan sonra bakın İsviçrelinin sandığından evet mi çıkıyor hayır mı...
Hepinize bayramın son gününden sevgiler, saygılar ve yenilerine sağlıkla ve güzellikle, tüm sevdiklerinizle ulaşabilmeniz dileklerimi gönderiyorum....
Yarınlarınız aydınlık, yolunuz açık denizlere doğru olsun....
(c.ç)