Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: İsmail Tekin
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 22.10.2012 18:49
Konu: Cumhuriyet ve Gençlik

CUMHURİYET ve GENÇLİK

Cumhuriyet Bayramı, Cumhuriyet Haftası nedeniyle, gençlik üzerine bir yazı yazmak istedim. Nedeni şu: Bizden önceki nesillerin cumhuriyeti ve cumhuriyetin bayramlarını daha etkili kutladıklarını, bizim neslin, bunların üzerine pek bir şey koyamadığını, bizden sonrakilerden ise, endişeli olduğumu düşünüyorum. Belki birileri beğenmeyecek bu düşüncemi. Saygılıyım onlara. Benim düşüncemin kaynağı: tecrübem ve gözlemlerim.

Bu gün büyük kentlerimizde, daha doğrusu üniversitesi olan kentlerimizde, bir avuç gencimizi ayırırsak, geriye kalan gençliğin durumu hiç iyi değil. Okumuş olsun veya olmasın fark etmiyor. Hepsi aynı. Fazla sorumluluk alarak, gençliklerini unutmuşlar. Kim ne olursa olsun, beni ilgilendirmez. Ben nasıl zengin olurum diye düşünüyor hepsi.

Bu onların suçu değil. Toplumun üzerinden, 12 Eylül 1980 darbesi bir silindir gibi geçti. Güzelim fidanları, bilerek, isteyerek biçti. Ortalığa taassubu ve tarikatları saçtı. Küreselleşme adı altında memleket açık pazar alanına döndü. Tüketim körüklendi de körüklendi. Üstüne üstlük, hala devam eden ‘dindar gençlik yetiştirme’ anlayışı ortalıkta genç bırakmadı. Türkiye nüfusunu, çocuklar, yaşı kaç olursa olsun olgunlar ve yaşlılar olarak şekillendirdiler. Gençliği yuttular sizin anlayacağınız.

Genç olup, kafaları otuzlu yaşların üzerinde olan bu arkadaşlar, aslında çok şey biliyorlar. Ama bildiklerinin ne kadarı doğru, onu bilmiyorlar. Her TV, her gazete haberinin veya sanal dünyadan öğrenilen her şeyin, doğru olduğunu sanıyorlar. Çünkü hiç kitap okumuyorlar. Kitap okumayan beyin daha kolay yıkanır. Hiç sorgulama yapmıyorlar. Eleştirel göz ile bakabilmeyi beceremiyorlar. Şüphe yok. Gözü, aklı kapanmış. Bilimselliği, bırakmış bir kenara. Para da para diyor sadece. Çağ, çağdaş yaşam, sosyal varlık, akıl, bilim hiç umurunda değil. “Doğruları doğuranlar şüphelerdir” sözünü sanki hiç duymamış. “Eğ başını, al maaşını” Anlayışıyla, “Ben işime bakarım” diyor.

En önemli şeyin para olması, çok ciddiye alınacak bir durum. Cumhuriyetin gençliği böyle olmamalı. 12 Eylül öncesi gençliğin de hataları olmuştur elbet. Gençlik hatasız olur mu? Olmaz. Ama gençlik hayalsiz de olmaz. İdealsiz de olmaz. 1980 öncesi gençliğin, çok geniş bir hayal dünyası ve büyük idealleri vardı. Sağcı olsun, solcu olsun, birer vatan kurtarıcısı olarak görüyorlardı kendilerini. Yoksulluktu, özgürlüktü, demokrasi idi mücadeleleri. Hak-hukuk, insan haklarıydı. Bunlar büyük idealler değil midir?

Bu gün, tarikat- cemaat- menfaat kıskacında, birey değil kul olmayı içine sindirmiş, gözü, paradan başka bir şey görmeyen, hayalsiz, idealsiz, suskun bir gençlik var. Üniversite okumuş o güzelim gençler, tarikata girmeyi, sıradan insanların önünde diz çökmeyi, normal bir davranış olarak görüyorlar. Yummuşlar gözlerini, kapamışlar beyinlerini, bi haber yaşıyor. Haberdar etmek gerek onları. Vahşi kapitalizm, küreselleşme, sömürü, insan hak ve özgürlükleri, milletin özgürlüğü ve bağımsızlığı, yurt sevgisi, hak-hukuk ve sosyal adalet konularında yetiştirilmeli gençliğimiz. 12 Eylül öncesi gençlik ise, ciddi ciddi araştırılmalı. Nasıl bu kadar idealist olabilmişler diye. Bu günün gençliğinin bencilliğine bakarak.

İSMAİL TEKTEKİN