Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Bu şiirimi bazılarının bana “O tarihçiler çakma ise sende çakma şairsin” demeleri üzerine yeniden elden geçirdim. BAŞLIĞI DA DEĞİŞTİRDİM. Bu “Çakma Şair” benim mahlasım olsun. Zaten bende kendimi hiç normal şair görmedim. Onlara teşekkür ediyorum.
ÇAKMA ŞAİRDEN ÇAKMA TARİHÇİLERE SORULAR
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Son döneme bakarlar, geriye bakmazlar?
Çelebi’yi, Yıldırım’ı, Koca Murat’ı, Fatih’i
Allah aşkına, neden hiç konuşmazlar?
Anlatırlar hep Abdülhamit’i, Vahdettin’i
Birde Rıza Nur’dan katkılı, soslu anıları...
Üstüne birde işbirlikçi hocaları...
Her biri anlı şanlı İngiliz muhipleri!
Firari Mustafa Sabri, yanında İskilipli...
Şapka idi, şal idi üstüne on iki ada çayı...
Oldu mu size tarih; ballı mı ballı...
Cahil çok! Nasıl olsa alıcısı hazır.
Zira cahil soru sormaz, verileni alır.
Kimse sormaz mı be kardeşim?
O hatıratlar niçin yabancı ellerde kalır?
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Nedir şu şapkadan çıkan hikayeler?
Kim asılmış, nerede onların torunları?
Çıkıp konuşsunlar, hesap sorsunlar!
Torun yoksa; şahit, yakın ve komşu torunlar!
Hatta davalar açıp tazminat istesinler!
Ancak! Sakın çıkıp İskilipli Atıf demesinler!
Zira ihanetten yargılandı, artık bilsinler!
Hele Kemahlı İbrahim Hakkı Efendi?
Eceli ile öldü; yargılanmadı ne ölü, ne diri!
Ama dediler: Mezarından çıkarılıp asıldı!
Hatta bu hikayeden birde filmi yapıldı...
Ancak çocukları ve torunları itiraz ettiler!
“Film bir kurgudur yoktur ilgisi” dediler!
Ölüm 1924; Şapka Kanunu 1925 diye
Çıkıp birde dava açıp kazandılar!
“Filimciler” sunamadı bir delil ya da belgeyi...
Verdi kararını Ankara 22. Asliye Mahkemesi
Bir bakın! 1997’ye 14’dür Karar numarası!
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Nedir şu Düyûn-ı Umûmiye nedir?
Alacaklılar hazineye nasıl ortak edilir?
Kapitülasyonlar altında ülke mi kalkınır?
Neden toprak verene Ulu Hakan;
İşgale teslim olana Masum Hakan
Denilirken, neden toprak alan suçlanır?
Daha çok soru var! Sormasan hatırım kalır...
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Neden hepsi de saltanatçı?
Var mı Kitap’ta kral ya da saltanat?
Kitap diyorki: Şura, meşveret ve maslahat...
Yetmez! Adalet, emanet, ehliyet, liyakat.
Bu ilkeler olmazsa olmaz! Sonu felaket...
Ebubekir’i Nebi seçmedi, vermedi hilafet.
Ve değildi oğlu, olamazdı saltanat...
Allah adına yönetme yok! Allah rızası elbet...
Dünya işlerinde herkes, hesap verecek!
Hesap bu dünyada verilmezse şayet;
İstismar, riya, münafıklık her tarafta şirret...
Alır başını gider ortada kalmaz devlet...
Mahşerdeki hesap daha büyür elbet...
Haşa Allah’ın gölgesi olursa baştaki;
Tüm hataları örtülür, olmuştur bir “hikmeti”
Diyecektir: “Ben Allah’a vereceğim hesabı.”
Doğrusu şudur! Her vatan evladı bilmeli;
Aslında sevmezler ne Türk, ne Osmanlı...
Davaları da İslam değil, iyi anlamalı!
Hele görmezler “Hayırda yarışın” ayetini.
İstemezler ne cumhuriyet ne demokrasi.
Halk hesap soruyor, sevmezler sandığı...
Oyun oynamak için hepsi de saltanatçı...
Biliyorlar İslam’ın yoktur saltanatı, tiranı.
Bu yüzden diyorum; İslam değil gayeleri...
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
On altıncı asra bir bakıversinler.
Yakın uzak batıda neler oldu neler?
Rönesans, reform her sahada yürürken
Ve bilimde teknikte gelişmeler olurken
Bizde seyrettik olup biteni, bir güzel
Fatih’in torunları yan gelip yatarken...
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Son üç yüz yılın tamamına baksınlar...
Batıda gelişmiş ulusal hareketler.
Osmanlı çok uluslu, onlarcası var.
Her tarafta başlamış ayaklanmalar.
Iskalarsan bilim teknik, gelişmeleri...
Ekonomi, refah bozulur; geriler değil mi?
Savunmak güçleşir güzelim memleketi...
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Sadece Yunan mı, daha çok vilayet?
Bağımsızlık kazanıp kurdular birer devlet.
Bulgar’ı, Sırp’ı, Hırvat’ı, Kıpti’si, Romen’i...
Tek tek yazsak kalem biter vallahi.
Hesap soracaksan, işte hesap!
Hangi asırda daha güçlü Osmanlı?
Onsekizinci, ondokuzuncu, yirminci?
Sorun be kardeşim sorun! Hangi asırda?
Sakarya’dan İzmir’e giderken ne değişti?
Allah rızası için söyleyin bu gerçeği...
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Sorunu yaratanla bulunur mu çözümler?
Mertçe son asırların hesabını sorsunlar.
Sonra da dönüp önlerine baksınlar...
Gitmiş elden Avrupa, Afrika, Arap diyarı.
İşlerine gelmişti saltanat ve zayıf Osmanlı.
Bitmişti bağımsızlık! İşgal ettiler vatanı...
Sorun onlara sorun, cevap versinler!
Niçin milli mücadeleyi küçümsediler?
Niçin torunlarına güzel anı bırakmayan;
Cepheden kaçanlara, tercüman oldular?
Onlar torunlarına hikayeler uydururken;
Niçin vilayet hikayeleri ile destek verdiler?
Öncesinde o vilayetler nasıl oldu devlet?
Kime karşı bağımsızlık kazandılar?
Sorun! Kimden toprak alıp büyüdüler?
Osmanlı yenilmeden nasıl oldu bu işler?
Doksan yıllık devlet tecrübesi ile
Önce İzmir’e sonra Ankara’ya geldiler.
Milletin evlatları onları def ederken;
Ancak bu kahramalığı görmezden geldiler.
Sonra da kalkıp Sakarya’ya laf ettiler...
İnsan utanmaz mı ey safdiller?
Mustafa BULAN
Pendik / 08.10.2021