Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 18.03.2012 18:25
Konu: DESTANLAŞAN ÇANAKKALE

DESTANLAŞAN ÇANAKKALE

Bizler, gerek yaşadığımız yer itibarıyla gerekse tarihten gelen birikimimizle

büyük bir hazinenin sahibiyiz. Atalarımızın çağlar aşıp bizlere bıraktığı şanlı

tarihimiz, Anadolu’da karşılaştığı engin kültürle birleşip ortaya muazzam bir

şah kültür çıkarmıştır. Bu kültür; hoşgörü, girişimcilik, sevgi ve cihangirliği

aynı potada karıp insanlığa sunmanın cisimleşmiş numunesi olarak durur

tarih sayfalarında. Tabii bu hazinenin ne kadar farkındayız ne kadar değiliz

başlı başına bir tartışma konusu elbet ama bir gerçek var ki, bizler

düşmanının bile hayırla yâd ettiği, bir solukluk duraklarla var olduğumuz

yerlerde dahi adından söz ettirmeyi başarmış nadir milletlerdeniz.Bu gün

mağripten maşrıka, bir zamanlar ecdadımızın at koşturduğu her diyar, hala

hayırla yad eder, bu alperenleri.

İşte bu gün 97.yılını idrak ettiğimiz Çanakkale Deniz Zaferimiz de böylesi bir

kabulün numunelerini taşımasıyla bile tek başına bize örnek teşkil

edebilecek bir noktada yer almaktadır. Kaldı ki Çanakkale, bir mucizeler

manzumesi, bir ümit çerağı,bir azim abidesi olarak kazınmıştır tarihin

bağrına.

Akvam-ı beşerin toplanıp geldiği bir ortamda, “Bitti” denilen

Mehmetçik,elindeki top tüfekle değil imanlı sinesiyle “Dur” deyip

engellemiştir dünyayı saran sömürgecilik yangınının bize uzanan kollarını ve

aslında en zayıf zamanında bile ümit olmuştur bu direniş ezilmiş

milletlere.Yaralı aslanın kükremesi bile dostuna ümit, düşmanına korku salar

hesabıyla tekvücut olur Anadolu, tekvücut olur Osmanlı’nın tebasıyken

yabana düşmüş, asrın garibanları.

Kıyasıya girişilen mücadelede, adanmışlık ruhuyla girilen cennet

bahçelerinde sönen güneşler, bugün altında, şerefle destanlar marşlar

söylediğimiz hilalimize, gurup ederken bile ebediyen beka şualarını

göndermiştir..

Evet, bir destandır Çanakkale, öyle bir destan ki, yazıldıkça bitmeyen,

cereyan ettiği coğrafyada her adımda, cennet bahçelerinden tebessüm

eden birer şehidin hayat hikayesinde yeniden dirilen….Düşman

saflarındakilerin bile her yıl törenlerle andığı kendilerince en şanlı

mağlubiyetleri, savaşın galibi olan bizde henüz hak ettiği değeri bulamadı

ne yazık ki.Çünkü olmazsa olamayacağımız bu kutlu zafer, Malazgirt kadar

ehemmiyet taşır geçmişimizde.

Yıllar önce bir Japon heyet; Türkiye’yi ziyaret ettiğinde dönemin Milli Eğitim

Bakanı Sayın Vehbi Dinçerler’in “ Nasıl gerçekleştirdiniz bu Japon

mucizesini? Nedir sırrınız? sorusuna karşılık Çanakkale’yi gezdikten

sonra; “Nasıl olur da sizin böyle bir hazineniz varken değerlendirmezsiniz?

Biz öğrencilerimizi her yıl Nagazaki ve Hiroşima’ya götürüp tarihleriyle

yüzleştiriyoruz ki, bir daha aynı duruma düşmesinler.Oysa sizin elinizde

böyle bir hazine varken ve dünyaya tek başınıza yokluklar içinde

direnmişken gençleriniz bu şuuru alarak çok büyük işler yapmaya kendini

mecbur hisseder. ” dediğini belki çoğumuz bilmeyiz. Ama Japon mucizesini

hepimiz biliriz. İşte o mucizenin sırrı yukarıdaki cümlelerde gizli.

Dününü bilmeyen yarınını inşa edemez. Gelecek nesiller tarihimizi

dizilerden, dışarıdan kotarılmış romanlardan değil de çok yakınımızdaki

Çanakkale manzumesinden bile öğrense, dünyalara kafa tutacak gücü

kazanmanın yanı sıra, özlerindeki cevherin farkına varacaklardır. Tek

gücümüzün Eurovision ya da futbol olmadığını bilmek onların da

hakkı.Elbette şairimizin dediği gibi ne yaparsak yapalım aziz hatıraları için

yaptıklarımız yetersiz kalacaktır. Çünkü bugünümüzün, bağımsızlığımızın belki

de kilidi olan bu muazzam zafere, evladın anaya duyduğu minnet kadar yüce

bir minnetle borçluyuz. Bu minneti, platonik değil de fiili göstermenin zamanı

geldi de geçiyor bile. Son zamanlarda yapılan güzel çalışmalar ümit verici ve

en azından bir yerlerden harekete geçen bir nehir var ve bu nehir geleceğin

bilgi ummanına çağlayanlar halinde dökülüp okyanusa dönüşecektir diye

ummaktayız.

NURAY KURBAN