Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Efendim şiir aşagıda kısaca açıklanmıştır. İlginiz için şükranlarımı arz ederim...
GüNeŞiN AşKı
Devralınca ayrılığı gurbet elin şamından
Son bir kere daha bakar ravzasına mehveşin
Gözleri kan çanağıdır, hicran ile güneşin
Ayın bağrı delik deşik O’nun derdi gamından
1-Açıklaması: Gurbet akşamından ayrılığı devralınca yani battı batacakken güneş, veya gurbetin Şam'ından ayrılığı devralınca güneş (Medineye nisbetle Şamın gurbet oluşu sözkonusu edilmiştir) son bir defa bahçesine (Ravza'sına) (Ravzadan kasıt aynı zamanda peygamperimizin kabridir)) bakar ay yüzlü (mehveş) sevgilinin. Bu ayrılık (hicran) güneşin gözlerini kan çanağına döndürmüştür, Ay'ın bağrıda o güzelin derdi gamından delik deşik olmuştur.
Ufku al eyler doğarken silerek yaşlarını
Yüz sürer payini öper tırmanırken ufuktan
Zer ü sim dökmeye başlar yükselerek doruktan
Yeşim kılar kubbesini, dür eyler taşlarını
2- Açıklaması: (Gece boyu kan ağlamıştır güneş) doğarken kanlı göz yaşlarını ufka siler (ufuktaki kızıllık bundandır) sonrada sevgilinin ayağına (payine) yüz sürer öper ufuktan tırmanırken. Bu benzetme Peygamber efendimizin kabri şerifi düşünülerek yapılmıştır. (Ayakları doğuya doğru uzanmış sağyanı üzerine istirahat etmektedir kabrinde) Sonra yükselir ve altın gümüş saçar (kabri) üzerine onun türbesinin kubbesini yeşim taşına dönüştürür türbenin taşlarınıda inci (dür) haline getirir.
3-Rakib ebr olup örterse kuyunu nazlı yârin
Öyle gazaba gelir ki erir korkudan bulut
Gizlenir gülün hakine düşer ayağa umut
Payini öper can bulur gül yaprağınca narin
3- Açıklaması: Rakip (sevgilide gözü olan başka biri) bir bulut-örtü (ebr) olurda sevgilinin semtini kapatırsa-ki aynı zamanda güneşin önünüde kapatmıştır- o zaman oyle şiddetli kızgınlık gösterirki güneş, bulut korkudan erir, gülün toprağına (hakine) gizlenir, ayağına (köklerine) iner umudu. Veya gülün (ayağına) kadehine dolar umudu ayağını (payini) öper gülün (kökünden girer- gül tarafından içilir) bir gül yapragı gibi narin bir can olur.
4- An gelir boynu bükülür gün ikindi olmuştur
Hüzün yağmurları yağar şemsin yanan döşüne
Yuvarlanır ufka doğru hep düşüne düşüne
Şiddetinden şu firkatin, günün rengi solmuştur
4-Açıklaması: İkindi gelipte güneşin ufka sarkması boyun bükmeye benzetilmiş, bu arada hüzün çökmeye başlamıştır. Çünkü yine ayrılık vakti yaklaşmaktadır. Bu yüzden düşünceli - dalgın ufka doğru sanki yuvarlanmaktadır. Ayrılığın (firkatin) şiddetindende hem günün hem güneşin rengi sararıp solmaktadır.
5-Devralınca ayrılığı gurbet elin şamından
Son bir kere daha bakar ravzasına mehveşin
Gözleri kan çanağıdır, Evvâhî’yle güneşin
Ayın bağrı delik deşik O’nun derdi gamından
5-Açıklaması: Gurbet akşamından ayrılığı devralınca, yani battı batacakken güneş, veya gurbetin Şam'ından ayrılığı devralınca güneş (Medineye nisbetle Şamın gurbet oluşu sözkonusu edilmiştir) son bir defa bahçesine (Ravza'sına) (Ravzadan kasıt aynı zamanda peygamperimizin kabridir)) bakar ay yüzlü (mehveş) sevgilinin. Bu ayrılık güneşin gözlerini kan çanağına döndürdüğü gibi olayı seyreden Evvahi'yi de aynı nispette üzmüştür, Ay'ın bağrıda zaten o güzelin derdi gamından delik deşik olmuştur.
24/11/2009 - Evvâhî
