Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Bu karanlığın karşısında
Şöylemesine delikanlıca durmaya çalışıyorum.
Yıpranmış ellerimle boğmak için.
Parçalanıyor ellerim ve kayboluyor.
Eriyorum ben de yavaş yavaş.
Toprak kokusu, yanık kokusu,
annemin kokusunu alıyorum.
Ağzımda sütle karışmış bir kan tadı var.
Aklımda binlerce devrik cümle…
Şimdi bir göl kıyısındayım vakit gurup.
En tiz çığlıklar var her yerimde.
Annemin sesini mi duyuyorum?
Her nefes öncekinden daha zor,
her hasret öncekinden daha hırçın.
Nasıl kapatır dükkanını bakkal amca?
Bir şeker istiyorum
soğuktan kızarmış yanaklarımdan daha kırmızı.
Her kafes neden daha özgür şimdi?
Neden kesildi sesler?
Ne bakar durur bana şu lanet çiçekler!
Baldıran tadı, zakkum çiçekleri
gidin artık içimden!
Savaşan ellerimi de aldınız benden.
Nasır tutmuş ellerimi.
İzi silinmemiş hatıralar varken
unutuyorum.
Bitti hesaplarım,
kapattım son defteri de.
Son sevişmemde kaldı gençliğim.
Son içtiğim sigaram kaldı küllükte.
İçimdeki son yok oluş da sizin olsun.
Toz oluyorum.
Sahi annemin sesini mi duyuyorum?
Mahmutcan Uymaz