Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
GÜN GÖRMEMİŞ DÜŞLER
Nevruzlar sunuyorum
yağmurların gölgesindeki mah yüzüne
hasretinden baharlar filizleniyor
sürgün veriyor bamteli
vakit mısır püskülü yangınlarda.
Diyet alıyor kardelen
üstündeki kırağıyı buseledi diye dudaklarımı
ardından yük katarı tebessümler
ten kokuyor düşler utanıyorum
mangaldaki kor üşüyor.
Saçak altı kaçamağı göz yaşlarım da
bir kötü haber muştusu
ve “son kalende düştü” hüznü
Ulaşan kara haber
dünyası süslü kılınanlar pusuda galip
güvercinler görev tekmilinde vukuatlı
kara kurdalelere bayram
mektuplar tutsak
gözyaşları kan gülü
ve
bahçeler kara çelenklerde vuslatta..
Namahrem ellerde şimdi sevdaya yakılan türküler
ayrı ayrı çarmıhta mısralar
yakutları camlara değişmemenin imtihanı
son kalan burç mavi
hadi ordan
tek renkli gökkuşağımı olurmuş
diyememenin riyakarlığı.
Yusuf düşüncesinden uzak zindanlar
şimdi beyinlerde tutsak
ve şakaklara yakıştırılan bir namlu işgali/m
dünya ve ölüm korkusuna karşılık
en kolay direniş beyaz mendil teslimiyeti.
Balo aşklarını parselleyerek sunan
yosma zarafeti maskeler yok satıyor
heyhat
hala on sekizlik kızların pencere dalgınlıkları.
Sen hala hangi gül endamın fiyakasındasın?
Gelmedimi zamanı?
Artık ne türkülerde mızrabın var
ne de yeşil avuçlarında çengi raksların.
A.Vahap DAĞKILIÇ.
Bu şiir Şairin GÜN GÖRMEMİŞ DÜŞLER adlı şiir kitabından alınmıştır.